Lahmacun

4.9K 193 34
                                    

İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularım!

Ilgaz yattığı yerde hafifçe kıpırdadı. Rüyasını yarıda bırakıp gözlerini kırpıştırdı yavaş yavaş, bilinci yerine gelmeye başlayınca tamamen uyadığını hissetti ve yatağında doğruldu. Üstünde kırmızı lacivert kedili geceliğiyle bir süre etrafına bakındı. Köy ağası gibi oturuyordu yatakta, sonra bu düşünce onu eğlendirmiş olmalı ki gülmeye başladı. Kedicikli gecelik giyen bir köy ağası.. Daha sonra gülmesi kesildi ve hafızasını yoklamaya başladı. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Dün Bora ve Barış evlerine gelmişlerdi. Bundan gerisi yoktu. Hafızasıyla biraz daha oyalandı ama bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu. Sanki bir şeyi es geçiyordu. Ya da bir şey onu es geçiyordu. Bununla fazla oyalanmadan aşağıya inmek için merdivenlerden inmeye başladı. Merdivenler tahta olduğu için ses çıkartıyor gibiydiler ama Ilgaz bunu seviyordu, kendini perili köşkte gibi hissediyordu. Bugünün cumartesi olduğunu kavrayınca içindeki organlarla beraber sevinç çığlıkları attılar çünkü en sevdiği gündü Ilgaz'ın. Cumartesinin getirmiş olduğu anne babanın yokluğu sevincini iki katına çıkardı. Çünkü bugün hem cumartesiydi hem de ev sadece ona aitti. Ilgaz çok geçmeden ne kadar aç olduğunu hissetti. O kadar açtı ki buzdolabındaki her şeyi yiyebilirdi. Çabuk adımlarla gri devasa gibi görünen ama aslında normal bir buzdolabı olan -muhtemelen Ilgaz aç olduğu için bu kadar büyük görünüyordu- doğru ilerledi. Buzdolabını açtığında beklentilerini karşılayacak herhangi bir şey göremeyince az önce sevinç naraları atan midesi uzun bir yasa girmiş gibi ağıtlar yakmaya başladı. Bu ağıtlar Ilgaz'a guruldama olarak geri dönüyordu. Buzdolabını hüzünle kapatırken karnını nasıl doyurabileceğini düşündü. Açlığı mantıklı düşünmesini engelliyor da olsa sonunda dışarıdan yemek sipariş vermenin en iyisi olacağı kanısına vardı ve telefonunu aldığı gibi her zaman aradığı pizzacıyı aradı ve siparişini verdi. Sabah pizza yemeyi hiç denememişti ama açlığı ona galip gelmişti, pizza söylenmişti.

Telefonunu gelişigüzel koltuğa fırlattı ve televizyon izlemek için koltuğa oturacakken televizyonun sabitlendirildiği duvardaki aynaya gözleri takıldı. Burnunda kurumuş kan izine anlam veremedi, daha yakından bakmak için aynaya doğru yürüdü. Görüntüsünü tam olarak net görünce durdu. Burnundaki kan aşağıya doğru akmış, ama yan yattığı için dudaklarını sıyırıp yanağına doğru akmıştı. Ilgaz kan izinde parmaklarını gezdirdi, sonra parmaklarını çekti ve yüzünü yıkamak için lavobaya gitti.

Yüzünü kuruladıktan hemen sonra zil çaldı ve pizzasını almak için kapıya koştu. Midesi de onunla birlikte koşuyor gibiydi, kapıyı mutlulukla açtı. Parasını verdikten sonra teşekkür etti ve hemen yemek için televizyonun karşısına oturdu.

Daha pizzasının yarısına gelmemişken telefonu çaldı, elleri yağlı olduğu ellerini çabucak üstüne sildi ve telefonu açtı.

"Kızım kalk kalk kalk. Sana bomba bir haberim var." Azra'nı heyecanlı sesi telefonda duyulurken Ilgaz da heyecanlanmıştı.

"Ay ne oldu Azra, çok merak ettim."

Azra "Hayır yüz yüze konuşmalıyız," dedi Ilgaz'ı geri çevirirken. Hemen buluşmalılardı, çünkü Azra anlatmak için can atıyordu.

Ilgaz Azra'ya "Tamam 2 saat sonra buluşuruz," diye önerdi ama Azra onu "Aslında kapının önündeyim. Beni içeri al. Pizza mı var orda?" diyerek yine geri çevirdi.

Ilgaz aceleyle pizzasını koltuğa bıraktı ve "Tamam bekle," diuip telefonu kapattı. Arkadaşını daha fazla bekletmemek için en son kapıya doğru koşuyordu.

Kapıyı açtığında Azra hemen içeri girdi pizzanın kokusunu takip ederek koltuğa yöneldi. Daha üstünü bile çıkarmadan pizzadan bir dilim aldı ve büyük bir zevkle çiğnemeye başladı dişleriyle kopardığı lokmaları.

EPİLEPSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin