Bölüm 42🌘

153 17 16
                                    


Alden'ın bazı şeyleri neden benden sakladığını anlayabiliyor hatta onun kararlarına bir ölçüde saygı duyuyordum fakat içimi saran huzursuz histen kurtulamıyordum. Benim bu huzursuzluğu gidermem lazımdı ki belki o zaman ayaklarım yere daha sağlam basar içimdeki karmaşa bir son bulurdu. Çünkü ben Alden'ın aksine birtakım şeyleri öğrenemeden daha öteye gidemeyeceğini düşünmüyorum.

İki gündür odamdan çıkmamış tüm şahit olduklarımı hazmedip kabullenmeye çalışıyordum. Bu sürede beni soranlara rahatsız olduğumu, iyi hissettiğim zaman derslere devam edeceğim konusunda geçiştiriyordum.

Şu an ise odamda bir sağa bir sola adımlarken aklımdaki sorulara kimin cevap verebileceğini düşünüyordum. Benim gerçekleri öğrenmem lazımdı. Biri bana bu konuda yardım etmeliydi. Alden, Bianca, Jeff bunlar hayal kırıklığı ile sonuçlanmış seçenenklerdi. Alden bana her şeyi anlatmazdı. Bianca'ya açıkça her şeyi soramazdım. Jeff ile biraz daha iletişime geçersem ciddi manada şüphesini çekecektim. Benim her şeyi bilen ve sorularıma direkt cevap alabileceğim biri lazımdı.

Peki bu kim olacaktı?

Bir müddet düşündükten sonra ayaklarım odanın ortasında yavaşça durdu. Eğer akademiden çıkmayı başarabilirsem kime gideceğimi bulmuştum. Evet! Benim için en doğru kişi oydu.

Pencereden dışarıya doğru baktığımda havanın henüz kararmaya başladığını gördüm. Derin bir nefesi içime çekerek hemen üzerimdekileri çıkarıp hızla akademinin kıyafetlerini üzerime geçirdim. Okumu ve yayımı üzerime yerleştirerek kapıyı açmıştım ki koridordan gelen seslerle geri örttüm. Biraz bekledikten sonra kapının kulpundan elimi çekmeden kapıya kulaklarımı dayadım ve biri olup olmadığını kontrol ettim. Kulağıma ilişen herhangi bir ses olmadığına emin olduktan sonra kapıyı aralayıp koridoru kontrol ettim. Kimse yoktu. Herkes odasına çekilmiş gibi görünüyordu. Odadan çıkıp hızlı ama dikkatli adımlarla merdivenlere yöneldim. Sanki bastığımda ses çıkacakmış gibi parmak uçlarıma basarak iniyordum. Nihayet merdivenlerin sonuna geldiğimde sakin kalmaya çalışarak sağıma soluma bakınıyordum. Kimseye görünmemeliydim çünkü Alden çıktığımı bilmemeliydi.

Etrafı son kez kolaçan edip kapıya yönelmiştim ki bazı eğitmenlerin kapının önünde olduklarını fark ederek hemen en yakın sütunun arkasına geçtim. Kahretsin! Oradaki eğitmenler çıkışımı engelliyordu. Ne yapmalıydım? Eğer şimdi çıkamazsam bu mesele benim gözümde büyüyecekti. Bir süre daha bekleme kararı almıştım ama oradaki eğitmenlerin gitmesi bir yana dursun birkaç eğitmen daha gelmişti. Derin bir nefesi dışarıya doğru verirken gözlerimi kapatarak başımı sütuna yasladım. Buradan çıkmalıydım. Ama nasıl? Elimle okumu ve yayımı gayriihtiyari sıkmaya başladığımda kulağıma ilişen sesle birden gözlerimi açtım.

Bu Alden'ın sesiydi.

Aklıma gelen fikirle dudaklarım kıvrıldı. Sonuçta akademim tek çıkış yolu burası değildi. Hazır Alden buradayken bildiğim diğer yolu kullanmanın tam zamanıydı. Alden ve eğitmenler kendi halindeydi. Zaten çaprazında kalan, aşağıya inen merdivenlere daha yakındım. Gözlerimle etrafı taradım. Arkama bakmadan ve sütunun görüşümü kapatmasını kullanarak koşarak merdivenlerden inmeye başladım. Şimdi tek yapmam gereken Alden'ın odasına girip akademiden çıkmaktı.

Yüzündeki gülümseme büyürken içimdeki adrenalin daha çok artıyordu. Merdivenlerden inip odaya doğru dönecektim ki sertçe bir bedene çarparak birkaç adım geriledim.

"Hey hey hey! Afedersin." Diyen Felix'e başımı çevirdim. Yanıma yaklaşıp omuzuma dokunarak "Iyi misin ?" Diye sorduğunda kısa bir an ona bakakaldım.

"A-ah, şey... İyiyim Hekim Felix. Özür dilerim... Acelem- Yani dikkatsiz davrandım." Dedim gözlerimi ondan kaçırmamaya çalışarak. Sertçe yutkunurken bir an önce beni salması için ve soru sormaması için dua ediyordum.

KORUYUCUWhere stories live. Discover now