-5-

123K 3.5K 170
                                    

Multimedia: Mert Yılmaz

***

Gözlerimi açtığımda uyku sersemi olduğum için bir süre durumumu anlayamamıştım. Hafızam artık yerine gelince dün yaşadıklarım tekrar tekrar kafamda yankılanmaya başladı. Başımın ağrısı da benimle birlikte uyanınca sinirle yerimden doğruldum. Salonda koltuğun üzerindeydim. Dün Mert'e odamı tarif ettiğimi hatırlıyordum. Karanlıktan olsa ki uğraşmamıştı ve en yakın yere bırakmıştı. Adamın umursamazlık seviyesine hayran kalmıştım. Üzerimdeki battaniyeni görünce hafif gülümsedim. Çok da umursamaz sayılmazdı aslında.

"Ben verdin onu Mert'e canım."

Hemen yanımdan gelen yabancı sesle irkildim. Dün hastanede gördüğüm kumral saçlı kızı tekrar karşımda görünce hemen oturur pozisyon almıştım fakat belimdeki acı kendisini belli etmişti. Ani hareketlerden kaçınmam gerekiyordu. O değil de bu kızın evimde ne işi vardı?

"M-merhaba" dedim yüzüme yapışan saçımı geri iterek. Donuk bakışları daha da gerilmeme neden oluyordu. Geceyi burada mı geçirmişti? İçeri nasıl girmişti? Neden buradaydı? Az kalsın beynim patlayacaktı ansızın yüklediğim sorular yüzünden. Bir şey söylemeden sırtımı kendisine çevirerek inceledi. Yardımı için teşekkür etmeliydim donup kalacağıma.

Ağzımı açtığım sırada kız beni anında geri çevirerek az öncekinin aksine meraklı ve heyecanlı bakışlarıyla karşı karşıya bırakmıştı. Ne oldu şimdi? Anlık değişen yüz ifadesiyle ödümü koparmıştı ikinci kez.

"Anlatsana, dün gece ne oldu? Hadi ya, ay çok romantik olmuş anlaşılan. Konuşsana! Dilini mi yuttun?"

Kız kafayı yemiş gibi duruyordu. Belki de ağzımdan laf almak için böyle konuşuyordu. Zaten aramızda bir şey olmamıştı. Peki neden böyle garip davranıyordu? Ne bileyim ben?

"Siz Mert'in nesi oluyorsunuz?"

"Ay kıskandın mı?!" Sorduğu soru üzerine yüzümü buruşturdum. Birkaç kez gördüğüm kişiyle neden aramda bir şey olsun?

" Hayır, ne alakası var şey yani..." dün ona abi dediğini duymuştum. Anılar yavaştan hafızamda canlanmaya başlıyordu tekrardan.

"Kız kardeşiyim hayatım, kıskanmana gerek yok." Üstüne bir de göz kırpınca rahatsızca oturduğum yerden kıpırdandım.

"Hayır, yanlış anladınız dün gece hiçb...." Lafımı ağzıma tıkarak hiç susmayan çenesini yeniden çalıştırdı. Rabbim yakınlarına bol bol sabır versin. "Utanmana gerek yok ki, bak ölümü gör bir şey saklama benden anlat çat..."

"Bakın gerçekten aramızda bir şey olmadı. Onunla da dün yaşadığım talihsiz olay yüzünden tanıştık. Yardım için de evime bıraktı beni sadece. Bütün olay bundan ibaret."

Galiba açıklayıcı olmuştum ki yüzünü buruşturarak elini uzattı. Üzülmüşe benziyordu. Uzattığı elini sıktım isteksizce. Hala korkuyordum yine sonu gelmeyen sorularına devam edecek diye.

"Ben de o sevimsiz sevgilisinden kurtulup da seni buldu sandım. Neyse, kısmet.... Ben İrem bu arada." Sahte bir tebessümle karşılık verdim. "Gerek var mı bilmiyorum ama ben de Melek. Kafamı kurcalayan bir diğer konuysa bahsettiği diğer kızdı. Dün gece odaya dalan ikinci kız sevgilisiymiş demek ki.

"Ne oldu da yüzün düştü? Kıskandın mı? Ölümü gör doğruyu söyle. Sevgilisi olmasını istemiyordun değil mi?" Beni alaya alan bir kahkaha patlatırken kızaran yüzümü saklamak isteği geçti. Bence bu kız abartıyordu yoksa tanımadığım adamı neden kıskanayım?

Örümcek Ağı |1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin