Gitmek ve Yanmak

2.3K 120 70
                                    

Biraz garip bir bölüm oldu.. İyiokumalarsadıkvekaçıkokuyucularım!

Ceren geçirdiği kriz sonrasında kendini çok bitkin hissediyordu, sanki suyun üstündeymiş gibiydi, yer altından kayıyor, ayakta kalabilmek için birine ihtiyaç duyuyordu. Son zamanlarda yediklerine pek dikkat etmediği için de güçten düşmüş olmalıydı, biraz kilo verdiğinin farkındaydı ama bu kadar takatten düşeceğini tahmin etmemişti. O yüzden Ilgaz'dan misafir odasını birkaç gün daha kullanabilir mi diye sordu. Ilgaz da onun bu ricasını tabi ki de reddetmemişti ama birkaç gün daha yatak yüzü görmeyeceği için canı sıkılmıştı. Bu birkaç günlük süreçte kardeşi Burak onun yanından hiç ayrılmamıştı, onun için sağlıklı yemekler yapmış, olabildiğince fazla su içmesini sağlamıştı. Burak dışında onunla ilgilenen bir kişi daha vardı: Bora. O da belirli aralıklarla Ceren'i yokluyor, bir şey isteyip istemediğini soruyordu. Ceren bazen sadece onunla birlikte oturmak, bir şeyler konuşmak istiyor, ama bunu ona sormaktan çekiniyordu çünkü Bora'nın nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Onun tam aksine, Bora bazen onun sormasını beklemeden kendiliğinden konu açıyor, bazen hikayeler anlatıyor, bazen de o Ceren'i dinliyor ve bundan çok büyük keyif alıyordu. Yine önceki akşamlar gibi Ceren'le Bora konuşurlarken Ilgaz odanın önünden geçiyordu ve Bora'nın heyecanla Ceren'e bir şeyler anlattığını duyunca gayriihtiyari durdu. Gözlerinin önüne Bora'nın yüzü geldi, parlayan gözleri, daha sonra oturuşu geldi, bir bacağının üzerinde oturur gördü onu. Saçları biraz dağınıktı çünkü birkaç kez heyecanlanlanırken saçlarıyla oynadığını görmüştü. Birkaç saniye içinde bu görüntü silindi aklından, yürümeye devam etti, neden durduğunu bile bilmiyordu. Kendini balkona attı, boğazındaki yumrunun neden orda durduğunu sordu kendi kendine. Neden böyle anlarda nefes almak zorlaşıyor ve içi uzaklara gitme isteğiyle doluyordu? Gecenin lacivertliğine baktı, yıldızlar bugün uzaklardı birbirlerinden, hepsi bir yere dağılmıştı. Milyarlarca yıldız birbirine değmemek için köşe kapmaca oynuyorlardı sanki. Ilgaz da bir an düşündü. Bu evde herkes bir aradaydı ama herkes birbirine çok uzaktı. Hepsi bir yerlere saklanmak istiyor, sadece kendilerine ait bir köşe bulmaya çalışıyordu. Tabi bazen birlikte oldukları oluyordu Ceren'le Bora gibi ama hakikat buydu: Herkes hiç kimse olmak istiyor ve gecenin lacivertliğinden daha karanlık olan içlerine dönmek istiyordu.

Birden kendini çok ama çok yorgun hissetti, dirseklerini dayadığı balkon demirliğine daha sıkı tutundu, üstüne tüm yıldızların ağırlığı çökmüştü. Ne kadar yalnız olduğunu fark etti bir an, eskiden de böyle hissettiği zamanlar olurdu ama bu sefer gerçekten hiç kimse olduğunu düşündü. Uzun zamandır yürüyordu, bazen karşısına dağlar çıkıyordu, bazen derin dereler, bazen yılanlarla dolu tarlalar ya da düz yollar. Belki saatlerce yürüyordu, belki günlerdir, belki yıllardır. Ama nereye yürüyordu? Bir yere ulaşacak mıydı adımları? Uzun surlarla çevrili bir şehre mi gidiyordu, yoksa hiçbir kışın uğramadığı baharlara mı? Elinde sadece gerçekleşmesi gereken bir kehanet vardı, kendisine aşık olması gereken bir adam duruyordu karşısında. Ama yanında gözlerinden denizler taşan bir kız vardı, yanında bekliyordu öylece. Ne elini tutuyordu ne de bir şey söylüyordu. Fakat bu Bora için sorun değildi, yanında var olmasını bilmek ona yetiyormuş gibi bakıyordu ona. Ilgaz'a bakarken yüzünde hiçbir ifadeye yer vermiyordu. Ela gözleri Ilgaz'ın yüzünde oyalanıyordu, bir şeyler arıyor gibiydi, hatta sabırsızlanıyordu bazı bazı ama Ilgaz biliyordu, bulmak istediği şey yoktu yüzünde. Saçlarını hafifçe savuran rüzgarın etkisiyle kendine geldi, gözlerinin ıslandığını fark etti şaşırarak. Kendine geldikten birkaç dakika sonra Azra'yı bulup onunla konuşmak istedi. Uzun zamandır hiç mola vermemişti, artık biraz durması gerekiyordu, birine bir şeyler anlatabilmeyi her şeyden çok istedi ve Azra'nın odasına gitti.

Onu odasında bulamayınca evin diğer bölümlerine Burak'la birlikte baktılar ama hala Azra'dan bir iz bulamayınca Ilgaz çok geçmeden Bora'ya haber verdi.

EPİLEPSİWhere stories live. Discover now