10- HAİN

101K 5.6K 8K
                                    

Okul bahçesine vardığımda Sinanların bankta oturduklarını gördüm. Bugün çok fazla geç kalmıştım ve Sinan ne kadar ısrar etse de beklemesine izin vermemiştim. Ölümü gör dediğim anda her istediğimi yapardı zaten.

Onunla yıllardır garip bir bağımız vardı biliyordum ama daha önce hiç dudaktan öpüşmemiştik. Daha doğrusu Sinan bana kıymamıştı ya da aklından bile geçirmemişti.Zil çaldığında onlar da ayağa kalktı ve yanıma geldiler.

"Ne uyudun be!" dedi Burak, Sinan o sırada dudaklarıma bakıyordu ama boynuma bir öpücük kondurdu.

"İlk ders boşmuş zaten iyi ki gelmemişim." dedim Sinan'ın koluna dokunma ihtiyacı hissedip sınıfa doğru çıkarken. Sıramıza geçip otururken herkes kendi alemindeydi.

Normalde şuan Sinan'ın boynuma gömülmesi lazımdı ama sanki normalmiş gibi dudağıma yaklaştı. Elini karnıma koyup dudağımı yumuşak ama büyük bir hazla öpmeye başladı. Bende ona karşılık veriyordum, iki dakika nefes almadan öpüşürken bizi farkedenler şokla bakıyorlardı şuan.

"Oha..." dedi Burak

"Bu kadar da olmaz lan." dedi Refik.

"Ebesinin amı." dedi Onur.

Sinan onlara aldırmadan dudağımı öpmeye devam ediyordu. Onun için aşırı normaldi. Hatta öperken mırıltılar bile çıkarıyordu. Dudağı o kadar yumuşaktı ki kimseyi umursamadan bende öpüyordum. Ta ki cırtlak bir ses duyana kadar.

"SİNAN!?" dehşet ve sinirle bize doğru bağıran Arzu'ya, sevgilisinin dudağı ağzımdayken baktım. Sinan üst dudağımı yalayıp benden ayrıldı. İfadesiz bir şekilde Arzu'ya baktı. Arzu onun bir şey söylemeyeceğini anladığında elini sıraya vurdu.

"Sen ne yapıyorsun Sinan? Abarttın iyice." dediğinde Sinan geriye yaslandı.

"Arzu..." dedi uyarıcı bir tavırla ama sesi sertti. Arzu hayretle ellerini uzun saçlarının içinde gezdirdi.

"Sinan, artık bu kadarı fazla. Buna izin veremem."

"Sen bilirsin." dedi Sinan yeniden rahatlıkla.

"Yenge, abartma." dediğimde alaylı bir ifadeyle bana bakıyordu.

Hoca sınıfa geldiğinde herkes şok içinde bize bakıyordu ama herkes yerine geçmişti. İlk zamanlarda da böyle bakıyorlardı ama daha sonra alışmışlardı. Yine aynısı gibi olacak muhtemelen.

"Oğlum dudaktan öpmek nedir?" dedi Onur arkasını dönüp. Sinan masaya kafasını koyup bacağımı alttan okşarken omuzlarımı kaldırıp indirdim.

"Canımız istedi." dediğimde anlamayan gözlerle bana baktı ama bir şey demeden önüne döndü. Alışacaklardı.

Gözlerim Ecevit'e döndüğünde onun da şok olmuş bir şekilde baktığını gördüm.

---

Okul kapısında bizimkileri beklerken Sinan elimden tutmuştu. Diğer yandan da telefonu ile uğraşıyordu. Bizimkiler halen çıkmamıştı ve Sinan ben hariç birini beklemekten nefret ederdi.

"İki dakika içinde gelmezlerse seni de alır giderim." dedi gözlerimin içine bakıp. Kafamı salladım.

Okulun bahçesine baktığımda hızlı adımlarla geldiklerini gördüm. Diğer taraftan da Ecevit geliyordu. İçimi sebepsiz bir korku basmıştı. Bizimkiler yanımıza gelince aceleyle Sinan'ı çekiştirmeye başladım ama o çoktan gözlerini Ecevit'e dikmişti.

"Halen dik dik bakıyor anasını siktiğim." dedi sinirle. Ecevit sırıtarak ona baktı.

"Gözlerinle mi dövmeye çalışıyorsun?" dedi alayla. Sinan üzerine bir adım atacaktı ki onu durdurdum.

"Lan benimle boy ölçüşemezsin. Siktir git kırarım belini." dedi Sinan, okuldan çıkanlar yine bizi izliyordu.

"Ah Sinan, bana yaptığın plan boşa gittiği için üzgünüm..." dedi alayla, bir sigara çıkarıp dudağına koydu. "Bir daha ki sefere artık." deyip göz kırptı ve kalabalığın arasından geçip gitti. Biz şok olmuş bir şekilde öylece dururken, gözlerim arkasını dönüp yürüyen Ecevitteydi.

"Ne dedi lan bu?" diye fısıldadı Onur.

"Hain mi var içimizde?" diye sordu Burak.

Evet vardı, bendim.

ZAAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin