İçindeki Ses

4K 181 17
                                    

İyi okumalar sadık ve kaçık okuyucularım!

Barış bileğindeki kahverengi saate baktığında saatin çoktan gece yarısını geçmiş olduğunu fark etti. Tüm kamp sessizliğe bürünmüş, herkes gelir gelmez uyumuş olmalıydı. Yanaklarını şişirerek ofladı, dışarıdan komik görünüyordu.

Ilgaz "Şimdi ne yapacağız," diye sordu sıkıntıyla. "Böyle duracak mıyız? Çünkü ben uyumak istiyorum."

Mızmızlanarak söylendiğinde çocuk göz altı torbalarının oluştuğunu fark etti, oldukça bitkin duruyor, her an uyıyacakmış gibi bakıyordu.

"Tamam o zaman siz ranzaya geçin. Biz de uyuruz bir şekilde," dedi Bora kendilerine yatacak yer ararken. Başka bir yere gidemeyecekleri için odanın dışında bir yerde kalamayacakları aşikardı, en kötü ihtimalle yerde yatacaklardı.

"Siz nerede yatacaksınız peki?"

Azra'nın endişeyle karışık çıkan sesi Barış'ı heyecanlandırsa da duygularını belli etmesine engel olarak omuz silkti ve"Bilmem," diye cevap verdi. "Buluruz bir yer işte." 

Duruma el koyarak her ihtimale karşı yanına aldığı çadırını çantasından çıkararak Bora'ya teslim etti uykusuzluktan ölmek üzere olan kız. Hepsi birden mavi çadıra kutsal bir armağanmış gibi bakıyordu.

Bora kutsal emaneti kollarının arasına alırken Ilgaz'a teşekkür etti, kızın gözünden kendisine atılan endişe dolu bakış kaçmamıştı.

Kendisi dışında onun için endişelenen birinin varlığını bilmek ona iyi gelmişti.

Herkes yatmak için hazırlandıktan sonra birbirine iyi geceler diledi.

O gece Ilgaz hariç herkes rahat bir uyku çekmişti, o ise odanın tavanıyla bakışmaya devam etmişti.

***

Güneş yeni doğmuşken ve henüz kimse uykusunu alamamışken ortalıkta bağıran öğretmenlerinin sesiyle herkes gözlerini araladı, bu çatallı ses sadece matematik öğretmenin sesi olmalıydı.

Ilgaz hiç kırpmadığı gözlerini devirerek kalktı ve odada kimsenin olmadığını fark etti.

Azra'nın toplanmış yatağına boş bir bakış attıktan sonra bir kulübeye göre oldukça temiz olan banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Biraz suyla oyalandıktan sonra içeri birinin girdiğini gördü ve elini üstünkörü kurulayarak banyodan çıktı.

Azra'nın içeriye nefes nefes girdiğini görünce çatlarını hafifçe çattı, kendisinden habersiz dışarıya çıkmayı ödetecekti ona bir gün.

"Neredeydin sen?"

Azra ayağını hafif uzatarak çenesiyle yeni aldığı botları işaret etti.

"Yeni botlarımı denemek için dışarı çıktım ama hava sandığımdan daha soğukmuş ve daha kayganmış."

"Ne yani botlarını denemek için mi dışarıya çıktın?"

"Evet."

"Ve düştün."

Azra gözlerini kısarak Ilgaz'a baktı. "Nereden anladın?"

"Çünkü tırnakların karla dolu. Yani bir yere tutunmuşsun. Botlarının birinde daha çok kar var, muhtemelen o ayağının üstüne düştün. Ve bereni ters takmışsın. Sanırım düştükten sonra beren de düşmüş. Sen de aceleyle kafana geçirmişsin. Ve zemin kaygan dedin. Zemin kaygan mı?"

"E- evet. Fazlasıyla kaygan."

Azra Ilgaz'a Sherlock edasıyla bakarken Ilgaz hiçbir şey olmamış gibi giyinmeye başladı.

EPİLEPSİWhere stories live. Discover now