~87~

2.2K 168 14
                                    

"Karan! Hadi biraz yürümeyi dene!" dedim bir yandan da yürütmeye çalışarak. Başını sallayıp kolumdan tutunmuş yürümek için çabalıyordu. Az da olsa bana yardımcı olarak diğerlerinin yanına kadar ilerlemişti. Karan'ı Erkam'ın yanına yatırıp bakışlarımı tekrar arkama çevirdim. Kalkanı kırmak için bütün gücünü kullanan katil hayaletlere doğru koşmak istedim fakat Harel durmamı işaret edip bağırdı.

"Biz onları hallederiz! Sen diğerlerini götür!"

Hiç itiraz etmeden onay verdim. Önce Karan'ın kolunu omzuma atıp olduğum yerden zıpladım. Ev ormana yakın olduğu için tek hamlemle evin önüne inip kapıda bizi bekleyen Evrim abla ve Nare'ye verdim.

"Onu eve götürün diğerlerini de getiriyorum."

"T-Tamam." Dedi Evrim abla ama Nare hiç yabancılamadan sessizce Karan'ın kolunu omzuna atmıştı. Şu an bundan şüphe duymanın zamanı değildi ki kız bir süredir biliyordu belki de bunu normalleştirmişti.

Ormana gitmek için tekrardan hazırlanırken bahçedeki masada oturan Asra'yı görmüştüm. Resmen korkudan tir tir titriyordu. Güçlü ve korkusuz sandığım kızın aslında korkak olduğunu görmem beni şaşırtsa da şu an onunla tartışacak vaktim olmadığı için tekrar ormana girdim.

Uzun uğraşlar sonunda hepsini eve getirmeyi başarmıştım. Evrim abla hepsinin yaralı olduğunu gördüğü için bir umut Nare ile bez ve su getirmiş hepsinin tek tek yaralarını temizliyorlardı. Uzaktan onları izlediğimi gören Evrim abla biraz da olsa sakinleşmem için bir tebessüm yerleştirmişti yüzüne.

"Sima gel şöyle otur canım." Dedi boş koltuğu işaret ederek. Karan'ın bakışları bana çevrildi onu bu halde görmek bana acı veriyordu. Birkaç saat önce dostluklarını sorguladığım kişiler şimdi karşımda yarası ile savaşıyorlardı. Öyle bir sınava sokulmuştum ki ne yaparsam yapayım her şekilde onlar zarar görüyordu.

"Kızılım..." diyen o ses donuk ifademi hemen silmişti. O acının içinde yumuşak sesi kulaklarımı doldurmuştu. Sırf beni sakinleştirmek için böyle davranıyordu ama benimki öfke değildi. İçimdeki o ateşin sebebi kesinlikle öfke değildi bundan çok emindim.

Karan'ın bana doğru uzattığı elini tutmak için bir adım attım ama bana biri engel olmuştu. Asra tam karşımda durup gitmemi engellemişti.

"Gidemezsin." Dedi kesin bir sesle. Kaşlarımı çatarak hangi cesaretle karşımda durduğuna baktım.

"Anlamadım Asra?"

Korkaklığının arkasına saklanmış kız şimdi sevdiğim adama gitmeme engel oluyordu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın-"

"Çünkü sende yaralısın Sima." Dedi lafımı bölerek. Bakışları karnımdaydı cevap vermeden başımı usulca karnıma indirdiğimde yere damlayan kanları gördüm. Acımıyordu, hissetmiyordum bile ama ne zaman yalandığımı da anlamamıştım.

"Sima!" dedi endişeli bir ses. Karan'ın korkan gözlerine çevirdim başımı ama gözlerim bulanıklaştığı için onu net göremiyordum.

"Asra tut!" dedi Evrim abla. Onun sözlerinden sonra bedenim programlanmış gibi kendini Asra'nın kollarına bırakmıştı. Acımıyordu ama beni güçsüz bırakmıştı, gözlerim kapanmadan önce şakaklarımdan göz yaşlarım süzüldü.

"Gözlerini kapatma Sima! Eğer kapatırsan yarayı içine almış olursun!"

"O-Olmuyor Asra kendimle savaşamıyorum."

"Yapabilirsin Sima! İlk büyük melezsin sandığından da güçlüsün sakın gözlerini kapatma!"

Karan'ın deli gibi bağırışları diğerlerinin sesini bastırırken zar zor açık tuttuğum gözlerimi pes ederek kapatmıştım.

KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)Where stories live. Discover now