Düşmüş Melekler

2.5K 114 20
                                    

"Düşmüş Meleklerle birlikte keyifli okumalar!"

"Nerede olduğumu bilmiyorum."

Sımsıkı kapattığı gözlerini açmadan da toprağın üstünde yattığını anladı, kulağına çalınan sesler uğultu halinde ulaşıyordu ona, belirsizlik içinde yatıyordu ve bu belirsizlik çaresizce onu korkuya sürüklüyordu.

"Ilgaz!"

Adının söylendiğini duyunca yalnız olmadığını anladı.

Elbette yalnız değildi.

"Ilgaz!"

Gözlerini açtı ve başucunda duran Bora'ya baktı.

Nefes kesici.

Bora elini uzattı ve Ilgaz istemsizce elinden tutup yattığı yerden kalktı.

Ne zamandan beri yatıyordu?

Gözlerini açtığında tanıdık ormanda olduğunu anladı, buraya neden geldiklerinden ya da getirildiklerini bilmiyordu ama Bora'nın peşinden koşmaya başladı.

Etraf karanlık olmasına rağmen iyi görüyordu, Bora'ysa Ilgaz'dan çok daha iyiydi.

Rolleri mi değişmişlerdi?

Ilgaz elinde başka bir el hissedince nabzının yavaşladığını hissetti, ama aynı zamanda korkusu kaybolmuştu.

Sakinleştirici yemiş gibiydi.

Bora'nın yanında olduğuna şükretti.

Ilgaz Bora'nın biraz arkasında kalıyordu, Bora Ilgaz'a bakmadan "Düşmüş Melekler tarafından kaçırıldık, gün doğmadan burdan çıkmamız gerek," dedi.

"Melek mi düşmüş? Onlar ne be?"

"Kendi türünden birine zarar veren bir Melek, cezalandırılır. Bunlar son 100 yılda artmaya başlayınca kendi türlerini katletmeye başladılar. Konsey de onları cezalandırdı ve kanatlarını etkisiz hale getirdi."

Ilgaz Bora'nın sırtıyla bakışırken "Onlar nasıl bir şey?" diye sordu. Sesini duyurmak için bağırması gerekmişti.

"Kalp atışlarının düzensizliğinden beslenirler. Herhangi bir artış ya da azalma gibi.."

"Ve biz koşuyoruz öyle mi?"

Koştuklarından dolayı kızın saçları savruluyor, yüzüne çarpıyor, rüzgardan yine savruluyordu.

"Halüsinasyon görme ya da uğultularla uyuşturma gibi etkileri var."

Ilgaz ağaçların gövdesine çarpmamak için manevralar yapıyordu, eğer bir gövdeye çarparsa, yüzünün dağılacağından emindi.

Bora "Ve ayrıca," diye devam etti nefesini düzene sokmaya çalışarak. "İnanılmaz derece sakinleştirici bir etkisi vardır."

Ilgaz aniden durdu ve Bora'ya baktı.

"Bora," dedi titrek bir sesle. "Lütfen avcumdaki elin senin elin olduğunu söyle."

Bora Ilgaz'dan bir iki adım uzaklaştıktan sonra iki elini de havaya kaldırdı.

Ilgaz'ın kalbi korkuyla çarpmaya başladı, ölümle el ele tutuşuyordu.

Elini kavrayan el, Ilgaz'ın elini acıtacak şekilde sıkınca Ilgaz acıyla bağırdı.

"Kalp atışlarını düzene sokmayı dene. Korktuğunu ona hissettirme."

Çok kolaydı sanki.

EPİLEPSİWhere stories live. Discover now