İLKLER

66.4K 4K 3K
                                    

~Dokuzuncu sınıfın ilk günü~

Karan'dan;

Mahalleden çıkıp okula doğru yürürken, umarım karşıma uzun süredir çıkan o çocuk çıkmaz diye düşündüm. Öyle garip bakıyordu ki döveceksen döv ama rahat bırak artık diye bağırasım geliyordu.

Çantamı kendime çekip önümde ki taşa vurup ilerlemeye devam ettim. Buraya taşınalı haftalar olmuştu ve ben halen alışmamıştım. Şimdi bir de lise denilen zorbalık yılları çıkmıştı başıma. Benden büyük olan kuzenlerim lisedeyken büyük sınıflara bulaşma ve kendinden büyük kızlara aşık olup açılma diye uyarıda bulunmuştu. Çünkü muhtemelen onu seven başka büyük sınıf olacaktı ve dokuzuncu sınıf olduğumuz için daha kolay dayak yiyecektik.

Onuncu sınıf olunca, on bir ve on ikilerin yalakası olmamaya dikkat et diye uyarıp, ondan sonrasını sal gitsin senden yiğidi bulunmaz diyerek beni gaza getirmişlerdi. Beni uyarmalarının sebebi dilim ne kadar sivri olsa da biraz daha kırılgan olmamdı. Sen çok dayak yersin diyerekten göndermişlerdi beni buraya. Sıkıntı ile ofladım.

Sonunda okulun kapısının önüne gelinceye dıştan görünüşüne bir bakış attım. Sıradan bir devlet lisesiydi. Kapının önünde oniki oldukları aşırı belli olan erkek grubu sigara içerken, yanında mini etekli duran kızlar da onların ilgisini çekmeye çalışıyor gibiydiler. Bir çığlık sesi gelince okula ilerlerken yan tarafıma baktım. İki tane kız sevinç çığlıkları atarak birbirine sarılıyorlardı. Boş gözlerim ile onlara birkaç saniye daha bakıp okulun içine ilerledim. Neyse ki herkes forma giyinmişti, yoksa dokuz olduğumuz direkt göze çarpacaktı. Okulun kapısının önünde sıralara girilmişken bende etrafa avel avel bakan topluluğun arkasına ilerledim. Muhtemelen dokuzlardı çünkü.

Çantamın kopçasını tutup eski arkadaşlarımın bana dediğine göre kedi gibi bakarak etrafı inceliyordum. Ta ki kapıdan içeri o çocuk girene kadar. Yanında her zaman ki çocuklardan vardı. İçeri girerken az önce sigara içen onikinci sınıflarla tokalaştı. Muhtemelen o da onlarla aynı yaştaydı. O bir şeyler konuşurken arkadaşları da ona ayak uydurmaya çalışıyorlardı. Sinan kafasını sallayıp elini göğsüne eyvallah gibisinden koyup patpatladı ve elini kolunu sallayarak okuldan içeri girdi. Gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı ve kollarını iki tur katlamıştı. Birkaç kızın bakışları ona dönünce o hiç aldırmadan ifadesiz yüzü ile yürümeye devam etti. O sırada bir öğretmen sıraya geçin diye anons yapıyordu. Çocuk sert bir şekilde sıraların olduğu yere gelince aniden göz göze geldik. Yüzünde ki sert ifade yerini yumuşak bir bakışa bırakırken aceleyle önüme döndüm.

Herkes sıraya geçerken, arkamda bir hareketlilik hissedince kafamı çevirip baktım. O çocuk hemen arkama gelmişti. Müdür konuşmaya başlayınca o tarafa odaklandım.

"Bu sene umarım ki herkes için güzel geçer, onikiler ygs'ye çalıştıkları için biz onlara daha toleranslı olacağız ama eğer geçen sene ki gibi olaylar olursa kimseye acımam." dedi orta yaşlı sert müdür.

Biraz daha konuşurken millet artık sıkılınca o da İstiklal Marşı'nı okutup herkesi içeri gönderdi. Büyük sınıflar içeri girerken ben biraz daha bekledim. Arkamda ki beden gidince derin bir nefes aldım. Değişik bir çocuktu. Hiç sevmemiştim.

Okulun binasından içeri girip kalabalık olan koridorlarda 9-E sınıfını aradım. En sonunda önü kalabalık olan sınıfı bulunca yavaş adımlarla içeri girdim. Etrafa kaçamak bakışlar atıp boş olan sıraya ilerledim. Çantamı sıraya koyup oturdum etrafıma bakarak. Çok kolay arkadaş bulabilen bir tip değildim.

"Oturabilir miyim?"

Kafamı çevirip bana soru soran sarışın çocuğa baktım. Eliyle sıramın yanını gösteriyordu. Gülümsedim ve kafamı salladım. Belki de burası anlatıldığı kadar kötü değildi. Çocuk yanıma yerleşirken bende ona bakıyordum. Oturup bana döndü.

ZAAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin