Defne' den
Gözümü kapatıp açtım' Hayır onlar yaşıyor' hepsi benim beynimin bi oyunu Murat öldü, Ömer'e biraz daha yaklaşıp koluna sıkı sıkı tutundum.
" Defne iyi misin?"
" İyiyim canım ne olacak? Sana yakın olmak için tutuldum sadece."
' Merdivenleri koşa koşa indik' demiştim değil mi? Hayır o da beynimin bir oyunuydu merdivenleri inmeye üç basamak vardı daha.
Güldü... Öyle bi güldü ki ben eski Ömer'imi gördüm bana aşık olan Ömer'imi.
" Allah Allah ne güzel yakınlık bu böyle? " Sıkı sıkı tutuldum kolundan elim eline kaydırdım yavaşça. Başımı eğip yanağını öptüm elim yanağımda sakallarını severken.
" Biliyor musun İplikçi bu yakınlık benim de hoşuma gidiyor karşımda sen olunca kendime engel olamıyorum."
Cümlemin bittiği yerde elim eliyle buluştu kolunda yavaşça elimi kaldırmıştım.
" Abi gelin artık ben sıkıldım benim tabağım bitti! Abiii abiiii!" Kemal'in sesi Ömer'in bana aşık olan gözlerini çevirmesine neden oldu.
Gözleri göğüslerime kaydığında güldüm." Canın mı çekti yiyebilirsin hadi ye izin verdim." Kaşları çatıldı hala göğüslerime bakarken.
" Saçlarınla kapat memelerini Defne." Dağınık saçlarımı öne alırken ben Ömer' de saç uçlarımı göğüslerimin üstüne gelecek şekilde aynı hizaya getirdi.
" Şimdi daha güzel oldu." Dedikten sonra göğüslerimin üstündeki saç uçlarımı öptü.
' Ama şimdi bu oldu mu yiaaa? Gülüşünü yerim...'
Benim buluşturduğumuz ellerimizi Ömer daha sıkı kavradı. Birbirimize gülerek indiğimizde ben sandalyeme oturmak için elimi ayırmak zorunda kaldım.
Ömer baş köşeye otururmak için sandalyesini çekiyor Kemal'e bakıyordu.
" Kalk koy oğlum uşağın mı var senin?"
" Ama ben misafirim abi ben nerdesem o?"
" Siktir la." Ömer yerine oturmuş Kemal' e konuşurken bende masanın altından Hüseyin'in sağ bacağına vuruyordum elimin tersiyle.
Neden mi? Çünkü ondan ıvır zıvır şeyler istemiştim bu geceye eğlence katacak gerisinde gecenin geri kalanındaydı.
Dikkatlice masaya bakarken çaktırmadan Hüseyin avucuma sapanı bıraktı, avucumun içinde sapana bakarken güldüm ve yerimde kıpırdandım.
" Evet çocuklar bugün ne yaptınız anlatın bakalım?"
Hepsi pür dikkat bana bakarken aynı hızda Ömer altan altan gülüyordu.
" Ne ya merek ettim sadece niye öyle bakıyorsunuz?" Diğerleri gülerek tabağına dönerken Kemal konuştu gereksiz.
" Sanki ilk okula gidiyoruz ya bugün ne yaptıysak yaptık sanane Defneeğ."
Ömer'e baktım göz ucuyla gülerek dudak kenarını kaşıyor ve bana bakıyordu canım ya canım...
" Ömerr şu Kemal'i nasıl seviyorum nasıl seviyorum anlatamam sana böyle nefesini kesecek kadar!" Masanın üstündeki yumruk olmuş elimi okşadı.
" Çok mu seviyorsun sen Kemal'i?" Şu adamın gülüşü olmasa aklım başımda olacak ama bir türlü olmuyor aw.
' Aklın başında mı olacak? Duyda inanma hahaaaaaa!'
" Hı çok baksana nasıl tatlı çocuk ya adetta şeker fare." Diğer elimle Kemal ' gösterirken yüzümde sahte bir gülümseme vardı.
Ömer başını Kemal'e bakarken dudaklarımı oynattım ' senin amına koyacağım bu gece.' dedim.
" Abi abii Defne bana küfür etti abi. " Demesiyle hemen kendimi savunmaya geçtim tabiki de sonuna kadar inkâr edecektim.
" Aaaa üstüme iyilik sağlık kuru iftira, ayrıca ne münasebet! Kendine gel Kemal lütfen rica ediyorum." Dedikten sonra Ömer bana bakmadan ona el hareketi yaptım.
" Aaa hatsiz terbiyesiz! Bak bak bana el hareketi yapıyor abi bak bak." Benim yaptığım gibi eliyle beni gösterdi.
" Defne (!) " Ömer'in bana dönüp tıslanması umsamadım çünkü gülerek konuşuyordu benimle ağızını yediğimin çocuğuuuu.
" Aaa Ömer iftira atıyorlar üstüme ben hiç öyle birşey yapar mıyım?"
" Bilmem yapar mısınız Defne hanım?"
" Yapmam yapmam sen bana güven."
"Yapmam diyor oğlum işte." Ömer yönü bana dönük değilken Kemal'e dil çıkardım gıcık şey.
" Abi dil çıkardı ya dil çıkardı!" dedi çocuk ağlaması ile şuna bak hele ağlıcak nereyse.
' Hahaaaaaa yaşasın kötülük.'
"Ama yeter be Kemal yeter be kardeşim, yeter biliyorsan yeter yani masaya oturduğum dakikadan beri benimle uğraşıyorsun."
" Ama sende benimle uğraşıyorsun Defneeğ ben yalancı mıyım ki yalan konuşasayım? " Ağızıma çatalımdan bir parça yiyecek atarken ağız içinde konuştum.
" Belki de öylesin Kemal kim bilir?"
" Bak bak nasıl gülüyor Asya kılıklı şey yemeğin ortasında kocam beni aldattı diyeceksin dimi yemezler." Gözlerimi kıstım taki Ömer bana bakana kadar.
" Hahaaaaaa şakacı Allah seni Kemal." Elimi savundum dalga geçer gibi.
" BANA BAK LAN! BEN ASYA OLACAK KADIN DEĞİLİM BOYNUZ YİYİNCE KRALİÇE OLMAM BEN! BEN DOĞUŞTAN KRALİÇE' YİM!"
" Ya siz manyak mısınız? " Ah gülen sesine, şen şakrak gülüşüne kurban adam, sandalyede arkasına yaslanıp gözlerini üzerime dikti.
' Ya Ömer bana böyle bakarken ben birşey yapamam ki?'
" Hı hı elime konuş." Elini kaldırıp bana avuç içini gösterirken Ömer'im bağırdı ona.
" Kemal elini sikerim oğlum indir o elini!"
" Pardon abi boşlukta bulundum."
' Oh canıma değsin oh!' dedim içimden Kemale gıcık oluşum taaa ' mavi anne' deyişindendi. Elimi üzerime sürtüyordum içimden konuşurken.
" Kırmızı cadı sende yemeğini ye hadi."
" Tamam." Dediğimde Kemal hariç herkes güldü onda ise surat beş kaşıktı.
Yemeğin geri kalanı masanın üstündeki elimi tutarak yerken masadan gülüşler eksik olmuyordu en önemlisi Ömer'in güzel gülüşlerini görmek bana da nasip olmuştu sonunda.
Ama asıl eğlence şimdi başlıyordu.
Hüseyin'in bana verdiği sapanı oturduğum sandalyemin altına altına saklanmış üstünü de biraz yerimde kıpırdararak kapatmıştım.
Çaktırmadan tabağın kenarındaki çatalımı zemine düştürdüm.
" Ay aksi çatalım yere düştü dur ben alayım şunu."
" Defne dur yenisini alırız mutfaktan bırak çatalı pis olmuştur." Tam eğilirken bileğimden tutmuştu Ömer.
" Olur mu şimdi Ömer çocukların ayağına batar alayım ben çatalımı." Titiz bir Ömer İplikçi ile karşı karşıyaydım. Çatal hakkında konuşurken güzel yüzü nasıl da buluşmuştu.
Konuşmasına fırsat vermeden masasının kenarına düşen çatalımı tamamen masanın altına ittim, milletin çatalı masanın altına düşer benimki masanın kenarına düştü kaderimin amına koyim ben be!
Tamamen masanın altına girdiğimde sapanın ucundaki lastik tokayı Kemal'in erkekliğine doğru yöneldim. Biraz gerdikten sonra.
Nişan alıp sapanın ucundaki lastik tokayı serbest bıraktım.
'' ANNAM! " Diyerek masadan kalktı.
" Ya abi ya Defne elinde sapanla masanın altına duruyor." Demesiyle masanın altından kafamı çıkardım.
"Merhaba çocuklar çatalım yere düşmüştü gördünüz mü?" dedim gülerek ama içimden kahkaha atıyordum o derece.
" Defne?"
Yavaşça başımı Ömer'e çevirdim.
"Aaa Ömer'im naber beni özledin mi?" Dediğimde güldü gülüşü ile gözleri, inci gibi parlayan dişlerini gördüm.
" Özledim özledim de (!) O elindeki şey ne Defne?" Gözleri ile elimi gösterirken ellerini de kalça kemiklerine koymuştu kızar gibi.
" Aaa bu ne be kim vermiş elime bunu ben çatalımı ararken?!"
Herkes gülüyordu ama Kemal paşa elini önüne koymuş öylece bana bakıyordu korkmuştu yavrucak.
" Defne çık hadi masanın altından."
" Bari sapanın ucunda üç tane kaldı onları seberst bırakıp geliyorum."
" Defnee."
Omuz siktim umursuzca " Banneeeeğ ya çıkmicam işte çıkmicam ben çok eğleniyorum." Diyerek gerisi geriye masanın altına girdim.
" Çocuklar masadan uzaklaşın." Diyen Ömer'in sesini duydum.
" Of ya tamam çıktım tamam!" Masanın altına çıktım ama durmayacaktım banne ya! Elimde üç tane toka lastiği vardı ziyan mı olsun canım?
Masadan hemen uzaklaşmışlar ya hepsi bana bakıyordu ben ise Ömer'e bakıyordum bu sefer kızgın oluşuna dayanamıyordum.
" Uzakta olmaları benim için fark etmez İplikçi ben havada karada her türlü nişan alırım." Der demez Metinin kullağına bir diğerini Hakan'ın koluna bir diğerine ise tekrardan Kemal'e attım ama bu sefer bacağına.
" Hahaaaaaa yaşasın kötülük." Dedikten sonra varlığını unuttum Ömer'im kendini hatırlattı.
" Gel buraya gel." Eliyle beni yanına çağırıyordu yanına gidip karşısında durdum gözler de biraz üzün omuzlar çökük yüzüm asık.
"Sen ne istiyorsun benim çocuklarımdan eh be kadın?"
Omuzlarımı siktim " Banne benim canım sıkılıyor." Güldüm bıyık altından benim gülüşümle Ömer 'de gülüyordu.
Beni kendine çekerek sarıldı sarıldım çenesini başımın üstüne koydu.
" Şimdi sen arkadaşlarından özür diliyorsun hadi Defne." Sıkı sıkı sarıldım burnuma gelen koku içme huzur dağıtıyordu. Ömer'imin kokusuydu bu.
" Hayır ya onlar benimle oynamadı hemen beni sana söylediler hayıy Ömerrr."
" Ya yerim seni kadın! " Başımı göğüsünden kaldırıp yüzüne baktım esmer teni sevdiğim ya sakallarıyla nasıl da uyumlular.
" Yer misin beni?"
" Yerim tabi." Yanağıma yaklaşıp ağızını açtı " ham ham!" Diyerek yanağımı ağızının içine aldı, yanağım Ömer'in ağızında ıslanırken ardından da ısıdı.
" YA ACIDI AMA ÖMER!"
" Acısın yaramaz Defne seni." dedi ama ardından da yanağımı öptü elim yanağımdaydı bu nedenle elimin üstünü öpmüş oldu.
Benim kıkırmalarım Ömer'in gülüşleri ile birlikte başımızı anlılarımıza dayandık.
Ama tabiki aynı anda kameralar patladı.
" Abi gülümseyin çekiyoruz!" Demeleri ile çocuklara baktık.
" Ah olamaz Ömer bizi yakalandılar hemen evlenmeyiz!" Deyişimle güldüler Ömer'im beni kendine çekerek güldü Metin'e.
" Deli kadının benim!" Ard ardına çekilen fotoğraflar sonra salonuna geçtik, şimdi ise oturmuş filim izliyorduk.
' Ama ben sıkıldım kiiii!'
" Ay ben sıkıldım kaç saattir bi bitmedi ya!" Önüme gelen saç tutamlarını baş parmağıyla sevdi.
" Ne yapalım Defne' m?
" Ay yaşasın uzun eşek oynayalım?"
" Olmaz (!)" Dedi dişleri arasından o zaman anladım olmazmış yüz hatları sertleşti.
" O zaman deve güreşi yapalım ama ben oynamıcam yükselten korkuyorum ben." Dudak kenarını kaşıdı bir kolunu koltuğun arkasına atmıştı.
" Sen ne yapacaksın ki bu sürede?"
" Bende sizi çekeceğim eğer izin verirsen Hüseyinle?"
" Benimle mi? Hüseyinle? " İkisiyle aynı anda konuşunca kıkıdadım yapacaklarım daha bitmemişti Kemal'e.
" Lütfen Ömerr?" Tek kaşı havaya kalkmıştı Hüseyin dediğimde.
" Tamam peki öyle olsun çek bizi Hüseyinle , kalkın lan ayağa." Dedi bi hızla.
Ömer'in sırtına Hakan, Metin' in sırtına Kemal bindi, birbirine devirmeye çalışırken gülüyor birbirine laf atıyorlardı.
" Abicim adil oynasana kırmızı bayrak görmüş boğa gibi davranıyorsun."
" Kes tıraşı oyununa bak oğlum." Gülen sesine bak ya gel' de aşık olma bu adama şimdi.
" Ömer'im bana bak." Diye seslendim Hakanla bana dönüp güldü ve ardından poz verdi elleri Hakan'ın bacaklarındaydı.
Hüseyin onları videoya alırken hiç kimseye yıkılmıyordu hepsi dağ gibiydi maşallah Ömer'ime baktığımda bi iki adım geriye gider gibi oldu.
" Ömer..." Diye fısıldadım bana baktı herkes oyuna dalmışken kimsenin huzurunu bozmak istemiyordu belli ki.
İki defa göz kapaklarını açtı kapattı 'iyim ' der gibi ama ben pek emin olamadım.
Koşarak tuvalete gittim, ilk işim dolabı açmaktı dolabının içinden ağda bandını aldım kimseye çaktırmadan gıdım gıdım, mimik mimik adım attım ağda bandını arkamda saklayarak.
Ömer'in kaşlarını çatıldı ama gücü de yoktu gözlerini kırptı.
" Kemal abi yavaş olsana, abi hadi bizi yenecekler! " Bir adım attı Ömer Kemal'e doğru fakat bünyesi geri çekti onu.
Çok vakit kaybetmedim çünkü Ömer'in gücü gittikçe azalıyordu hemen açık olan bacaklara ağda bandını yaptırıp çektim bi hızla.
" Has... Aaaa am-" cümlerini tamamlamadan Ömer'e bakıp yere yıkıldılar " hile yapıldı hile var hile!" Diyen Kemal'i yok sayarak.
" Hadi Hakan in abinin üstünden." Yere üst üste yılmış adamları göstererek " hadi sende onların üstüne hücum yap hadi durma." Kanına girmiş olsam da bu adamların ruhu büyümeyen çocuklardı.
İnip Hüseyin'e birlikte yerde yatan abilerin üstüne attılar birbirini zaten hepsi de birbiriyle boğuşuyorladı.
" İyi misin Ömer?"
" İyim iyi ufak bir baş dönmesi sadece Defne teşekkür ederim."
" Gel şöyle otur." Yavaşça geriye çektim onu koltuğa otururken kalbini tutuyordu nefes nefese.
" Ömer..." Dedim soracasına.
" Vallaha iyiyim dedim ya Defne." Beni kendine çekerek göğüsüne yasladı.
" Bak bak hareketlere bak çerme takma çocuğa lan Hakan."
Pat diye altta kalanlardan bir yırtılma sesi geldi pantolonları yırtıldı herhalde buna gülmem gerekirdi herhalde ama gülemedim.
Bir anda neşem bitmişti sanki, ama ikinci bir hareketlerinde ' osurma' sesi geldi bu sefer bende patladım deli gibi anırıyordum kahkaha atarak. Sinir sistemin alt üst olmuştu.
" İyi misin Defne'm?" Akşam yemekleri yenilmiş gecenin ilerleyen saatlerinde dans ediyorduk Ömer'imin isteği ile.
Tabi çocuklarda birbiriyle ediyordu Kemal Hüseyinle, Hakan Metinle ediyordu.
" İyiyim iyi bir anda beklemiyordum şey oldu kendimi tutamadım kusura bakma."
Güldü gözlerini kısarak.
" Yok çok güzel güldün de, yanlız bi an için içinde eşek bandırıyorsun sandım Defne'm."
" Ya eşek!" Diyerek sitem ettim omuzuna küçük bir dokunuş yaptım vurur gibi utanmıştım ya.
" Sen kızardın mı?" Deyince göğüsüne yaslandım başımı amacım kızaran yüzümü Ömer' den saklanmaktı.
" Yiaa utandım ama ben!" Ömer'e nazlanim derken karşı tarafta bizi izleyen çocukları unutmuştum kızaran yüzüm daha da kızardı bu sebepten dolayı.
" Ömer... Çocuklar bize bakıyor." Yüzümü Ömer'in göğüsünde sola doğru çevirdim hemen.
" MÖÖH!" diye sesler yükseldi benim arkamdan.
" Utanıyor oğlum yapmayın." Ah canım Ömer nasıl da susturdu onları hemen.
" Bakıyorlar mı bakıyorlar mı?" Ağız içinde söyledim cümlemi ben bile anlamadım ama Ömer'im inşallah anlamıştır.
" Yok bakmıyorlar." Ömer'e güvenip başımı sağya doğru çevirdim tek gözümü açıp baktığımda ise tekrardan " MÖÖH!" diye sesler yükseldi.
" Yaaa kandırdın beni Ömer (!)" Olduğum yerde tepinip cırladım. Omzunda olan çenesini biraz oynatıp;
" Birşey olmaz birşey olmaz unutursun büyünce" Boyu benden baya bi uzun olduğundan dolayı benim hizama gelip çenesini omuzuma koymuştu.
Sıkı sıkı sarıldım kıkırdayarak bana dediği kelimeden ötürü ' serseri' bu adam ya!'
Müzik bizimle akıp giderken bende kendimi Ömer'in kucağına bıraktım ha burada çalan müzikle ilgili ufak bilgim yoktu.
' Sikmişim müziğini be! Ömer'imin kollarındayım ben şuanda.'
Yanımızda bir hareketlilik hissedim çığlık ata ata Ömer'in kucağına atladım çünkü Müdür yanımıza gelmiş Ömer'in bacağına tırmanıyordu ön partileriyle.
" BU NEREDEN ÇIKTI BE!" Bacaklarını Ömer'in beline sardım sıkı sıkı kollarımı da boynuna sarmıştım şimdi yüksekten Müdür ' e bakıyordum.
" Ne oldu lan ne oldu? Heğğ çıksana yukarı hadi çıksana Suratsız! Bak ben yukardayım sen aşağıda ağla." Tırmamaya başladı Ömer'in bacağına doğru hırlıyordu lan!
" Defne sana birşey diyeceğim ama?" Müdür'le göz teması kuruyordum bi yandan bi yandan da Ömer'in ne diyeceğine odaklandım.
" Heğğ söyle yakışıkluu! Anam ağızını açtı ağzını açtı! Kapat lan ağızını edep yoksunu it!"
Üstümüze atlamaya çalışırken ön partilerinin üstüne düştü.
" Ehhheee düştü ki düştü kiii." Herkes gülmeye başlamışken benim bu halime ben korkuyordum ama! Ömer gülüşlerin arasından;
" Müdür yüksekliğe atılabiliyor bir atlayışla." Dedi ve benim aklım başımdan gitti.
"NE!!!" Diyerek bende Müdür gibi Ömer'in üstüne tımarmaya başladım Müdür bacağına doğru tırmanıyordu Ömer'in bende çıkabildim kadar üstüne.
" YA YİYECEK BENİ ÖMER BİRŞEY YAP! LAN SURATSIZ GİT ÇILDIRTMA BENİ ÖMER BİRŞEY YAP BEN SENİ YİYEMEDEN MÜDÜR BENİ YİYECEK ÖMER!!! ALLAH'IM BARİ ŞU ADAMIN TADINA BAKSAYDIM BE BİR KERE! KUL HAKKI DİYE BİRŞEY VAR BU DÜNYADA ALLAH'IM!! "