Bölüm 24🌗

943 106 56
                                    

Endişeden kararmış gözlerimi birkaç kez açıp kapattım. Derin nefesler alıp vermeye başlamıştım ve sol kolum hissetmediğim derecede uyuşmaya başlamıştı. Buradan sağ çıksam bile Alden'ın dilinden kurtulamayacağıma emindir. Bir sürü nasihat verecekti. Üstelik bu belaya Aaron'u da bulaştırmıştım. Böyle düşündüğüm için deli olmuş olmalıydım. Buradan sağ çıkarsam onun öfkesinin hedefi olmaya bile razıydım.

"Şimdi, ikinizin birden canını alacağım ve buradan hiçbir şey olmamış gibi çekip gideceğim." bir kahkaha attı. İğrendim. "Kimsenin size ne olduğunu anlayacağını sanmıyorum." iğneleyerek, "Koruyucular." dedi.

Bize iğneleyerek koruyucular demesinin sebebi, koruyucuların yartıklara karşı savaşıyor olmasıydı. Eğer bizi burada öldürürse kraliyet askerlerinden kimse şüphe etmezdi. Kimse ama hiç kimse bunu kanıtlayamazdı.

Sertçe yutkundum. Burada bulunduğum süre boyunca birçok mücadelenin içine girmiştim. Hiçbirinde bu kadar kapana sıkışmamıştım. Eğer buradan kurtulabilirsem de karşı karşıya geldiğim mücadelerim bitmeyecekti, elbette.

Daha kötüsünün olmamasını dileyerek, yanan gözlerimi Aaron'a çevirdim. Şaşkınlığı üzerinden atmış yapcağı hamleyi düşünüyor gibiydi. Sağ eli yavaş ama çok yavaş bir kımıldamayla hançerine gidiyordu. Bunu fark etmiştim ama arkamda öfkeden kuduran adamın bunu fark edebileceğini sanmıyordum.

"Az önce beni kralla tehdit eden siz değil miydiniz? Ne oldu da bu kadar sessizleştiniz. Ha!" bağırdığında sıçradım. "Siz kim oluyorsunuz da bizimle, askerlerle boy ölçüşüyorsunuz."

Ne kadar sinirden kudursada beni rehin almıştı. Beni hala öldürmemiş olması da karasız olduğunun bir göstergesiydi. Amacı bize boyun eğdirmekti ki - bunun kimseye yararı yoktu. Kendi üstünlüğünü bize kanıtlamış olacaktı. Ama hala öldürmemiş olması öldürmeyeceği anlamına gelmezdi. Canını sıkarsak hiç düşünmeden bıçağı boynuma saplardı.

Peki... Şimdi ne yapmalıydım? Aaron temkinli davranıyordu çünkü hançerini alsa bile ondan hızlı olamazdı. Onun bıçağı boynumdaydı. Ne yaparsa yapsın olmazdı. Düşündüm. Benim, benim bir şeyler yapmam lazımdı.

Ellerimi kullanamıyordum. Sol elimi arkaya alıp iki bedenin arasına sıkıştırmıştı. Sağ elimide sıkıca kavramıştı. Bedenimdeki uyuşma artmıştı. Ayaklarımın titrediğini hissettim. Dermanım tükenmek üzereydi ve hava soğuktu.

Gözlerimi kapattım zihnimi ve son bir güçle bedenimi toparladım. Gözlerimi açtım. Karar vermiştim. İlk hamleyi ben yapacaktım. Yoksa boynumdaki hançer içeriye saplanırsa benim için hiçbir geri dönüş olmayacaktı. Ölecektim.

Aaron'un eli hançere ulaşmış sıkıca tutmuştu. Gözlerini arkamdaki adama kitlemişti. Gücümün yettiğince kımıldanarak doğrulmaya çalıştım. Dikkatini dağıtarak veya herhangi bir sebeple boğazımdaki hançeri uzaklaştırmalıydım. Böylece işimiz kolaylaşacaktı.

"Şimdi... Sakin ol. Eğer bizden birini öldürürsen sonuçlarıyla başa çıkamazsın. Ve bunu kimsenin anlamayacağını düşünüyorsan... Yanılıyorsun. Çünkü senin de gayet iyi bildiğin gibi cesetteki insanla yaratığın farkını anlayacaklardır." Aaron gayet sakin ve yumuşak şekilde onu ikna etmeye çalışoyordu.

"Beni aptal mı sanıyorsun? Sizin cesetlerinizi burada bırakır mıyım sanıyorsun... Asla! Sizi tamamen ortadan kaldıracağım. Hiç var olmamışsınız gibi." dediğinse sesindeki tondan sırıttığını anladım.

Pislik herif! Adice hareket edip bizimle oynamaya devam ediyordu.

Sertçe yutkundum. Onun kolları arasında olmasaydım içimdeki büyüyen hırsla onu gebertebilirdim.

KORUYUCUDonde viven las historias. Descúbrelo ahora