53. BÖLÜM

22.2K 1K 119
                                    

ARKADAŞLAR, SEVGİLİ DERYA AZ ÖNCE SÖYLEDİ BENİM DE HABERİM YOKTU. WATTPAD RESMİ SİTESİNDE AÇIKLANMIŞ ARTIK HİÇBİR HİKÂYE İÇİN GÜNCELLEME GELMEYECEKMİŞ. SÜREKLİ KÜTÜPHANENİNİZİ GÜNCELLEYİP BAKMAK DURUMUNDAYMIŞSINIZ. BU BÖLÜM GÜNCELLEME GELMEMESİNİN SEBEBİ DE O...

Gece herkes gittikten sonra yatmak üzere odalarına çekildiklerinde Zeynep, yatağın içinde oturmuş Kerem’in gelmesini bekliyordu. Kerem, yatağa girip kolunu Zeynep’in omzuna dolayarak onu kendine çektiğinde Zeynep “Kerem, sana bir şey söylemem gerek.”  deyince Kerem gülümseyerek

“Hele şükür! Ben de baklayı ağzından ne zaman çıkaracaksın, diye meraklanmaya başlamıştım!”

“Sen, sen…. Nereden anladın ki?”

“Hayatım, herkesten kaçar ama benden asla! Gecenin sonuna doğru oturduğun yerde kıpırdanıp durmaya başladın. Sanki herkes bir an önce gitsin diye bekler bir hâlin vardı. Ne zaman sana baksam gözlerini kaçırmalar… Alt dudağını kemirip durmalar…”

“Sen beni bu kadar iyi tanımak zorunda mısın, be adam?”

“Hayattaki tek uğraşım bu, mi mujer! Hadi, şimdi çıkar ağzından baklayı da bir rahatla!”

“Kerem bak, bu aslında çok saçma! Yani sana çok zırva gelecek biliyorum çünkü hiçbir dayanağım yok ama…”

“Zeyneeepppp!”

“Üfff, tamam! Hani biz senin ödül yemeğine gitmiştik ya…”

“Evet!”

“Hah, işte orada bir şey oldu!”

Kerem’in kaşları çatılmıştı. Sanki beynindeki kameradan o geceyi tekrar izliyor ve ne kaçırdığını görmeye çalışıyordu. Zeynep bir süre ona baktıktan sonra

“ O gece bir adam vardı. Yani biz tanışmadık ve hiç konuşmadık ama bu, nasıl anlatılır bilmiyorum ki…”

“Devam et…”

“Yani ben bütün gece adamın bizi izlediğini hissettim. Ne zaman onu görsem bakışlarımız karşılaştı ve ne bileyim, anlatması çok güç ama o bakışlarda bir şey vardı. Ürkütücü, karanlık bir şey…”

“Zeynep…”

“Baştan da dedim; bu, sana çok saçma gelecek diye ama önsezilerim beni yanıltmaz Kerem. Ben, ben biliyorum. Bir şey var! O adam, sadece beni izlemiyordu ya da nasıl söyleyeyim Zeynep Sayer’i merakından izlemiyordu, fazlası vardı. O adamın bakışları karanlık, korku verici… O adamda bir şey var seziyorum, inan bana! Yani bu olayla ne kadar ilgili bilemem ama o adamın o gece orada olması bir tesadüf değil. Bize bakıp durması da öyle…”

“Peki, adamın kim olduğunu biliyor musun?”

“ Ben davete katılanların listesinden araştırdım. Adı Turgut Yalçın.”

“Turgut Yalçın mı?”

“Tanıyor musun?”

“Şahsen değil. Yani görüşmüşlüğüm, iş yapmışlığım filan yok ama kim olduğunu biliyorum. Bak, hani o gece yemekte yanında oturan hanımefendi var ya…”

“Nadide Giritli.”

“Evet, o! İşte onun ölen kocasının oğlu Turgut Yalçın.”

“Nadide Hanım’ın üvey oğlu mu? Ama o gece, görebildiğim kadarıyla hiç konuşmadılar.”

“Karışık bir durum var çünkü. Turgut, Hasan Bey’in yani Nadide Hanım’ın eşinin gayrimeşru oğlu. Nadide Hanım’la evlenmeden önce olan bir şey sanırım. Hasan Bey, bildiğim kadarıyla oğluna bakmış, eğitimini filan üstlenmiş de nüfusuna geçirmemiş. Oğluyla da annesiyle de hiç görüşmemiş. Doğal olarak şimdi de o aileden kimse Turgut’la görüşmüyor. Hasan Bey hayattayken ona ve annesine ekonomik olarak yardım etmiş, o da aileden tamamen bağımsız kendi işini kurmuş. Şimdi iki taraf da birbirlerine hiç bulaşmadan, hiç tanışıklık göstermeden aynı çevrelerde bulunuyorlar.”

ARAFTA İKİ KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin