-6-

108K 3.7K 176
                                    

Kapıyı kapatarak tereddütlü adımlarla kapının önüne çıktım. Tam karşımda durduğunda boyu uzun olduğu için kafamı yukarı çıkarmak zorunda kalmıştım. Bir an için dün gece burnuma dolan kokusunu hatırlasam da bunu son vermek adına bakışlarımı ondan çektim kısa süreliğine. Fakat tekrar ona bakmak zorundaydım. Bunun benim için bu kadar zor olmasına anlam veremiyordum.
Cebinden çıkardığı telefonumu bana uzattı. Normalde yokluğunu hemen anladığım fakat kafam yoğun olduğu için varlığını şimdi unuttuğum telefonumu. Bir insan nasıl telefonunun olmadığını farketmez ki?  "Dün o kargaşada telefonun arabada unutulmuş. Ben de yeni farkettim." dedi buz gibi soğuk sesle. Kaşlarımı çatarak ona baktım durumu anlamak istercesine.
Sanki çözecektim gözlerindeki ifadeyi anlayabilsem fakat o kahve renkli gözlere kitlenmekten başka bir şey yapamıyordum.
Telefonu elinden alarak "teşekkür ederim," dedim kısık sesle. "Şimdi nasılsın?" Diye sorunca bakışlarımı tekrar yukarı çıkarmak zorunda kaldım. Bu anın hemen bitmesini istiyor aynı zamanda sonsuz kadar sürmesini diliyordum. "Daha iyiyim. İrem'i göz kulak olmak için yanımda bırakmışsın dün gece. Teşekkür ederim.."
Yutkunarak gözlerine baktım fakat bakışlarım arkada bizi izleyen kıza kayıyordu sürekli. Arabanın siyah camı onu net bir şekilde görmeme engel oluyordu.
"Ayrıca seni bir konuda uyarmam gerek."
Gitmesini beklerken tekrardan konuşunca kalbimin düzensiz atışıyla telaşlanmıştım. Teşekkürüme nezaketen karşılık verebilirdi diye en azından düşünürken beni uyarmaya geçmişti.
"Hangi konuda?" Kaşlarımı çatmış vereceği cevabı bekliyordum sabırsızca. Bir şeyler döndüğünün farkındaydım ama her şeyden habersizdim.
"Sarp konusunda..."
"Neden?" 
Lafını kesmiştim cümlesini bitirmesine engel olarak. Arabada oturan kızın sinirimi bozmasına engel olmak istesem de başarısız oluyordum. Ortada garip bir durum söz konusuydu ve bilgilendirilmek yerine sadece uyarılıyordum.
"Onunla kesinlikle muhatap olmamalısın. Tehlikeli biri, sana zarar verebilir." Cevap vermeden bir süre onu izledim öylece. Yeni tıraş olmuştu, yüzü tertemizdi. Ütülü gömleği, sol koluna taktığı pahalı saati tarzını tam olarak yansıtıyordu. Asla serseri bir havası olamazdı sanki. Yine de bu düzenli görüntünün altında ustalıkla gizlenen bir şeyler olduğundan emindim çünkü kusursuz bir görüntü kusurlu gerçekleri en güzel gizleme yoludur.
"Peki neden uzak durmalıyım?" Sorum üzerine onu sorguladığım için sinirlendiğini düşündüğüm bakışlarını kaçırarak nefesini sesli şekilde dışarı verdi. Emir verdiğini unutmuşum, pardon.
"Madem sebebini söylemiyorsun o zaman bırak buna ben karar vereyim."

Kaşlarını çatarak bana baktığında derin bir nefes aldım. Niye sinirleniyorsa?! 
"Uyarın için teşekkür ederim ama ben kiminle muhatap olacağımı çok iyi biliyorum. Başka bir şey yoksa okula yetişmem gerek. Müdürü çekecek halde değilim. İyi günler."
Yanında geçerek kaldırıma çıktığımda son kez kızla göz göze gelmiştim. 'Gel okula ben bırakayım' dememesine sevinmiştim çünkü o kızla aynı arabaya binmek bir kabus olurdu. Düşüncelerimin arasında kaybolurken neredeyse okula varmıştım. Koşar adımlarla Sarp'ın bana  geldiğini görünce duraksadım. Sabah sabah ne oluyor?
"O adam sana bir şey yapmadı değil mi? İyi misin?" Diyerek bana sarıldı nefes nefese. Ellerimle ittirdiğimde geri çekilmek zorunda kalmıştı. Yine Mert'in kokusunu aramıştım kendime engel olamadan. Neden herkes birbirini suçluyordu?
"O adam benim hayatımı kurtardı!"
Meseleyi biliyordu ama nasıl olduğunu çözememiştim. Bir şeyler dönüyordu fakat çözemiyordum.
"Ondan uzak dur--"
Artık dayanamayarak lafını bitirmesine engel oldum. "Şaka mısınız siz ya? Söylediğin çok komik çünkü o da aynı şeyi senin hakkında söyledi. Bence ortak karara varalım Sarp, her ikinizden de uzak durayım nasıl fikir?" Bana delirmişim gibi bakan Sarp bir adım geriledi. Ellerimi iki yana açarak durumun karışıklığı içinde kaybolduğumu belirttim. "Nasıl istersen." Aldığım cevaptan memnun olduğumu gösterircesine kafamı salladığımda çatık ifadeyle bana bakıyordu. Kesinlikle böyle bir tepki vereceğimi beklemiyordu.
Umursamadan omuzuna çarparak okula doğru gittiğimde neden sinirimi ondan çıkardığımı anlamamıştım. Polat her zamanki gibi girişte beni bekliyordu. Yüzüme sahte tebessüm yerleştirerek ona el salladım. Neler olduğunu anlatmaya kalksam akşam olurdu çünkü.

Örümcek Ağı |1Where stories live. Discover now