❦ Tutku Meyvesi | 26/1

15.9K 986 53
                                    

-26/1-

Buraya gelirken merak içindeydi. Abisinin onu neden apar topar çağırdığını merak etmiş, bir yandan da korkmuştu. İçindeki bir his korkması gerektiğini söylüyor gibiydi. O babası için korktuğunu sanırken aslında onun hayatını kurtarmak adına girdiği bu yalan dolu ikinci yaşamının ortaya çıkmak üzere olmasından korkmalıymış meğer şimdi anlıyordu.

Salim iyi biriydi. Yıllardır tanıdığı abisinin kötü biri olduğunu hiç düşünmemişti zaten. Bu konuşmayı da zaten kız kardeşinin mutluluğu için yaptığına emindi, sadece üslubu yanlıştı. Oldu bittiye getiriyor gibiydi. Daha da önemlisi, bilmediği bunca şey varken Nağme'nin mutlu olması için bulduğu çözüm onlara pek de mutluluk getirmeyecekti.

İçinden sakin olması gerektiğini tekrarlayıp durdu Nağme. Babasını kurtarmak için bir adamla anlaşma yapmıştı, onun bebeğini taşıyordu ve geleceğin ne göstereceğini bilmeksizin o adama âşık olmuştu. Şimdi tüm bunlardan habersiz olan abisi Salim ise onu biriyle baş göz edip mutluluğa kavuşturmayı planlıyordu.

Sakin ol Nağme. Sakin ol. Biraz sakinleş. Panikle bir yere varamazsın. Derin nefesler al ve sakince bir yanıt ver. Bu öyle bir yanıt olmalı ki içinde bulunduğun durumu açık edecek kadar şüphe uyandırıcı olmamalı. Basit bir yanıt işte. İstemediğini söyleyeceksin, o kadar.

İçinden tekrar ettiği gibi derin bir nefes alıp sakince söze girdi kadın. "Abi, beni düşündüğünü biliyorum. Sen zaten hep aileni, kardeşlerini düşünürsün. Kendine fırsat bırakmadan hep bizlerin mutluluğunu ön planda tutarsın. Bu konuşmayı da beni düşündüğün, mutluluğumu istediğin için yaptığını biliyorum ama ben evliliğe hazır değilim. Şuan için evliliği düşünmüyorum." Hem evliliğin zamanı olmazdı ki. Şu yaşa geldiğinde evlenmen gerekir diye bir kanun yoktu sonuçta. İnsanın hayatına biri girer, her şeyi değiştirirdi ve kişi onunla bir yol arkadaşlığı yapma fikrini zamanla düşünür, planlardı. Bu görücü usulü evlilikler çok eskide kalmıştı. Her şeyi akışına bırakmalıydı insan. Aceleye getirmemeliydi. "Ayrıca büyüğümüz olarak sen bekârken benim evlilik mevzumun açılması hiç yakışık almıyor."

Aklı selim bir biçimde kardeşini dinledikten sonra yanıt verdi adam. "Kızım sen bana ne bakıyorsun, evlilik kim ben kim." Kardeşine hak vermiyor da değildi. Böyle düşünmesi son derece doğaldı. Onlar gibi aileler önceliği büyük kardeşin evlenmesinden yana kullanırdı. Şimdi Nağme'ye bu sözünden ötürü bir şey de diyemiyordu. Ancak kız kardeşinin evlenip mutlu olmasını, yerini yurdunu bilmesini de istiyordu. Zira kendisinin geleceği belli değildi. Serra'nın aklı zaten beş karış havadaydı. Nağme de sonsuza dek babasına bakıp hayatından vazgeçecek değildi ya. Evlenip mutlu bir yuva kurmak onun da hakkıydı. "Sonsuza kadar bekâr mı kalacağım diyorsun?"

"Hayır abi, sadece akışa bırakalım diyorum."

Genç kızın sözlerini garipseyerek "Kızım akış makış nasıl laflar bunlar? Anlamam ki ben böyle entel kuntel olaylardan." dedi sakince. Sanki karşısında uzaylı diliyle konuşuluyor gibiydi. Öte yandan Nağme'nin bu meseleye sıcak bakmayışı biraz da canını sıkmıştı.

"Zamana bırakalım diyorum abicim. Ben şimdilik kimseyle tanışmak istemiyorum. Benim önceliğim ailem, işim. Sonrasına da sonra bakarız artık."

Salim sıkıştırmamak ve baskı kurmak adına kız kardeşinin bu sözlerine sessiz kalsa da bu konu onun için tamamen kapanmış değildi. Babasının tedavi süreci henüz yeniydi. Bir toparlansın, aile dertop olsun, o zaman bu konuyu tekrar gündeme getirmesini bilirdi. Bu işin peşini bırakacak değildi.

●●●

Evde bir bayram havası vardı. Canan Hanım hazırlıklarla ilgilenirken ortalıkta ahenkle dans eden renkli bir kelebek misali şen bir ifadeye hâkimdi. Oğlu geliyordu. Yuvasına geri dönüyordu. Diğerleri için uzun olmasa da kendisi için asır gibi gelen bunca zamandan sonra Tuna yeniden evine dönüyordu. Onu çok özlemişti. Her şeye rağmen yine geri dönüyor olması bir anne olarak kadını çok mutlu ediyordu.

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღМесто, где живут истории. Откройте их для себя