Misafir

5.4K 219 20
                                    

Yatağın içinde başının ağrısıyla kıvranıyordu, hatta bir ara ağlamıştı sinirden. Bu ağrı ona müthiş bir acı veriyordu ona. Bir saatte 2 tane ağrı kesici içmişti ama hala kesmemişti ağrısını. Şu an evde olması onun için bir mucizeydi çünkü okulda olsaydı her şey daha kötü olabilirdi. Yatakta başının üzerinde durmaya çalışırken aniden duyduğu seslerle dizlerinin üzerinde durdu.

Yine aynı şey oluyordu. Babasının sesi çalındı kulağına. Bir kadınla konuşuyordu telefonda.

Alt katta, telefonda konuşulan bir konuşmayı nasıl duyabilirdi?

Merdivenlerin başında durdu ve dinlemeye başladı:

"Bakın Uraz Bey. Bu konu ciddiye alınması gereken bir konu.Lütfen beni dinleyin."

Kadının sesi genç ama pürüzlü geliyordu. Sigaradan kaynaklanıyor olabilirdi.

"Evimden taşınmam kolay bir şey değil. Tüm düzenimi bozmamı istiyorsunuz benden."

Uraz Bey'in sesi gergin çıkıyordu, Ilgaz da haliyle gerilmişti.

"Ama tehlikedesiniz! Lütfen bizi dinleyin Uraz Bey," dedi kadın Uraz Bey'in aksine gayet sakin bir ses tonuyla. Ailenizi düşünüyorsanız burayı terk edin!"

Ilgaz duyduklarına inanamıyordu. Bu evden neden taşınmalıydılar ki? Anlam veremedi. Ama dinlemeye yine de devam etti:

"Peki, ne zamana kadar vaktimiz var?" Uraz Bey, sesindeki yorgunluğu tüm eve hissettirmişti.

"En fazla 1 haftanız var."

"Tamam, bunu düşüneceğim."

Ilgaz konuşmanın bittiğini anlar anlamaz yukarı odasına çıktı. Kendini yatağa attı ve düşünmeye başladı.

Bu evi çok seviyordu ve en son istediği şey bu evden ayrılmaktı. Bu oda Ilgaz'ın sevinçlerini, umutlarını, hayal kırıklarını ve öfkelerini görmüştü. Eğer bu oda canlı olsaydı Ilgaz'ın en yakın arkadaşı olurdu.

Neden tehlikedelerdi? Babasının düşmanları mı vardı? Ilgaz buna olanak vermedi, babası başarılı bir mühendisti ve arkadaşları tarafından sevilirdi. Annesinin arkadaşlarını düşündü, özel bir üniversitede akademisyendi, saygın bir çevresi vardı. Çok fazla cana yakın bir kadın değildi ama kimseyle bugüne kadar bir problemi olmamıştı.

Böyle düşünürken çok geçmeden uyuyakaldı.

***

Yaklaşık bir hafta kadar kısa bir süre sonra yeni evlerine taşınmışlardı. Bodrum hariç iki katlıydı, Ilgaz küçüktükten beri büyük evlerde yaşadığı için buraya kolay uyum sağlayacağını düşündü.

Kıyafetlerini dolabına yerleştirmeye üşendiği için kolisini yatağının kenarına doğru itti ve başındaki havluyu çıkardı. Duştan çıktığı için saçları çok ıslaktı.

Saçlarının ıslaklığını havluyla kuruttu, nemli saçlarını arkaya attı. Odası neredeyse yerleştirilmişti, sadece ufak tefek eşyalar kalmıştı yerleştirilecek. Saçından dökülen su damlacıklarını eşofmanın üzerinden silkeledi.

Üstündeki mor, bisiklet yakalı tişört ince belini ortaya çıkarıyordu.

Annesi "Ilgaz, misafirlerimiz var," diyince kapıya kötü bir bakış attı.

'Daha mutfağın nerde olduğunu karıştırıyorum -ki mutfak en önemli yeri evin- bir de misafir mi ağırlayacağım?' diye geçirdi içinden. 'Ben odamı bulamam rezil olurum sonra.'

En iyisi odasının kapısını kilitlemek ve sonsuza kadar orada kalmaktı.

Ama gelecek olan misafirler kendi sınıf arkadaşlarıydı.

EPİLEPSİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang