İtaat Ediş

2.3K 115 19
                                    

(Fotoğraftaki Ceren. Normalde bu kızı severim ama.)

Yatağın köşesine çökmüştü adeta, ne yapacağını bilmiyordu. Aynı evde yaşadıkları insanlar, kehanetin gerçekleşmemesi için onları öldürmek istiyorlardı.

"Bora, ne yapacağız?"

Soru karşısında bir şey demedi, ellerini saçlarından geçirdi ve Ilgaz'ın yanına oturdu.

"Ilgaz, büyük tehlike altındayız," dedi fısıldayarak. "Gece ve Gölge olduğumuzu kimse bilmemeli."

Konsey onları öldürebilirdi.

"O zaman.. benim annem de mi Gece?"

Bora Ilgaz'a baktı ve "Annen.. Gece değil Ilgaz," diye mırıldandı.

Ama bu imkansızdı çünkü Gece olabilmesi için annesinin Gece olması gerekiyordu.

Gölge için bu önemli değildi, Sessizlik Kabilesi'nden olması gereken tek koşuldu.

"O zaman ben Gece olamam ki.."

Ilgaz titreyen ellerini dizlerinin üzerinde sabitlemeye çalıştı.

"Sen Gece'sin. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama.. Zeynep Hanım, annen değil."

"Ay bu Türk pembe dizisine döndü. Ben gidiyorum."

Yataktan kalktı ve kapıya doğru ilerledi, ama Bora onu bileğinden tuttu ve kendine çevirdi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Anneme sarılmaya."

Gözlerinden akan yaşları geri göndermeyi denedi ama başaramayınca onları serbest bıraktı.

Bora Ilgaz'ı ağlarken görünce ne yapacağını bilemedi.

"Ağlama.."

Ilgaz sessizce ağlarken Bora Ilgaz'ın belini kavradı ve kendine yaklaştırdı. Ilgaz burnunu çekerek Bora'ya baktı.

Bora kollarını Ilgaz'ın bedenine sararken Ilgaz da Bora'nın beline sarıldı. Aralarında olan boy farkından dolayı beline sarılmak en rahatıydı.

Ilgaz'ın ağlaması kesilirken Bora yavaşça nefesini geri verdi.

Bu, ikisine de iyi gelmişti.

Birkaç dakika böyle kaldıktan sonra Ilgaz Bora'dan ayrıldı ve yüzünün tamamının kızardığından emin olarak Bora'ya baktı.

"Sen.. Sessizlik Kabilesi'nden misin yani?"

Bora'nın gözlerinden yine bir gölge geçti ve "Öyle görünüyor," diye yanıt verdi.

"Konsey'de ismin bu yüzden gerginlik yaratmıştı, Gece'nin ismi yüzyıl öncesinden belliydi çünkü. Zaten gücünü bu yüzden söylemedim onlara."

"Sen benim Gece olduğumu biliyor muydun yani?"

Bora dudaklarını ıslattı. 

"Şüpheleniyordum, önlem almak istedim ben de."

Ilgaz yanaklarının içini dişledi ve "Kehanet nasıl gerçekleşecek peki?" diye sordu.

Bora dudağını dişledi, kalbini Ilgaz'a açabilecek miydi?

"Birbirimize aşık olursak.."

Ilgaz titreyen ellerini yumruk yaptı.

"Ama sen Ceren'i seviyorsun ki.."

"Onu sevmiyorum, ben sadece-"

"Eğer birbirimize aşık olursak öleceğiz değil mi? Bu kehanetin sonunda ikimiz de yaşıyor olmayacağız."

Bora sessizce başını salladı, "Muhtemelen."

"Ilgaz, sen evrenin en önemli kadınısın. Gökteki tüm yıldızlar sana itaat ediyor, tüm evren senin için var.. Sen acı çekersen evren de acı çeker, yağmurlar yağar.. Sen gülersen Güneş açar, bahar gelir.. Ama düşmanların da olacak, seni istemeyenler, kehanete karşı çıkanlar var.. Senin ölmen için her şeyi yapacaklar.. Ben senin her zaman yanında olacağım, seni kötü olan her şeyden koruyacağım tamam mı?"

Ilgaz başını salladı sessizce, yanaklarını ıslatan birkaç damlayı silecekken Bora elini tuttu ve uzun parmaklarını yanaklarında gezdirdi.

"Gerekirse gözyaşlarını da ben sileceğim, tamam mı?"

Birbirlerine gözleri kenetlenince ikisi de bir şey diyemedi, ama sonra Bora parmaklarını Ilgaz'ın yüzünden çekti.

Ilgaz'ın kalbinin deli gibi çarpması gerekirken nabzının çok yavaşladığını hissetti.

"Heyecanlanınca kalbin eskisi kadar hızlı çarpmayacak artık, duracakmış gibi olacak."

Ilgaz Bora'ya bakınca kalbi duracakmış gibi oluyordu.

EPİLEPSİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang