Asla Aşık Olma

3.7K 158 27
                                    

Ilgaz kulübede oturmuş düşünüyordu, artık soğuğu eskisi kadar hissetmemesine rağmen (yakında hiç hisssetmeyecekti) dikkat çekmemek için kazak giyiyordu hala.

Bora'nın dün dedikleri kafasından çıkmıyordu, evet, durumu çabuk kabullenmişti ama nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Güçlerini kontrol altına alması lazımdı yoksa vücudu daha fazla dayanamayacaktı..

Bora'dan yardım almayı düşündü, en yakın zamanda onun yanına gidecekti. Sığınabileceği tek liman Bora olması..

Azra Ilgaz'ı etkinlik salonu denilen çok geniş olmayan bir yere çağırdı. Tüm gruplara burada toplanmaları gerektiği söylenmişti.

Yerdeki karlar yavaş yavaş eriyordu, bu yüzden hava az da olsa yumuşamış gibiydi.

Salon kapalı bir alan içindeydi, kulübelerin olduğu sitenin yanındaydı, yürüme mesafesinde olduğundan oraya varmaları uzun sürmemişti.

Ilgaz montunu üzerine geçirirken "Neden çağırıyorlar acaba?" diye sordu Azra'ya. Azra
omzunu silkti bilmiyorum der gibi.

Kampın birinci haftasını daha doldurmadan birçok şey öğrenmişlerdi. Herhangi bir alet kullanmadan nasıl ateş yakılır, vahşi bir hayvanla karşı karşıya kalındığında nasıl davranılır, karanlıkta nasıl hareket edilmelidir -bir ormandayken? Tabi son soruyu Ilgaz'ın cevaplamasına gerek yoktu çünkü bu onu rahatlıkta yapabilirdi. Karanlıkta gündüzünkünden daha iyi görebilirdi çünkü.

Herkes yavaş yavaş toplandı, Azra arkadaşlarından yeni bir kızın geldiğini duydu. Azraların sınıfından başka bir sınıftaydı, kamp işini duyunca heyecandan çıldırmıştı. Böyle şeylere bayılırdı Ceren.

Daha şimdiden birkaç arkadaş edinmişti bile. Göğüslerinden aşağı uzanan simsiyah saçları ve ona eşlik eden masmavi gözleri vardı. Bembeyaz teninde duran bir çift mavi göz, ona ürkütücü bir hava katıyordu. Boyu diğer kızlardan biraz daha uzun olduğundan bacakları da uzundu haliyle. Ve şu an giymiş olduğu kot pantolonu fiziğine çok güzel uymuştu.

Herkes pofuduk minderlere oturmaya başladı, Ilgaz sarı renginde ararken Azra yeşili çoktan kapmıştı bile. Sonunda istediğini bulunca zafer kazanmış bir edayla pofuduğu Azra'nın yanına çekti ve oturdu.

İleride görünen tarih hocası Ayfer Hanım elinde doldurma (form) kağıtlarla gelmeye başladı. Sonunda bordo halılarla kaplanmış yerde durdu, öğrenciler büyük bir daire yaparak oturmuşlardı. Ayfer Hanım da ortalarında duruyordu. Bir süre sessizliğin sağlanmasını bekledikten sonra
"Şimdi çocuklar size doldurma kağıtlarını dağıtacağım. Bu doldurma kağıtlarında sizin ilgi alanlarınızdan ve hoşlanabileceğiniz şeyleri anlayacağız," dedi ve soluklandı. Nefes almadan konuşmuştu.

Doldurma kağıtlarını görevliye verdi. Görevlinin arkası Ilgaz'a dönük olmasına rağmen Ilgaz anlamıştı onun ölü kadın olduğunu. Çünkü kalbi atmıyordu.

Görevli kadın Ilgaz'a doğru yürümeye başlayınca Ilgaz etrafına bakındı. Kimse onu görmüyor muydu?

"Beni sadece sen görebilirsin Ilgaz," dedi ölü kadın.

"Ama seni daha önceden de görmüştük."

"O bir kereliğineydi."

"O zaman neden seni sadece ben görebiliyorum?"

"Sen özelsin Ilgaz."

Ilgaz gözlerini kısarak karşısındaki kadına baktı. Oldukça gençti, 20'lerindeydi muhtemelen, soluk tenine rağmen hala güzeldi. Zayıftı, ama normal bir zayıflık değildi bu. Boyu ortalama bir uzunluktaydı, onu taşıyan güçsüz bacakları inceydi ama güzeldi de aynı zamanda.

EPİLEPSİWhere stories live. Discover now