7- UYUŞTURUCU

106K 6.1K 2.4K
                                    

Bahçede ki bankta oturuyorduk, Sinan bizimle aşağı inmemiş yukarıda telefonla konuşuyordu. Mevzunun ne olduğunu bilmiyordum ama önemli olduğu kesindi, beni boynumdan öpüp yanımızdan telefonu cevaplandırıp çıkmıştı. Muhtemelen konuşacak bir yer bulmuştur.

"Komerhan kolejine geleceksiniz demi lan benle?" diye sordu Burak. Refik telefonuyla oynarken sıkıntılı bir nefes bıraktı ortama.

"Oğlum yani boş boş iş yapıyorsun yav." dedi hararetle telefonuyla oynarken. Bakışlarımı onlara çevirmiştim. Burak kaşlarını çattı.

"Lan kardeşimle sevgiliymiş, ne boş işi!" dedi Refik'i hafif iterek. Refik refleks olarak ayağını kaldırıp bakmadan ona tekme atmaya çalışmıştı.

"Diyorsun işte, sevgili amınakoyayım. Zararları ne?" dediğimde karşısında insan eti yiyormuşum gibi yüzüme baktı.

"Mezhebiniz geniş sizin..." dedi hayretle bize bakarak. "Tamam gelmeyin ben tek giderim."

"Al işte şimdi de boş yapıyorsun, elbette geleceğiz." dedi Onur artık sıcaktan bunalmış bir şekilde kafasını geriye atarken.

"Ama ben vururken çocuğun haklı olduğunu bilerek vuracağım." dedi Refik. Burak ona pis pis bakarken o farketmemişti bile.

Kafamı bahçeye çevirip öylesine etrafa bakınırken en köşede ki ağacın orda yeni çocuğu gördüm, yanında bir onuncu sınıf vardı. Bu çocuğu biliyordum, annesi de babası da yoktu. Dedesinin yanında kalıyordu ve aşırı asi bir çocuktu. Bizim grubu ciddiye almazdı, Sinan hariç. Ecevit çocukla tokalaştı, çocuk ifadesizdi. Tokalaştıktan sonra elini çekerken gördüm, elinde bir küçük şeffaf poşet vardı. Kaşlarım otomatik olarak kalkarken, onları izliyordum. Eski okulundan uyuşturucu sattığı için atılıp, gelir gelmez durmaksızın hap dağıtıyordu. Harbi cesaretliymiş.

Çocuk yanından giderken, elini cebine koyup etrafa bakındı. Gözleri üzerimde durduğunda gülümsedim, birkaç saniye affalasa da ardından yüzüne büyük bir öfke yayıldı. Birkaç saniye bana öfke ile baktı, bense sırıtıyordum.

"Geliyorum..." dedim bizim çocuklara bakarken, halen gözlerim Ecevitteydi. Yanına yayvan adımlarla, elim cebimde yürüdüm. Yanına geldiğimde sırıtışımı bozmamıştım.

"Gördüm..." dedim alaylı bir şekilde sırıtırken. Endişeli ama başı dik duruyordu.

"Müdüre mi öteceksin?" dedi çenesini biraz havaya kaldırıp. Dudağımı büzdüm.

"Cık..." gülümseyerek baktım. "Sinan'a söyleyeceğim." dediğimde sırıttı.

"Hayırdır sevgilin narkotikte mi çalışıyor?" dedi alay ederek. Kahkaha attım.

"Sevgilim mi?" dedim kaşlarımı kaldırıp "Seni biraz zeki sanmıştım, diğerlerinden daha çabuk kavrarsın diye düşündüm." kaşlarını çattı.

"Herif seni ayakta sikiyor, hem ibnesiniz hem de manyak. Madem böyle bir şey yapıyorsunuz toplum içinde yapmayın." dediğinde gülerek ona yaklaştım.

"Hah işte tam olarak bunu kavramıyorsun, halen gay falan diyorsun." dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi.

"Neyse ne, gay olmanız beni ilgilendirmiyor." dediğinde güldüm. Halen anlamıyordu ama onu anlıyordum. Kim olsa ilk bakışta öyle görürdü. Garip insanlardık.

"Korkma kimseye söylemeyeceğim." tam ağzını açtığı sırada zil çaldı, sırıtarak adımlarımı okula yönlendirdim. Sınıfa doğru girerken bizimkiler beni tuttular.

"Ne konuştunuz lan çocukla?" dedi Burak merakla.

"Bana sinirle bakıyordu, gidip nedenini sordum." dedim omuzlarımı kaldırıp indirirken.

"Herkesin ilk çıkardığı sorunlar gibi, o da yavaşça alışır." dedim ve sınıftan içeri girdim. Sinan sırasında oturmuş yanında ki başka sınıflardan olan çocuklarla konuşuyordu. Sınıf onun makam odası gibiydi sanki. Bizim tayfa sıramıza ilerlerken, Sinan beni görüp gülümsedi ve kolumdan tutup yanına çekti. Çenemden öptüğünde başka sınıftan olan çocuklara döndü.

"Tamamdır gidebilirsiniz." dediğinde çocuklar hemen yanımızdan ayrılmıştı.

"Ne diyorlardı?" diye sordum merakla. Çenemden ve burnumdan öptü.

"Yeni gelen çocuk hakkında birkaç şey söylediler." deyip boynuma kafasıyla uzanıp bir öpücük bıraktı. O sırada içeri Ecevit gelmişti. Bize halen alışmamış gözlerle bakıyordu.

"Ne söylediler?" dedim gözlerimi ondan çekip, bana bakan gözlere çevirirken. Uzanıp burnumdan öptü.

"Öpersen söylerim." dedi sırıtırken, bende sırıttım. Uzanıp çenesinden öptüm.

"Hadi söyle.." dedim

"Eski okulunda olduğu gibi uyuşturucu satıyormuş bu okulda da." dedi gözlerimin içine bakarken. Kafamı hızla sallarken anladığımı belirttim. Gözlerim bir an Ecevit'e kaydığında halen bizi izlediğini gördüm. Sinan boynumu yavaşça öpmeye başlamıştı. Bende kafasını tutup boynuma gömdüm. Boğuk nefesi kulağıma geliyordu. Derin bir soluk çektim.

ZAAF Where stories live. Discover now