❦ Tutku Meyvesi | 22/1

24.3K 1.3K 272
                                    

-22/1-

Geçen 2 haftanın sessizliği hem Nağme'yi hem de Yağız'ı içten içe çürütüyordu. Nağme kalbi kırık ancak kırdığı kalbin ağırlığını da taşırken yalnızlığın acısıyla harmanlanmış bir acıyı yaşıyordu. Yağız'ı özlüyordu. Yalnız kalıp düşündüğünde ona büyük bir haksızlık yaptığına karar vermişti. Yağız normal şartlarda ona hiçbir zaman kötü davranmamıştı. Kalbi kırıldığında yaptığı şey affedilemezdi ama bu canavarı kendisi yaratmıştı, bu yüzden her zamanki gibi onu suçlayıp işin içinden çıkamıyordu.

Yağız ise yaptıklarına bin pişmandı. O adam kendisi değildi sanki. İlk kez bu denli kontrolü kaybetmiş, öfkesiyle hareket etmişti. Deliler gibi pişman olduğu için de o eve dönemiyordu. Fakat öte yandan kalbi de öylesine kırıktı ki nasıl bir tepki vereceğini, Nağme'yle karşılaştığında nasıl davranacağını bilemez hâldeydi. Fakat genç kadınla bir ortak noktaları vardı ki o da deli gibi özlem duyduğuydu. Günler boyu kadının söylediklerini aklında evirip çevirmesi de cabasıydı.

Ben ne kadar seni anlarsam anlayayım sen bir kere olsun beni anlamaya çalışmadın?

Ama sonrasında ne olacağını hiç düşünmedin Yağız Koçbeyli! Sen sadece kendini düşündün! Kendi zevklerini ve kendi hayatını!"

Ne demek istemişti Nağme? Neden birdenbire söylemek istediği şeylerden vazgeçip bir gizem olarak sırlara gömülmüştü sözleri? Neden bir bulmacanın parçası gibi susmuştu? Bunların hepsi aklından bir türlü silinmeyen ve dönüp duran sorulardı.

Ne demek istemişti Nağme? Neden birdenbire söylemek istediği şeylerden vazgeçip bir gizem olarak sırlara gömülmüştü sözleri? Neden bir bulmacanın parçası gibi susmuştu? Bunların hepsi aklından bir türlü silinmeyen ve dönüp duran sorulardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aylin, Erdinç ve Sonia'nın bulunduğu toplantıya katıldığında bile aklı pek yerinde değildi. Toplantıyı sonlandırdıklarında Sonia ayağa kalktı ve "Evet, toplantı bittiğine göre ben işimin başına döneyim." derken Aylin'in alaycı göz devirişini keyifle görmezden geldi. Kendisini bir türlü kabullenememiş bu anne kıza şirkette söz sahibi olan önemli biri hâline gelerek en iyi cevabı vermişti zaten. "Yağız, toplantıdan sonra müsait bir zamanda görüşebilir miyiz?"

Yağız da "Tabii Sonia." yanıtını verdi dalgınca. "Odana uğrarım." Karısının kendisine ne alaka ya dercesine bakışını hiç umursamadı. Toplantı bitimi Aylin'le odasına geçen adam sessizliğe büründü koltuğunda otururken. Karısının tepesinde söylendiği şeylerin hiçbirini duymuyor ve umursamıyordu. Ta ki kadının sözleri hararetlenene kadar.

"Yağız sana söylüyorum, beni duymuyor musun?"

"Efendim Aylin, ne söylüyorsun yine?"

"Sonia'yla ne alaka da görüşüyorsun?"

"Neden böyle aptalca bir soru sorduğunu anlamadım Aylin. Birincisi, Sonia da bu şirkette söz sahibi biri ve pekâlâ işle ilgili konuşabiliriz. Her şeyi geçtim, o benim dostum."

"Hayır Yağız, o senin dostun falan olamaz! Sonia benim kocamın dostu falan olamaz!"

"Neden?" Alaycı bir biçimde tek kaşını kaldırdı adam. "Senin nefret ettiğin herkesten ben de nefret etmek zorundadır mıyım?" Aynı dalgacı tavırla tıksırırcasına güldü. "Sanki bir elmanın iki yarısıymışız gibi."

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღWhere stories live. Discover now