❦ Tutku Meyvesi | 29/2

15.3K 997 60
                                    

-29/2-

Yağız'ın ısrarlarıyla hastaneden çıkıp çiftlik evine geldiklerinde uzun zamandır ilk kez bu kadar mutluydu Nağme. Gerçekleşmesi için beklediği her şey bir bir oluyordu. Yağız boşanıyordu, artık yepyeni bir hayata başlamak üzereydiler. Küçük pürüzler dışında...

Onunla konuşması gereken önemli bir konu daha kalmıştı. Aralarında hiçbir sır kalmasın istiyordu ancak şuan sırası mıydı emin değildi. Ne kadar geciktirirsem o kadar zorlaşır, diye düşündü kadın.

Onun düşünceli ifadesinin farkına varan Yağız ise bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı. Bir çekincesi olduğunu anlamıştı. "Sen iyi misin?"

"İyiyim." Yara bandı gibi, bir anda çek kurtul dedi Nağme. Bu konuyu halletmenin tek yolu yine cesaret edip çekinmeden anlatmaktır. Artık saklanacak bir şey kalmamıştı. Aralarında hiç sır kalmamalıydı. Adamın sırtındaki yastığı düzeltirken "Seninle konuşmm gereken bir şey var." dedi aniden. Kendisine soru işaretleriyle dolu bakan adamın merakını dindirmek istiyordu. Derin bir nefes bıraktı ve "Sana söylemem gereken önemli bir şey." diye ekledi.

"Seni dinliyorum." Genç kadının gergin tavrı merakını cezbetmişti. Haberi olmayan ne vardı da bu kadar endişe duyuyordu? Öğrenmesinden çekince duyduğu ne vardı böylesine? Sakinleştirici bir ses tonuyla "Benimle her şeyi paylaşabileceğini biliyorsun Nağme, rahat ol."

"Yağız, öncelikle bunu senden gizlemekten çok da gurur duymadığımı bilmelisin. Gizlemek istemediğim ama mecbur kaldığım bir şey bu."

"Seni bu kadar endişeye sürükleyen benim bilmediğim ne olabilir?"

"Ben de yeni öğrendim sayılır. Evinizde düzenlenen akşam yemeğinde karşılaştık."

Meraklı kaşlarını çatarak "Kiminle karşılaştınız?" diye sordu Yağız. Anlamaya çalışıyordu. Nağme'nin anlatmaya çalıştığı şeyin ne olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu.

"Yağız, hani sana bir adamdan bahsetmiştim. Senden önce biri olduğundan..."

Hayal meyal hatırlayan adam anlayışlı bir ifadeyle başını salladı. "Evet, hatırlıyorum." Konunun o adamla ne ilgisi vardı, onu anlayamamıştı. O hâlde yaşanan akşam yemeğiyle ne gibi bir alakası olabilirdi ki? Anlamaya çalışıyordu ancak kafasındaki soru işaretlerine bir yanıt bulamıyordu. "O adamın konumuzla ne ilgisi var?"

"Yağız... O adam..." Elleriyle oyalanırcasına oynarken bu gerçeklerden kaçamayacağını kendi içinde tekrarladı. Geri kalan her şeyi söylemeliydi. Sırlarla yaşanmazdı. Sevdiği adamın gözlerinin içine baktı ve tek seferde söyleyip kurtuldu. "O adam Tuna'ydı."

"Ne?"

Saniyeler boyu sessizlik sürüp giderken Yağız duyduklarını anlamlandırmaya çalışıyordu. Doğru mu duymuştu? Doğru mu yorumlamıştı duyduklarını? Ayağa kalkıp odanın içinde ileri geri gidip geliyordu. Nağme'nin eski sevgilisi, ona ihanet eden adam Tuna mıydı? Şaşkındı. Ve öfkeli. Bu nasıl olabilmişti?

Elleri yumruk hâlini almış adamın gözlerine baktığında alev alev bakışlarla karşılaşan kadın kendisini nasıl bir tepkinin beklediğini bilmiyordu. Yağız bunu nasıl karşılayacaktı? Emin değildi. Elbette bu utanılacak bir şey değildi, farkındaydı. Ondan önce yaşanan hiçbir şeyi açıklamak zorunda değildi ama hem bu adam Yağız'ın tanıdığı biri çıkmıştı hem de akşam yemeğinde karşı karşıya geldiklerinde hiçbir şey olmamış ve birbirlerini hiç tanımıyorlarmış gibi davranmıştı. Yağız'ın gözünde kendini yalancı konumuna düşürmüştü. Aslında yapmak istediği şey kesinlikle bu değildi ancak o an verdiği ani bir tepki kendisini bir yalancı gibi lanse etmesine sebep olmuştu. Adamın öfkelendiğini görünce kendini savunma ve açıklama gereği duydu. "Bak, sana yalan söyleme gibi bir derdim yoktu ama yanlış anlaşılmaktan korktum. Senin beni yanlış değerlendirmenden korktum. Aylin'in kardeşiyle ilişkim olduğunu öğrendiğinde başka şeyler düşünebileceğin geldi aklıma. O an korktum, çekindim."

Tutku Meyvesi | Taşıyıcı Anne Serisi 1 ღBİTTİღWhere stories live. Discover now