Sır

2.8K 139 7
                                    

İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularım!

Kampta son gün herkes eşyalarını toplama telaşındaydı. Kimileri eldivenini kaybetmişti, kimiyse termosunu. Ilgaz eşyalarını çabucak toparlamıştı çünkü az eşya getirmişti yanında. Ancak Azra için aynı şey geçerli değildi.Yanında bir koca bavul ve bir de küçük valiz getirdiği için özellikle küçük eşyaları kaybolmuştu. En sevdiği kazağı en son yastığının altından çıkınca gözlerini devirdi.

"Ilgaz," dedi eşyalarını bavuluna sığdırmaya çalışırken. "Ben bugün kendimi başka biri gibi hissediyorum."

Ilgaz gözlerini Azra'nın üzerinden çekip yere kilitledi. Böyle hissetmesi normaldi ama yine de hazırlıksız yakalanmış gibi hissediyordu kendini.

"Ilgaz?"

"Efendim?"

"Sen de farklı hissediyor musun?"

Ilgaz dudaklarını büktü, tam olarak eskisi gibi hissetmiyordu, olağandışı olan baş ağrıları dışında her şey yolunda gidiyordu.

"Farklı hissetmek derken?" diye sordu Azra'yı daha iyi anlayabilmek için.

"Bilemiyorum, sanki bir kurt tarafından ısırılmış gibiyim." dedi ellerini pençe haline getirerek.

Ilgaz Azra'nın pençelerini taklit etti ve daha sonra gülmeye başladı. Kendi kendine deli gibi gülüyordu, Azra içinden 'kamp buna iyi gelmedi galiba' diye geçirdi.

Bu arada Bora ve Barış çoktan hazırlanıp dışarıda bekliyorlardı kızları. Bora'nın neden bekledikleri hakkında bir fikri olmasa da Barış, Azra'nın bir an olsun yanından ayırmak istemiyordu.

Azra'nın güçleri Barış tarafından bağlanmıştı. Yani Barış'a bağlanmıştı. Bunun farkında değildi ama Barış yine de Azra'ya bir şey olacak diye ödü kopuyordu.

Azra ve Barış'ın arasında gelişen ilişki Ilgaz'ın sandığından çok daha fazla derindi Azra'nın gözleri Barış'tan başkasını görmüyordu hatta. Aşk anlamında değildi belki ama onları birbirine bağlayan bir şey vardı.

Sabah erken saatlerde otobüse binecekleri için herkes uykusuzdu, Ilgaz eskisi kadar çok uyuyamıyordu. Ara ara uyanıyor, biraz etrafı izliyor, daha sonra tekrar geri yatıyordu.

Cam kenarına yerleşirken Bora yanına oturdu ve Ilgaz'ın kulağına eğilerek "Bu seferlik Azra ve Barış otursun." dedi. Ilgaz'ın boynunda hissettiği nefes, ürpermesine neden olmuştu.

"Neden?" diye sordu Bora'nın geri çekilmesini izlerken.

"Azra'nın içindeki enerji, ancak ona bağlı olduğu kişi tarafından atılabilir. Yani Barış, Azra'nın enerjsinin bir kısmını kendi vücuduna aktaracak, fazla enerjisini de kriz esnasında atabilecek. Birkaç gün birlikte takılsalar onlar için daha iyi olur.

Bu açıklama karşısında başını sallamakla yetindi.

Bu sırada Bora'nın yanından Ceren  geçerken kolu omzuna değince Ilgaz, Bora'nın kalp atışlarının hızlandığını hissetti. 

Ceren'in kendisinin hizasında oturduğunu gördü, yanı boştu. Kampa gelirlerken isim alınmıştı, herkesin yeri belliydi ama dönüşte bu geçerli olmamıştı. İsteyen istediği yere oturmuştu. Ilgaz Bora'nın yanında oturacağını düşündü ama yanından kalkınca meraklı gözlerle Bora'yı izledi.

"Seni rahatsız etmek istemem." dedi Ilgaz'a bakarken. Ilgaz "Hayır, sorun değil," diyecekken Bora "Ceren'le otursam daha iyi olur," diyince sözcüklerin hepsini toplayıp boğazına düğümledi.
Ilgaz, biraz içine kapanık olduğu için anlaşılması zordu. Ya da kimse onu tam anlamıyla anlamak istemiyordu..

Bora, Ceren'in yanına oturunca gözlerini çekti üzerlerinden. Ceren'in kalp atışlarının ritimleri yine bozulmuştu, Ilgaz'ın kafasının içinde koşuşturuyorlardı..

Bora'nın da durumu Ceren'inkinden farklı değildi. Kan akış hızları birbirine karışıyor, apayrı bir senfoni oluşturuyorlardı. İkisininkinin karışımı, büyülüydü..

Ilgaz, gözlerini cama dikmiş, yanından akıp giden yolu izliyordu. Yanına kimse oturmamıştı, arkadaşlarından biri diğer otobüsle gitmiş olmalıydı.

Yalnızlık, en yakın arkadaşıydı..

Bora'yla Ceren tüm yol boyunca kıkırdayıp durmuştu. Genel olarak Bora yine dinleyen taraf olmuştu ama Ilgaz, ilk defa Bora'nın heyecanla bir şeyler anlattığına tanık olmuştu. Ceren, Ilgaz'ın aksine gayet neşeli bir kızdı, diksiyonu güzeldi, konuşması akıcıydı. Ilgaz, birkaç kelimeyi zar zor bir araya getirirken, Ceren sayfalarca bir şeyi akıcı bir halde anlatabilirdi.

Ilgaz aralarında geçen fısıltıların arasından "Sanki seni yıllardır tanıyor gibiyim," dediğini duydu Ceren'in. Bu tümce, birçok tümceden daha güzel ve anlamlıydı onun için.

Ilgaz istemediği halde fısıltıları duyuyordu, bir de şu güçlerini kontrol altına almaya başarabilse..

Bu cümle karşısında Bora cevap vermedi, gülümsemekle yetindi. 

Çocuk, beyaz tenin üzerinde mücevher gibi duran iki mavi göze baktı, anlamlandıramadığı bir şey vardı. Asla bir kıza böyle ilgi göstermemişti. Öyle bir şeydi ki bu, diğer tüm herkesi unutturuyordu.

Aklına Ceren'in de epilepsi hastası olduğu geldi. Sonra beynine yerleşen düşünceyle kaşlarını çattı.
Bu kızda çekici gelen bir şey vardı ama bunun nedeni ne gözleri, ne de kurduğu tümcelerdi.

"Keşke ona onun gibi olmadığımı söyleyebilseydim."

Bora'nın içinde yankılanan ses, Ceren'in düşüncesiydi.

Ceren, düşündüğünün aksine, tam da onlar gibiydi.

Ve onu çekici kılan şey, hipnoz etme yeteneğiydi.

Ilgaz kulaklıklarını takacakken Ceren'in çığlığıyla durdu.

Ceren'in çığlığı otobüste yankılandı, ama içindekilerin bununla pek de ilgilendiği söylenemezdi.

Bora Ceren'in elini ellerinin arasına aldı. Ne olduğunu bulmaya çalışıyordu ama görünürde bir şey yoktu.

Ceren dişlerinin arasından "Kramp girmiş olmalı." dedi. "Birazdan geçer."

Bora bundan tatmin olmayarak kızın elini bıraktı, Ilgaz kulaklığını taktı ve şarkısını dinlemeye başladı.

Yanına birinin oturduğunu hissesine kulaklığını çıkardı, Bora temkinli gözlerle ona bakıyordu.

Ilgaz'ın gözleri Ceren'i arayınca Bora "Uyuyakaldı." dedi. Ilgaz, gözlerini Bora'nın gözlerine dikti.

Bora yine fısıldayarak "Ceren'in de bizim gibi olduğunu düşünüyorum," dedi, "hipnoz yeteneğine sahip."

Ilgaz'ın kaşları Allah katına kadar çıkarken arka koltukta oturan Azra yüzünü iki koltuğun arasına dayadı.
"Az önce sanırım kızın elini kırıyordum." dedi kıkırdayarak.

Bora ve Ilgaz başlarını arkaya doğru çevirince Azra'nın muzipçe gülen yüzünü gördüler.

Barış başını Azra'nınkinin üstüne koydu ve "Bu güzel kızın koruma ve hissettirme yeteneği var." dedi.

Azra halinden memnun gibiydi, Barış'ın biraz önüne dökülen dalgalı saçları bile memnundu halinden.

Ilgaz tedirgin bir şekilde gülümsedi, artık arkadaşından sakladığı bir sır kalmamıştı.

Bora bu kadar hızlı uyum sağlayacağını düşünmüyordu Azra'nın. Ama o da Ilgaz'a eşlik edip gülümsedi.

Onun da saklayacağı bir sır kalmamıştı(!)

Ya da bu diğer sırlarının yanında basit bir 'şey'di.

EPİLEPSİWhere stories live. Discover now