Önlük ve Okul

2.5K 106 31
                                    

İyi okumalar minnoş okuyucularım!

Azra karıştırmaya devam ettiği çorbanın altını kıstı ve tezgaha dayandı. Yemek yapmak onu çok rahatlatıyordu, mutfak onun kurtarıcısıydı. Sandalyede oturmuş, tencereye dalgın gözlerle bakan Ilgaz'a döndü.

"Ne düşünüyorsun?"

Gözlerini tencereden çekti ve Azra'ya baktı.

"Sen de bir anlığına buraya ait olmadığını hissetmiyor musun?"

Azra beline sardığı önlüğünü düzeltti ve "Bazen," diye yanıtladı.

"Sanki paralel bir evrende yaşıyormuşuz gibi hissediyorum.. Her şey normalken birden dış dünyadan kopmamız ve bunlarla uğraşmamız.. garip."

Daha dün okula gidiyorlardı, her şey çok normaldi ama birdenbire bambaşka bir dünyaya atılmışlardı.

"Bir nevi bunların gerçek olmadığını mı söylüyorsun?"

"Hayır, gerçek olmayanın bazen kendim olduğunu düşünüyorum. Sanki tüm bunları ben değil de bir başkası yaşıyor ve ben de uzaktan izliyormuşum gibi.."

Azra düşünceli bir şekilde Ilgaz'a baktı, söyledikleri ürkütücü şeylerdi.

O da bazenleri öyle düşünüyor, hatta sorguluyordu. Ailesinden uzaktı, onun yerine bir başkası okula gidiyor, bir başkası Azra oluyordu, kendisi de burada vaktinin çoğunu yemek yaparak harcıyordu, bu hikayede ana karakterin kendisi olmadığını biliyordu ama yine de bir şeyler canını sıkıyordu.

Çorbanın altını tamamen kıstı, Barış'ın en sevdiği çorbaydı bu, yayla çorbası.

Tabakları raftan çıkardı ve arkasını dönmeden "Burak yüzünden böyle hissediyor olabilir misin?" diye sordu. "Sonuçta onunla aranızda arkadaşlıktan da öte bir bağ oluşmaya başlamıştı."

Ilgaz Azra'nın buna farklı bir anlam katmadığının farkındaydı, Burak kendisi için çok değerliydi ve Burak'ın da onun için böyle düşündüğünü biliyordu.

Ona karşı hissettikleri dostluktan öteye gitmemişti, Burak için de öyle olmasını umuyordu, kendini Ilgaz için feda etmesi her ne kadar bunu yalanlasa da, o yine de inanmak istiyordu işte.

Ilgaz çorbayla dolan tabakları bir zamanlar her birlikte oturdukları masaya yerleştirmeye başladı.

Azra salatayı masanın ortasına koydu ve önlüğünü çıkardı.

Ilgaz salataya bakıp gülümsedi, kızın yaptığı salatalarda her zaman salatalık domatesten az olurdu, bu Ilgaz'ın canını sıksa da Azra'nın salatalıklara olan fobisine gülüyordu.

Ama Burak tam aksine salatalıkları daha fazla koyardı, ve Ilgaz da öylesini daha çok severdi.

"Burak da çok güzel salata yapardı."

Azra elini Ilgaz'ın sırtında gezdirdi, bu evde her şey Burak'ı hatırlatacaktı Ilgaz'a, biliyordu.

Bora elindeki poşetlerle mutfağa girerken yağmurluğundan damlalar süzülüyordu.

Elindekileri tezgaha koydu ve yağmurluğunu çıkarttı, çıkartırken "Çok yağmur yağıyor," dedi.

Ilgaz bunun üzerine başını pencereye çevirdi, yağmur toprağı dövercesine yağıyordu.

Bora yerine yerleşirken Azra bardakları suyla dolduruyordu, Ilgaz çorbasına limon sıktı ve kaşığını çorbasına daldırdı.

Son günlerde boğazından çorbadan başka bir şey geçmiyordu.

EPİLEPSİМесто, где живут истории. Откройте их для себя