Bölüm 15🌖

1.3K 169 79
                                    

Mia

Sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Arkamda Aaron ve Deena'da vardı. Ses, geldiğimiz taraftan Noah ve ailesinin evinin bulunduğu alandan geliyordu. Birkaç evi geçtiğimizde kenardan dönünce birden durdum, çünkü çitlerin bulunduğu alan çökmüş ve parçalnmıştı. Peşimden gelen Aaron ve Deenada bir anda durarak, "Olamaz!" dedi ikisi aynı anda.

Gördüğüm manzara beni şoka sokmuştu, bunları yıkabildiklerine göre çok güçlü olmalıydılar. Bir anlığına gözüm yerdeki kırmızı ize kaydı. Noah ve ailesinin yaşadığı bölgeden ormana doğru gidiyordu. Elimi hızla ağzıma götürerek gördüklerimi sindirmeye çalıştım. Aklıma gelen kötü düşünceyle Noah'ın evine doğru koşacakken, hızla arkamı döndüm ve beninle aynı şoku yaşayan Aaron'a hitaben, "Hemen eğitmenlere ve köyün yöneticisine haber verin! Alarm durumuna geçmeliyiz!"diye bağırdım. Tama gideceğim sırada tekrar dönerek, "Ve büyücü... Büyücü hemen hazırlanmalı." Verecekleri cevabı beklemeden önüne dönüp koşmya devam ettim. Umarım kimseye zarar gelmemiştir...

Noah'ın yaşadığı evin önüne geldiğimde kısa bir an durdum, çünkü kapı aralık kalmış, açıktı. Aklıma gelen bin türlü düşünceyle titreyen ellerimle kapıyı arkaya kadar açtım. İçeriye adımımı atıp etrafa göz gezdirdim ve her yerin düzgün olduğunu görünce rahatladım. Rahatlamış halde nefesimi verirken aklıma evin fazla sessiz olduğu geldi. Ev neden bu kadar sessizdi? Bir hızla merdivenleri çıktım ve tüm odalara bakındım ama kimse yoktu. Kalbim deli gibi atıyordu ve çıldıracağımı düşünecek gibi oldum. Aniden bedenimi ele geçiren korku düzgün düşünme yetimi kaybetmeme sebep oluyordu. Hemen merdivenleri inerek odada dönmeye başladım.

"Noah! Lily!" tüm nefesimi tüketerek bağırıyordum, lütfen bir şey olmamış olsun. Biraz önce Noah'ı bıraktığımda Lily'de evdeydi. Bayan Ava her zamanki gibi çalışmaya gitmişti. Keşke onları tek bırakmasaydım. Olduğum yerde durunca ayaklarımın titrediğini hissettim, bu yüzden kendimi bir kanapeye attım.
Elimi sıkıntılı bir şekilde alnımda tuttuktan sonra yavaşça saçlarımın içinde gezdirdim. Şimdi ne yapacaktım?

Elim ayağım hala titriyordu. İstemsizce tekrar etrafa göz gezdirdim. Bu sırada tıkırtı sesleri duyar gibi oldum. İçime yerleşen heyecanla bir anda ayağa kalktım. Kalp atışlarım tekrar hızlanmış deli gibi göğsüme çarparken, bir yandan da soğuk soğuk terliyprdum. Nefesimi tutatarak sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Merdivenin yanına doğru geldiğimde sesin daha çok çıktığını fark ettim. Sonra aklıma saklanmış olabilecekleri geldi. Nereye girmiş olabilirlerdi? Biraz daha ilerlerken ayağım bir şeye takıldı ve sendeledim. Ne olduğuna bakmak için başımı eğdiğimde küçük kilimin altındaki çıkıntıyı gördüm. Aklıma gelen düşünceyle kilimi bir kenara savurdum ve tahmin ettiğim gibi aşağıya inen, bodrum kapısı çıktı. Biraz zorlamayla kapağı açmıştım ama bir anda açılmasıyla arkaya savrularak yere oturmuştum. Bu sırada ayağımda burkulmuştu. Hemen toparlanarak aşağıya doğru baktım, karanlıktı. Başımı hafif eğerek, "Noah! Lily!" diye bağırark birkaç saniye bekledim ve içeriyi dinledim. Ses gelmeyince içeriye girmeye karar verdim ve bir admımı mersivene attığım anda, "Mia!" diye aşağıdan ses geldi. Bu Lily'nin sesiydi. Hemen, "Buradayım. Merak ettme." diye karşılık verdim. Tıkırtı seslerinden sonra Lily'nin ayak seslerini duydum ve yukarıya geliyor olduğunu anladım.

Yukarıya vardığında elinden tutarak çıkmasına yardım ettim. Yanıma çıkar çıkmaz boynuma atlayarak sıkıca sarıldı, çok korkmuştu. Bende onun sakinleşmesini bekleyerek sarılım ve sırtını sıvazladım. Yavşça benden ayrılarak yüzüme baktığında gözlerinin ağlamaktan kızardığını gördüm.

KORUYUCUWhere stories live. Discover now