43. BÖLÜM

27.3K 1.2K 225
                                    

Bu bölüm twitterdaki sayfamda ricamı kırmayıp benim için değerlendirme yapan Sevgili missedgwick'e gidiyor... Keyifli okumlar...

Ânın büyüsüne uymayan bu ani soru şaşırttı Zeynep’i. Kerem’in gözlerini görmek için başını biraz daha yana çevirdi ve şaşkınlığı hissedilen ses tonuyla “İyi!” dedi.

“Ne yaptın? Merkeze gittin mi?

Zeynep, işiyle ilgili bu sorudan sonra o anlık şaşkınlığı unutup coşkuyla anlatmaya başladı.

“Evet! Bugün başladım. Kerem ya, müthiş bir şey oldu!”

“Ne oldu?”

“Ya şimdi benim taaaa akademiden bir arkadaşım vardı. Harun! Özel Harekat’ ta da birlikte çalıştık. O ve.. “

“Ve…”

“Ahmet! Ben Özel Harekat’tan ayrılıp Cinayet’e geçtim. Onlar Van’daydı. Sonra…. Bir operasyonda şehit düştü Ahmet!”

“Üzüldüm!”

“Harun’la çok yakındılar. Muhteşem ikizler… O günden beri ben, haber alamıyordum Harun’dan.”

“ Eeeee…”

“Kerem, senin neyin var?”

“Yok bir şey… Dinliyorum.”

“Ya ne bileyim bir tuhafsın ama…”

“Değilim Zeynep! Dinliyorum sadece.”

“Yani günün bombası oydu işte!”

“Anlamadım?”

“Ben izindeyken İstanbul’a dönmüş Harun! Özel Harekat’ tan ayrılmış. Erol Başkomiser de bunu öğrenince…

“Sizin şubeye almış.”

“Aynen! Sabah öyle bir şok yaşadım ki! Yani Harun, benim yaşamımın bir sayfası. Şimdi, işte ne bileyim…”

“Yeniden göz gezdirmek istediğin bir sayfa?”

“Yok, öyle değil! Hani her şey yolundadır, keyfin yerindedir ve sen, eski defterin sayfalarını keyifle karıştırır ve ‘nereden nereye…” dersin ya…”

“Hımmm…”

“İşte öyle! O sayfaları seviyorum ben ve oradaki insanları da. Harun’u görünce sanki çok saçma gelecek biliyorum ama kendimi bildik bir limanda hissettim. Öğlen yemeğe çıkardım onu. Ahmet’ten beri görüşmemiştik. Ahmet’i kollarında kaybetti biliyor musun?”

“Ne kadar oldu?”

“ İki yıl kadar… Ben yeni komiser olmuştum. O sırada çok aradım ama o ulaşılmaz olmayı seçtiyse ulaşamazsın.”

“Birlikte mi çalışacaksınız?”

“Öyle görünüyor. Bizde zaten bir açık vardı. Şimdi ben de tam kapasite çalışamayacağım için Erol Başkomiser akıllılık etmiş.”

Kerem, geldiğinden beri ilk kez, bütün yüzüne yayılan o muhteşem gülümsemesiyle tebessüm etti.

“Güvenli ellerdesin yani! Senin için kaygılanmama gerek kalmadı.”

“Kerem…”

“Efendim?”

“Sen iyi misin?”

“Şimdi iyiyim, mi mujer!”

“Ne demek o?”

“Oktay, öğle yemeğinden geldikten sonra yanıma uğradı.”

ARAFTA İKİ KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin