59. BÖLÜM

21.4K 1.1K 110
                                    

Erol Başkomiser ve Zeliha geldiklerinde Harun, çoktan gelmişti. Zeynep ve Kerem gergin bir tavırla onları bekliyorlardı. Kerem “Ofise geçelim.” deyince hep birlikte üst kata yöneldiler. Kerem, ofisteki bir diafona basarak Muhif’in de servisten sonra toplantıya katılması talimatını verdi. Ofise girdiklerinde Erol Başkomiser, sözü Zeliha’ya bıraktığını belli edercesine eliyle ona “Buyur!” işareti yaptı. Zeliha, çalışma masasının başına geçerek söze nereden başlayacağını kestirmek ister gibi durakladı. O sırada Muhif, servis arabasını iterek içeri girdi. Kahveleri dağıttıktan sonra masanın bir köşesine ilişti. Gözünü Zeliha’ya dikmiş, konuşmasını bekliyordu. Zeliha, derin bir nefes alıp

“Otopsiyi bitirdim. Her şey normal görünüyordu. Adamın bedeni yaşına göre oldukça iyi durumda yani bu olay olmasa uzun yıllar yaşayacakmış gibi görünüyordu.”

Zeynep, sabırsızlıkla onun sözünü keserek

“Kalp krizi mi gerçekten?” diye sordu.

“Görünürde öyle!”

“Ne demek bu ya?”

“Biraz sabredersen açıklayacağım.”

Zeynep, suratını asıp susarken, Kerem, elini onunkinin üstüne kapadı. Zeliha

“ Zehirli madde kontrolü için yapılan testte vücudunda striknin kreatin buldum.”

Zeynep, “O da ne?” deyince Kerem “Çok yaygın bir zehir. Afrika yerlileri bunu ok uçlarına sürerek savaşta kullanırlardı.”

Zeliha “Doğru! Bir dönem hayvanları itlaf için de kullanıldı. Yakın zamanda bir devlet liderinin ölümünde kullanıldığı da iddia edildi. Çok güçlüdür. Sıvıyla alındığında 50 mg. ı, bu vakada olduğu gibi insanı 20 dakikada ölüme götürür. “

“Kolay bulunabilir bir madde mi bu?”

“Evet! Bazı ilaçlarda halen kullanılıyor. Düşük dozlarda tedavi edici özelliği var, ayrıca fare zehirlerinde de yasak olmasına rağmen bazı firmalar kullanmayı sürdürüyor. Yani elde edilmesi çok zor değil.”

“Zehri nasıl almış?”

Kerem, yine araya girerek “CIA’nın bu zehri kullandığı hep iddia edildi. Bazı operasyonlarda dart okuyla bu zehri verdikleri konuşulurdu.”

“Doğru. Bu yaygın bir yöntem ama kurbanda bunu gösterecek herhangi bir iz bulamadım. Üstelik vücutta “ölü sertliği” diye adlandırılan bir sertleşme oluşmuş. Bu da Aven Baruh’a zehrin sıvı yoluyla verildiğini gösteriyor. Yani içtiği bir şeye karıştırılmış. Ölüm saatini saat 20.30 olarak tespit ettim. Bu da demektir ki adama zehir 20.00- 20.10 arasında verilmiş.”

Zeynep Erol Başkomiser’e bakarak “Adam, Oktay’dan ayrıldıktan sonra arabayla benzinciye gidiyor. Orada araç değiştirip mezarlığa geliyor. Ancak o arada bir yere uğrayıp uğramadığını bilmiyoruz.”

Harun, söze karışarak “Yani adama zehir, ya iş toplantısı sırasında verildi. Ya da adam peşindekileri atlattıktan sonra bir yere uğradı.”

Harun’un “İş toplantısı sırasında” sözü üzerine Zeynep, kaçamak bir bakışla Kerem’e göz attı. Kerem’in rengi bembeyaz olmuştu. Zeynep’in elinin üstündeki elinde de dışarıdan fark edilmesi imkânsız bir gerginlik oldu. O sırada Muhif’le göz göze geldi Zeynep. İkisi de o an aynı şeyi düşünüyorlardı. 

Zeliha, Harun’a cevap olarak “Haklısın, zehir sözünü ettiğin şartlarda verilmiş olabilir ama bir üçüncü ihtimal daha var. Eğer suya karıştırıldıysa ki ben otopside kahve, su ve maden suyu içtiğini tespit ettim. Eğer zehir suyla verildiyse önceden bir pet şişeye konulmuş da olabilir. Yani adam seyahat hâlindeyken yanındaki pet şişeden su içmiş de olabilir.”

ARAFTA İKİ KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin