Bölüm 22🌕

985 117 36
                                    

Yaklaşık bir saattir odadaydım. O uyuyana kadar yanında duracağıma söz vermiştim. Buna gerek var mıydı bilmiyorum ama onu reddetmek istememiştim. Üstelik bu durumdayken.

Yatağın kenarında oturmaya devam ederek onu izliyordum. Elimi bırakmamış hala sıkıca tutuyordu. Uyurken bunu nasıl becerebildiğini merak ediyordum doğrusu. Ben uyuduğumda ölüden farksız oluyordum. Uykuya daldığım zaman her şey kopuyordu. Düşününce, bulunduğum şartlarda bu kötüydü aslında.

Gözlerim elimizden yüzüne kaydığında kaşlarının hafif çatık olduğunu gördüm. İçimden Tuhaf diye geçirdim. Normalde kaşlarını kolay kolay çatan biri değildi. Hatta, hayatımda onun kadar gülümseyen başka biri görmedim desem abartmış olmazdım herhalde. Ciddi olduğu zamanlar vardı. Kızdığı ve sinirlendiği zamalar da ama yüzünün güldüğü zamanlar daha fazlaydı. Sanki gülümsemesi hiç silinmiyordu. Gülen adam... Zihnimde oluşan görüntüsüyle gülümsedim.

Bir anda yerinde sıçrar gibi olduğunda irkildim. Kaçlarını daha çok çatmıştı ve sanki rüya görüyor gibiydi belki de kabus. Elimi yavaşça onun eli arasından çektim ve onu uyandırmamaya dikkat ederek yüzüne götürdüm. İki kaşının arasına parmağımı değdirerek düzelmeye çalıştım ama elimi çektiğim an eski halini alıyordu. Ne görüyorsa, sayıklamaya başladı. Başımı yüzüne yaklaştırarak ne dediğini anlamaya çalışsamda olmadı. Elimi bu kez yanağının üzerine getirdim ve, "Ben buradayım...  Yanındayım." diye fısıldadım. Başparmağımı yanağında belli belirsiz gezdirdim. Sayıklaması durduğunda kaşlarıda düzelmişti.

Hafif ateşi vardı, sayıklamasını buna bağlıyordum. Orada tek başınaydı. Ama eğitmenin tam zamanında vardığını düşündüğümde, o kadının orada olduğumuzu nasıl bildiğini merak etmiyor değildim. Yani, çarpışma yerlerimiz farklıydı. Ya büyük bir tesadüf eseri oradaydı ya da öneden olacaklardan haberi vardı. Eğer önceden haberi varsa Alden ona güveniyor olmalıydı.

Elim yanağının üzerinde dururken tülün kıpıdandığını, ardından tülü açarak Olivia'nın yanımda bittiğini görmemle hızla elimi geri çektim. Bir bana, bir elime bakarken dudağı hafifçe kıvrıldı. Gülümsemesi görmemle beni bir ateş bastı. Gözleri, en son Alden'i bulduğunda, Şaşkınca, "Uyudu mu?" dedi. Neden şaşırdığını anlamamış olsamda, görmezden gelerek sadece başımı salladım. Elinde bulunan bardağı komodinin üzerine bıraktıktan sonra bana geri dönerek, "Yorgunsun. Gel... Sana uatacağın yeri göstereyim. " dedi ve arkasına dönerek kapıya yöneldi. Bende peşinden kalkarak doğruldum. Gitmeden, son kez Alden'a baktım ve aralık tülden geçerek gittim.

Kapı girişinde beni bekleyen Olivia'ın yanına ulaşamadan, o, arkasını dönüp merdivenlerden çıktığında, bende, merdiven korkuluğundan destek alarak çıkmaya bbaşladım. Hole geldiğimizde Olivia beni bekleterek, giriş odasına girdi. Bir süre sonra çıktığında, "Aaron yatmış olmalı." dedi. Bana kısa bir bakış atarak eliyle yukarı katı gösterdi ve, "Buradan." dedi. O önde ben arkada merdivenlerden çıkmaya başladığımızda arkamda duyduğum sesle başımı çevirdim. Eğitmen Silvia mutfaktan çıkarak aşağı merdivenlere yöneldi. Gördüğüm şeyle kaşlarım çattım.

Alden uyımuştu. Neden oraya gidiyordu ki? Ayrıca başında beklenmesi gerekiyorsa ben bekleyebilirdim.

Düşüncelerimde kaybolmuş merdivenden çıkıyordum ki Olivia, "Dikkat et." demesiyle birlikte ayağımı tahta çıkıntısına takılması bir oldu.  Öne doğru sendelerken kolumdan tuttu. Kolumu yavaşça çekip, "İyiyim." dedim, gülümseyerek.

Az kalsın yeri boyluyordum.

Odaya girdiğimde tek kişilik yatak ve yanındaki komodinden başka birşey olmadığını gördüm. Olivia odaya girmemiş kapının orada bekliyordu. Odaya göz attıktan sonra arkama, ona doğru döndüm. "Yatarken üzerini çıkarırsın diye düşündüm..." beni baştan aşağı süzdükten sonra, "Yatağın üzerine kıyafet bıraktım. " dedi. Cevap vermeden başımı yatağa çevirdim, kıyafet üzerindeydi. "İyi uykular." diyerek cevap vermemi beklemeden kapıyı kapattı. Yatağa doğru hareket edip üzerindeki geceliği aldım. Başımı komodinin olduğu yere çevirdiğimde oklarım ve yayımın çoktan odaya gelmiş olduğunu gördüm. Onları almayı unuttuğumu şimdi fark etmiştim.

KORUYUCUWhere stories live. Discover now