"Ekrem ben." dediğinde yeniden gülümsedim.

"Karan ben de." Ekrem de gülümsedi.

Herkes yavaşca içeri girerken beklemediğim grup kapıdan içeri girdi. Gözlerim şok ile açıldı. Çocuğun gözleri direkt beni bulmuş, kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Ne yani daha ilk günden sınıfımı basıp beni mi dövecekti?

Sakin adımlarla sıramıza doğru geldi, sınıfa ki herkes bu tarafa bakıyordu. İki arkadaşı da sıradan bir şekilde etrafa bakınıyordu.

"Pişt, kalk bakalım burdan." dedi Ekrem'e doğru. Ekrem direkt çantasını aldı ve ayağa kalktı. Bir saniye dayansaydın be Ekrem diye geçirdim içimden.

Ekrem yanımdan çıkınca direkt kendini sıraya attı ve bana az bir alan bırakacak kadar yayıldı. Ben kalorifere daha da yaklaşırken arkadaşları da önde ki iki kişiyi kaldırıp oraya oturdu. Sesimi çıkarmadım, dövmeye gelselerdi oturmazlardı herhalde? Ama dokuzuncu sınıfa göre de büyük duruyordu.

Hoca içeri girince herkes ayağa kalktı, iki arkadaşı da dahil ama o oynamamıştı bile yerinden. Hoca günaydın deyip bizi oturttu. Orta yaşlı bir hocaydı. Hoca bir şeyler konuşuyordu ama yanımda ki yayvan bir şekilde oturmuş işaret parmağını sıraya vuran çocuk yüzünden dikkat edemiyordum. Hoca herkesin adını sorarken önde ki iki çocuğun adının Burak ve Onur, yanımda ki çocuğun da adının Sinan olduğunu öğrendim. Ben ayağa kalkıp adımı söylerken dikkatle beni izlediği için kekeleyince sınıftan birkaç kişi gülmüştü. Moralim bozulduğu için yüzüm kızarık bir şekilde oturuyordum.

Hoca derse başlarken sınıf suspus olmuştu. Ve Sinan bana biraz daha yaklaşmıştı. Neden bu kadar yaklaşıyordu bilmiyordum. Yüzü biraz daha yüzüme yaklaştı. Ona döndüğümde o da bana garip bir ifade ile bakıyordu. Nefeslerimiz şuan birbirine değiyordu.

"Neden bakıyorsun?" dediğimde nefesim yüzüne çarpmıştı. Onun da nefesi hızlanmıştı. Şey gibi bakıyordu... Tahrik olmuş?

"Yasak mı?" dediğinde hafifçe sırıttı. Şuan kimse bize dikkat etmiyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken kaşlarımı çattım.

"Bak oynama benimle, döveceksen bekleme." dediğimde dudağının kenarı kıvrıldı. Boynuma bakıyordu.

"Sana asla zarar vermem." ani gelen sözle gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi oldu. Yüzüm kızarırken bakışlarımı ondan çevirdim ve tahtaya baktım. Parmaklarıma sertçe oynarken ne kadar kaçsam da bacakları bana değiyordu.

Şuan yanımda gay biri oturuyordu, emin olmuştum şimdi. Beni dövmek için değildi bu yakınlığı. Belki de sapıktı? Yutkundum. Kuzenlerim neden bu konuda uyarmamıştı?

Homofobik değildim ama bugüne kadar böyle bir şey başıma gelmemişti. Ve kesinlikle sadece karşı cinsten hoşlanıyordum. Düşünceler beynimi kemirirken onun bana olan bakışlarını hissediyordum. Gay ise nasıl bir devlet lisesinde bu kadar rahat kendini belli ediyordu? Belki de kendisi sert olduğu için ona bulaşmayacaklarını düşünüyorlardı. Her türlü ihtimali düşünürken zil çaldı, Sinan kafasını sıraya koydu.

"Sinan biz kolidordayız." dediğinde Sinan eli ile onlara gidin işareti yaptı. Kafasını kaldırmamıştı. Arkadaşları giderken ben köşeme sıkışıp kalmıştım.

Sanki bilerek ben çıkmayayım diye böyle bir şey yapmıştı. Yoksa sınıfta oturacak bir tip gibi durmuyordu. Korkuyla derin derin nefesler aldım. Vücudum çivilenmiş gibiydi.

"Korkma..." onun sesini duyunca bakışlarımı ona çevirdim. Kafasını hafifçe kaldırıp yumuşak bir ifadeyle bana bakıyordu. Ağzım açık afallamış bir şekilde ona bakıyordum. Şuan aynı sapıklar gibiydi.

Ondan bakışlarımı çevirdim ve nefesimi düzene sokmaya çalışarak yazılar olan tahtaya çevirdim gözlerimi.

----

"Sinan!" Burak denilen çocuk heycanla içeri girdiğinde, Sinan kafasını kaldırıp ona baktı.

"Oğlum söyleme işte, ilk günden ceza yiyecek." dedi Onur homurdanıp, Burak omuz silkti.

"Gel gel, karşı sınıfta gay bir çocuk varmış." dedi kahkaha atarak. Dışarıdan sesler gelirken yanımda ki beden gerildi, anında ayağa kalkarken korku dolu bakışlarımı ona çevirdim. Neydi bu şimdi? Arkadaşları gay bir çocuk var diye ona neden haber veriyorlardı?

Birkaç dakika sonra merak ederek bende ayağa kalktım. Ayağa kalktığımda bir ağlama sesi kulağıma dolunca sınıfta ki iki üç kişi de merak ederek benimle beraber dışarı doğru çıktılar. Koridor kalabalıktı ve onikiler bile burdaydı.

"Siktiğimin ibnesi!" Sinan yerde yatmış, ağlayan çocuğa bir yumruk atınca dehşetle ona baktım. Nasıl yani?

"Bir de utanmadan gururlanarak ben gayim diyor dangalak." dedi onikilerden sert bir çocuk. Herkes şuan koridora toplanmış olan olaya bakıyordu.

"Sizene ya! Size ne zararı var!" diye bağırdı bir kız. Sinirli gözler ona dönünce iki arkadaşı kızı çekiştirdiler susması için. Sinan çocuğa bir yumruk daha atıp üzerine eğildi.

"Hemen naklini aldırıp siktirip gidiyorsun burdan, senin gibilere yer yok burda." dedi ve çocuğu yere itip ayağa kalktı. Ayağa kalktığında direkt benimle göz göze gelmişti.

Bu çocuk gay değildi, çocuğa olan iğrenen bakışlarında görmüştüm. Kendisini gizleyen bir gay olabilir miydi? Bakışlarına bakılırsa olamazdı. Peki bana neden öyle bakıyordu?

Sert ifadesi bana bakarken anında yumuşadı ve üzerini düzeltti. Şok içinde bakan ifadem yerde aglayan bedene dönünce sinirle kaşıdım. Kaşlarım çatık bir şekilde ona bakarken, o ben ona nefretle baktığım için yıkılmış gibi görünüyordu.

ZAAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin