KARANLIK SIRLAR (KİTAP OLDU!)

By Nisasyx

763K 47K 16K

Kendisini tamamen dansa adamış bir kız Sima Kaya... Okulun popüler çocuğu kızların dilinden düşmeyen Uzay Kes... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~
~46~
~47~
~48~
~49~
~50~
~51~
~52~
~53~
~54~
~55~
~56~
~57~
~58~
~59~
~60~
~61~
~62~
~63~
~64~
~65~
~66~
~67~
~68~
~69~
~70~
~71~
~72~
~73~
~74~
~76~
~77~
~78~
~79~
~80~
~81~
~82~
~83~
~84~
~85~
~86~
~87~
~88~
~89~
~90~
~91~
~92~
~93~
~94~
~95~
~96~
~97~ (FİNAL)

~75~

2.7K 197 34
By Nisasyx

"Tam zamanında geldin. Koş koş bak ne hazırlıyorum."

"Baba! Sen muhteşemsin!"

"Köfte patates... Imm en sevdiiğim."

"Önce ellerini yıksa sonra yanıma gel konuşacaklarımız var Sima."

"Uzay ile ayrıldığınızı duymuş da." dedi babam gülerek.

"Anne bir duş alıp da gelsem olur mu? Çok terledim de."

"Hayır hemen gel." Diyerek salona doğru ilerlediğinde babama baktım.

"Bende dediğini yap yoksa ikimizi de aç bırakır."

Hıçkırıklarımı yutmaya çalıştıkça benimle savaşıyor ve dudaklarımdan dökülüyorlardı.

"Sima ne yapıyorsun! Evi mi patlatacaksın!"

Erkam'a gelmemesi için işaret edip aracın her bir zerresine benzini dökmeye devam ettim. Anılarım olan her şeyi yakacaktım.

"Sima!"

Lavin'in sesini duymamla babamdan ayrılıp onlara doğru koştum.

"İyi misiniz? Bir şeyiniz var mı?"

"Hayır yok asıl sen iyi misin?"

Başımı sallayıp ikisine de sıkıca sarıldım.

"Bunu neden yaptınız? Ya sizi öldürseydi?"

"O ne demek Sima? Sen bizim dostumuzsun tabi ki de seni korumak için her şeyi yaparız."

"Evet..."dedim titreyen sesimle.

"Evet siz benim gerçekten dostumsunuz."

Dostluk bu muydu? Onlar bana dost olurken ben onlara sırt çevirmiştim. Benden sakladıkları yüzünden sırf beni korudukları için...

Dostluk bu değildi yaptıkları yanlışları göz ardı ederek temizlemek gerekirken sırtımı dönen bendim. Elimdeki çakmağı açıp yanan aleve baktım. Beni de kül edip sevdiklerime kavuşturacak bu alevi hiç düşünmeden aracın içerisine attım. Hızla yanan alevler bedenimi ısıtırken gözlerimi kapatıp beni de içine almasını bekledim. Doğduğum, büyüdüğüm, ağladığım, güldüğüm, yeni dostluklar kazandığım ev şimdi benimle birlikte yok oluyordu.

Burkan belimden yakalayıp beni evin dışına çıkardığında gürültülü bir ses evi paramparça etmişti. Mutfaktaki tüp araçla anlaşıp ateşi içine alarak evi yok etmişti sanki.

"Sen delirdin mi! Kendini mi öldürmeye çalışıyorsun!"

Belimi bırakıp bana bağıran Burkan'a çaresizce baktım.

"Neden kurtardın beni? Bende yok olmak istiyorum bu acıya katlanacak gücüm yok neden aldın beni içerisinden."

"Sen gerçekten delirmişsin! Buradakiler ne olacaktı düşünmüyor musun!"

Cevap vermeden olduğum yerde oturdum. Sessizce karşımdaki evin yok oluşunu izlemeye devam ettim. İstesem de kendimi öldüremiyordum istemesem de...

"Üzgünüm..." dedi çaresiz bir ses alevlerin düşürdüğü o gürültünün arasından.

Başımı usulca o sese çevirdim. Sinirini bir yere bırakmış göz yaşları içerisinde konuşmaya devam etmişti.

"Onu senin için yaşatamadığım için özür dilerim Sima."

"Ben öldürdüm..." dedim soğuk bir ses tonuyla.

Burkan göz yaşlarının arasında şaşkınlıkla bana baktı.

"Onu ben kendi ellerimle öldürdüm değil mi?" dedim acı dolu çatallaşan sesimle.

"Hayır sen öldürmedin Aren yaptı. Bu konuda asla kendini suçlama."

Ellerimi öne uzatarak kan dolu avuçlarıma baktım.

"Bu eller onu öldürdü. Benden onu bu eller aldı Burkan ve sen dostunun katilinin intihar etmesine izin vermedin."

Ellerini avuçlarımın üstüne koyup kanları görmemi engellediğinde bakışlarımı ona çevirdim.

"Sen kendini öldürsen ne olurdu? Karan geri gelir miydi? Hayır gelmezdi hatta üstüne geride bıraktığın ailen tamamen yıkılırdı. Karan kendi isteğiyle yaptı Sima ona gitme dur dedik. Yıldız abla Aren'i onu tamamen savunmasız kılmıştı geriye sadece bebeği yok etmek kalmıştı. Lavin'in Aren'e doğru koştuğunu göründe o da durmadı ve koştu. O arada oldu her şey hiç birisi senin suçun değil. Asla kendini suçlayarak bizi bırakamazsın."

Ellerimi ellerinden çekip avuçlarıma tekrardan baktım. Lavin bebek için Karan benim için ortaya atlamıştı ve ben ikisini de öldürmüştüm. Yanaklarımdan süzülen göz yaşları avuçlarıma damladığında bakışlarımı sönmek üzere olan ateşe çevirdim.

"Bitti..." dedim acı dolu sesimle.

"Her şey bitti ben kazandım ama kaybettim de. Ailemi, dostumu ve sevdiğim adamı kaybettim. Ben şimdi ne yapacağım?"

Son cümlem o kadar çaresiz çıkmıştı ki Erkam kendini tutamayıp biraz ileriye gitmişti.

"Güçlü kalacaksın Sima. Karan senin için güçlü kaldı ve tekrar gelmeni hiç pes etmeden bekledi. Sende aynısını yapacaksın."

Tebessüm ettim yeniden gelme düşüncesi güzeldi güzel olmasına ama unuttuğu bir şey vardı.

"Doğa üstü hiç bir varlık reenkarnasyona karışamaz Burkan unuttun mu?"

"Hemen öldürdünüz de reenkarnasyona mı karıştırdınız lan beni!"

Duyduğum sesle nefesimi tutarak Burkan'a baktım. Hayal mi görüyordum? Yoksa acı içimi öyle bir kaplamıştı ki artık delirmiş olmalıydım. Burkan duyduğum sesi duymuş gibi aynı tepkiyle bana baktı. Durmak bilmeyen göz yaşlarım bir kez daha akmıştı.

Burkan benden önce arkama baktığında yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Şokun etkisinden çıkmaya çalışarak arkamı döndüğümde saçlarım uçuşmuştu. Gördüğüm kişiyle donakalmıştım Uygar koluna girmiş onu zar zor ayakta tutuyordu. Burkan ayağa kalkıp saniyesinde diğer koluna girdiğinde diğerlerine baktım. Yıldız abla ve Lina bana tebessüm ederek bakıyordu.

"Karan..." dedim çatallaşan sesimle.

Gülümseyerek başıyla gelmemi işaret etti. Hala olduğum yerde durduğumu fark edince ellerimden destek alarak ayağa kalkıp ona doğru koşmaya başladım. Üstümdeki hırka ve saçlarım geriye uçuşurken boynuna atlayıp sıkıca sarıldım.

"Ah! Yavaş güzelim ölmemiş olabilirim ama yaram henüz iyileşmedi."

Boynundan defalarca öperek kokusunu çekebildiğim kadar içime çektim. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp gözlerine baktım.

"Yaşıyorsun... Yaşıyorsun Karan."

Başını sallayıp gülümsediğinde kalbim deli gibi çarpmıştı. Dayanamayıp tekrar sarılarak gözlerimi sıkıca kapattım.

"Öldüğünü görmüştüm her şeyi denedim yaşatmak için ama hiçbir tepki vermedin. Bu nasıl oldu?"

"Kalbime vurduğun o demir beni tekrar hayata döndürdü. Fakat zehir bütün bedenime işlediği için nefes alamıyordum o konuda da cadı sonunda bir işe yaradı."

Gözlerimi açarak başımı ona çevirdim.

"Yani işe yaradı mı?"

Başını sallayıp anlımdan öptüğünde gözlerimi kapattım. Onu kaybettiğimi sanmak o kadar kötü hissettirmişti ki nefes alamamıştım.

"Üzgünüm..." dedi hüzünlü bir ses tonuyla.

Bu sözü dostumu tekrar hatırlattığında dolu gözlerle başımı kaldırdım. Bakışlarım arkadaki Lina'ya gitti. Acı ile tebessüm ederek bana bakıyordu yanına gidecek cesaretim bile yoktu çünkü yine bir nevi ben sebep olmuşum gibi hissediyordum. O bebeği kendim getirmiştim ve nedenini bilmesem de Lavin'in ölümüne neden olmuştu. Karan'ın ellerini bırakıp korkak adımlarla ona doğru ilerledim belki de o da benim gibi düşünüyordu. Lavin'in ölümünden beni sorumlu tutuyordu bilemiyordum fakat bir dost olarak ona destek olmak zorundaydım.

Tam karşısında durup titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Dolu gözleri taşmaya hazırlanırken kendime engel olamayıp ağlamaklı ses tonumla cümleme başladım.

"Lavin için üzgünüm." Diyerek başımı eğdim.

O da sanki bunu bekliyormuş gibi ağlamaya başladı. Ne kadar acı çektiğini bilemezdim ama dosyumu kaybetmek yüreğimi eziyordu. Buz tutmuş elleriyle elelrimi sıkıca tuttuğunda başımı kaldırıp ağlamaktan şişmiş gözlerine baktım.

"Üzülme, senin suçun değildi."

Kardeşini kaybetmesine rağmen benden daha güçlü görünüyordu. Ellerini bırakıp boynuna sarıldım yüreğindeki acının haddi hesabı yoktu. Kendi kanından olan birini kaybetmek diğer yarını toprağın altına bırakmak gibi bir şeydi.

"Başın sağolsun." Dedim hıçkırıklarımın arasında.

"Başımız sağolsun."diyerek düzeltti.

Bu sözleri içimi o kadar rahatlatmıştı ki beni suçlu görmediği için az da olsa kendime olan savaşım azalmıştı. Ondan ayrılıp yanaklarından süzülen yaşı işaret parmağımla usul usul silerken dolu gözleirmle tebessüm ettim.

"Güçlü olmak zorundayız Lina. Ağlamamalıyız Lavin'in katilini yok ettik en azından bunu hatırlayarak güçlü durmalıyız."

Başını iki yana olumsuz anlamda sallayınca kaşlarımı çattım. Zar zor yutkunarak eğdiği başını kaldırıp gözlerime baktı.

"Hayır, Lavin'in katili Mira ve hala hayatta bu haksızlık anlıyor musun? İkizimin katili elini kolunu sallayarak çıkıp gitti ve... Ve ben hiçbir şey yapamadım."

Güçlü yanı sanki bu sözlerinden sonra yıkılmış gibi kendini serbest bırakmıştı. Bukan düşmeden belinden yakalayıp durdurmuştu ben ise karşısında donakalmıştım. Haklıydı, Aren öldürmemişti onu Mira o bebeği ortaya atmıştı ve öylece gitmesine izin verilmişti. Bakışlarımı ağlamaktan harap olmuş Lina'dan çekip Uygar'a çevirdim. Yumruklarını sıkarak ağlamamak için direnen kan çanağı gözleriyle yumruklarını sıkıyordu. Lina'ya bakmayı bırakıp koşmak için bir adım attığında Karan yaralı hali ile önüne geçip engel olmuştu.

"Yapamazsın, öfkeyle hareket edemezsin Uygar."

Uygar Karan'a olan bakışlarını aniden çekip bana yönlendirmişti. Ağlamamak için o kadar direniyordu ki dokunsak kendini bırakacakmış gibi görünüyordu. Gözleri ile bir şeyler anlatmaya çalışıyordu anlayabilmek için gözlerimi kapatıp bütün dikkatimi ona verdim.

"Sana güveniyorum. Lavin'in intikamını alacaksın."

Gözlerimi usulca açıp başımı salladım. Alacaktım, dostumun intikamını yarıda bırakmayacaktım.

BÖLÜM SONU

Karanlık Sırlar'ı ayrıca kitap olarak da satın alabilirsiniz, tüm internet sitelerinde mevcuttur. Daha fazla bilgi için instagram adresine göz atabilirsiniz.

Keyifli okumalar...

Continue Reading

You'll Also Like

Kimliksiz Notlar By 🌙

General Fiction

28.2K 1.3K 8
Yaptığım her şey senin için, sen ise benim içinsin...
7.5M 342K 65
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
265K 23.3K 43
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
673 200 18
ANNEMİN GEÇMİŞİ BENİ EN FAZLA NE KADAR ETKİLEYEBİLİR Kİ? Annesinin geçmişi yüzünden hayatı alt üst olan Tutku giderek ölüme yakınlaşır. Bir çok gi...