Kayıp Güneş

By Lydiaa666

55.4K 5.9K 6.4K

TAMAMLANDI "Bill... Sanırım hayatımın kayıp güneşiymişsin... Seni seviyorum" Başlangıç: 22 Nisan 2021 Perşemb... More

<1>
<2>
<3>
<4>
<5>
<6>
<8>
<9>
<10>
<11>
<12>
<13>
<14>
<15>
<16>
<17>
<18>
<19>
<20>
<21>
<22>
<23>
<24>
<25>
<26>
<27>
<28>
<29>
<30>
<31>
<32>
<33>
<34>
<35>
<36>
♥*♡∞:。.。FİNAL。.。:∞♡*♥ 

<7>

1.8K 199 230
By Lydiaa666

İstemsizce gülümsüyordum. Parmaklarım çıplak göğsümdeki, parlak yazılara silinirken eşlik etti. İstemsizce kıkırdadım. Bakışlarım tanımsız duygular ile aynadaki suretimdeydi.

"Hadi ama... Biz erkeğiz dostum, benden etkilenmen imkansız. İşte asıl imkansız bu"

Derin bir nefes aldım ve başımı onaylamazca sallarken bornozuma sarındım.

'Geceleri bir melek kadar güzel olmayı bırak! Yoksa ansızın o aralık dudaklarına kendimi bastıracağım. Ve ben tutunduğum birşeyi asla bırakmam...'

Bu yazıları sadece ben görüyordum ve gördüğüm anda silinmeye başlıyordu. Sanırım bir büyücü ile uğraşıyordum. Onunla tam manası ile ne yapsam şaşkındım. Bu varlık bana beni sevdiğini söylüyordu ve bana kendini göstermiyordu, bu yüzden ona inanmakta zorlanıyordum.  En önemlisi ise onun ne olduğunu bile bilmiyordum ve benden etkilenmesi imkansız geliyordu. Ayrıca bulunduğum durum resmen romantik komedi filminden bir kesitti.

   Ben Dipper'ım. Zayıf ve genelde sessiz, parlak kız kardeşine uyum sağlamakta zorlanan, herkesten anormal olandım.

Elime saç havlumu alıp uzun kahve saçlarımı kurulamaya başladım. Ardından köşeye koyduğum giysileri üzerime geçirmeye başladım.

"Dipper! Hadi ama duşla mı savaşıyorsun?! Ağaç oldum burada!"

Taş çatlasa on beş dakikadır duştaydım.

"Tamam Mabel! Çıkıyorum, bekle"

Aceleci kardeşime gözlerimi  devirip pantolonumu giydim. Dar jean'ın üzerine mavi tişörtümü geçirip elimdeki havluları askılığa astım.  İşim bittiğinde kapıya yönelip zaman kaybetmeden açtım.

Beni itekleyerek giren Mabel ile gözlerimi kısarak kapanan kapıya baktım.

"Bu kadar acele edecek neyin var anlamıyorum. Alt tarafı sevgilinle buluşacaksın. Hah ve sevgilinin kim olduğunu söylemeye bile gerek  duymuyorum. Kötü koksanda seni  sever o çocuk adam"

"Sevgilim hakkında düzgün konuş seni dünya umutsuz saplar başkanı!"

Kaşlarım  çatılırken somurtarak konuştum.

"Ben mi! İnan bana Gideonla çıkacağıma cüclerin gelini olurum daha iyi."

"Defol Dipper!"

Gözlerimi  devirdim ve banyonun önünden ayrıldım.

Evet Mabel Gideon ile sevgiliydi. Gideon biz kasabadan ayrıldığımızdan birkaç ay sonra buraya gelmişti. Ve herşey neredeyse ışık hızında gerçekleşmişti. İki yıllık bir ilişkileri vardı. Bugünde ortak dersleri olduğu  için kız kardeşim o her bilindik çarşamba seremonisini gerçekleştiriyordu.Özenle hazırlanıyor ve ilk günkü heyecanı ile okula gidiyordu.

Şey, açıkcası kardeşim ve Gideon oldukça garip bir çiftti. Bazen yaptıkları saçmalıklar için ben onlar yerine utanıyordum.

Kardeşimi ondan kıskanmıyordum, çünkü çocuk benden iyi ilgileniyordu onunla. Mabel'ın Gideon yüzünden asla üzüldüğünü görmemiştim. Ve bu iyiydi. Her ne kadar kızacak veya eleştirecek birşey bulamasamda Gideon'a haksızlık edemezdim. Mabel'ı mutlu edebilmek için onun çevresinde pır dönüyordu.

Odaya geldiğimde yatağımı düzenleyip masama ilerledim. Parfümümü alıp boynumun yanlarına birer fıs sıktım. Ardından odadan çıkıp mutfağa ilerledim.

"Günaydın"

Kıkırdayarak ellerindeki omleti pişirmeye çalışan annem ve babamın dikkatleri beni bulurken gülümsedim.

"Günaydın tatlım! Kardeşin  nerede?"

"Banyoda. Bilindik çarşamba sendromu"

Kıkırdayan annem çaya yönelirken babam elindeki omleti pişirmeye devam ediyordu.

"Üç gün kaldı, gerçekten yazınızı orada geçirmek istiyor musunuz? İsterseniz başka şeylerde yaparız  oğlum"

Sandalyelerden birini çekip otururken bakışlarım babama döndü.  Hızla başımı hayır manasında sallayıp konuştum.

"Cidden gerek yok. Biz gerçekten amcalarımızı  görmeye gitmek istiyoruz. Orası bizim için çok değerli."

Benim tıpkımın aynısı bir fiziğe sahip babam sıcacık gülümsedi.

"Peki madem oğlum.  Siz istiyorsanız biz tamamız. Bugün gidip otobüs bileti alacağım. Erkenden almış  olalım."

Başımı  olur manasında sallarken tabağıma bırkatığı omlete gülümseyerek teşekkür ettim.

Oregon'daki o ilginç kasabaya gitmek istememek mi? Asla. Orası bizim için çok özeldi. Tabi bunda özet bir kıyamet yaşmamızda tuzu biberiydi. Garip ve asla unutulmayacak bir olaydı.

Annem çayı da masaya koyduğunda Mabel'da gelmişti.

Üzerinde pembe bir kalp bulunan beyaz tişört, şort etek, özenle taranmış kahve bukleli saçlar ve simli yıldızlar bulunan küpesi ile sanki fazla parlaktı. Göz  yoruyordu fakat Mabel'dı bu. Bu renk cümbüşü giyimini annemden aldığını düşünüyordum. Oda pembe ve simli bir bluz giymiş birde yeşil puantiyeli bandanası ile kızının kopyasıydı.  Bu hallerine gülerek kahvaltıma başladım.

Ailem sohbet etmeyi, konuşarak kahvaltı etmeyi severdi ancak ben pekte katılmazdım. Pasif dinleyicilik sanırım ailedeki kalıbımdı.

"Bence ailenin kıymetini bil ve onlarla sohbet et"

Elimdeki çatal tabağa düşerken birden bütün gözler bana dönmüştü. Yüzümdeki şaşkın ifadeyi  silip gülümseyerek çatalı elime aldım. Ailemin bakışları benden çekilirken kimsenin onu duymadığının farkındaydım fakat ona nasıl cevap vereceğimi  bilmiyordum. Ve şuan neredeydi o?

"Tam arkandayım prensim. Ve sadece cevap olarak düşünmen yeterli seni duyabiliyorum"

Ağzımdaki salatalığı zar zor çiğnerken hiçbir şey yokmuş, kimseyi duymuyormuş gibi kahvaltıma devam ettim.

"Demek imkansız... benim için  hiçbirşey imkansız değil Dipper. Ve neden bir erkek  bir erkekle birlikte olamaz ki?"

Kahkahası etrafıma yayılırken ne yapacağımı bilmiyordum.

"İnan bana Dipper öyle çiftler gördüm ki iki erkeğin birbirini sevmesi normal bile sayılabilir. Ve bu zaten normal!"

Boynumda hissettiğim ılık nefes  ile soluğum titrerken hızla elimi boynuma götürdüm. Boynuma sürtülen burnu hissediyordum. Bu sapıklık ve tacizdi!

"Üzgünüm... seni rahatsız ettiğimin farkındayım ancak kokun... bu kokuna dayanamıyorum. Işığa çekilen sinekler gibi beni kendine çekiyor!"

Gülümsememi durdurmaya çalışırken elimi boynumdan çektim. Şuan ona iyi davranarak kötü mü yoksa iyi mi yaptığımı bilmiyordum. İçimden bir yan ona iyi davranmamı sağlıyordu. Sanırım ona ısınıyordum?

"Hayırr! Aşık oluyorsunn!"

Gözlerimi devirmemek için kendimi  zor tutarken bardağımdaki portakal suyunu içip masadan kalktım.

"Afiyet olsun ailem ben kalktım"

"Sanada tatlım!"

"Sanada oğlum"

"Sanada kardeşim, beni bekleme bu arada. Gideonla yürüyeceğiz. Üzgünümm"

Elimi omzuna koyup bana suç islemiş gibi bakan Kardeşime sıcacık gülümsedim.

"Takılın kafanıza göre. Seni üzerse bana söyle ama."

"Öhöm... dünyanın en muhtişim ikizi olduğunuzu söylemiş miydim?"

Tek kaşımı kaldırarak düşünürcesine konuştum.

"Öhöm... dünyanın en yalaka ikizi olduğunuzu söylemiş miydim?"

Gıdıklamaya çalışırken hızla kapıya  kaçtım. Yerdeki çantamı sol koluma takıp masadaki şapkamı aldım. Çam  ağacı  sembollü şapkamı.

"Ah inanamıyorum! Mabel yok! Şuan seninle yan yana, her sen ne kadar görmesende, birlikte okula gideceğiz! Öleceğim burada prensim!"

Benim bal tanesi Bill'immm. Şapşik ya wrkhwrkhkwr

*Görsel Gideon ve Mabel ♡.♡

Bu bölümden hiiiç emin değilim, o yüzden objektif bakın ve direk söyleyin fikirlerinizi. Siz kusurlarımı söyledikçe  ben daha iyi yazarım ve bu kurgu güzelleşirrr õ~õ

Yeni bölüm yazmak için kaçtım ben,  umarım beğenmişsinizdir💙

Continue Reading

You'll Also Like

115K 12.9K 51
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
825K 66.7K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
342K 31.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
41.8K 2.2K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...