4- ÖFKE

119K 6.2K 7.3K
                                    

"Aha geliyor özel harekat."

Burak'ın sırıtarak ettiği laftan sonra bahçenin kapısına baktım. Buraya doğru büyük adımlarla gelen Sinan'ı gördüm, bizim olduğumuz banka gelip bizimkilerle selam vermeden beni çekip boynuma atıldı.

"Delirdim amınakoyayım." diye fısıldadı gömleğimi biraz kenara çekip omzumu öperken.

"Aşkım..." diye coşkuyla yanımıza gelen Arzu ile kafasını kaldırdı. Yanağını öpen kıza gülümsedi. Kolunu bana doğru atıp bizimkilere baktı.

"Napıyorsunuz lan, ne var ne yok." dedi, mutluydu. Bizimkilerle biraz muhabbet etti, ama eli benim elimin üzerindeydi. Sonra o meseleye gidileceğini anladığım bir gerginlik çöktü ortaya. Mecburen bahsedeceklerdi Muzo'dan çünkü eğer bahsetmezlerse o zaman sıkıntı büyüktü.

"Abi bir de şey var, bu Muzo rahat durmuyor." dedi Onur. Sinan'ın kaşları çatılmıştı.

"Ne yapıyor yine o götveren?" dedi sinirle.

"Haraç kesiyor bizden habersiz, dün de kavga ettiler zaten Karan'la." dedi Burak. Ona dişlerimi sıkarak baktım. Sinan'ın bedeni gerilmiş bir şekilde bana döndü ardından tekrar bizimkilere baktı.

"Kavga?" dedi kaşlarını kaldırıp.

"Yani dün bir çocuktan haraç kestiğini gördük, Karan'da dayanamadı ağzının payını verdi. Biraz dalaştılar." dedi sessiz bir küfür savururken, yanımda ki beden hızla ayağa kalktı. Tabi ki bizde onunla beraber kalktık.

"Vurdu mu lan sana?" dedi bağırarak. Arzu korkuyla bakıyordu. Bahçede ki tüm gözler bize dönmüştü. Elinden tuttum.

"Lan yok, ben vurdum. Elini bile kaldırmadı sadece küfür etti." dedim biraz yalan söyleyerek. Yoksa yanımda şuan potansiyel bir katil olabilirdi.

"Orospu çocuğu!" diyerek beni kenara çekip sinirle yürürken önüne geçtim.

"Sinan kardeşim yemin ederim benden yana sıkıntı yok." dedim gözlerinin içine bakarken. Yeniden bir adım atacaktı ki kolunu çekiştirdim.

"Siz derse girin." dedim elimin altında ki sinirli boğayı okuldan içeri sürüklerken. Zorla da olsa bana ayak uyduruyordu.

Spor salonuna inip tribüne doğru çektim onu ve oturttum. Kucağına otururken halen sinirliydi.

"Özlemedin mi beni?" dedim gözlerinin içine bakarken. Sinirli ifadesi yumuşamıştı.

"Karan kimse sana elini kaldıramaz." dedi isyan eder gibi. Kafamı salladım.

"Kaldıramaz zaten." dedim gülümseyip. Elimi alıp gözlerimin içine bakarak öptü. İlk zamanlar bana aşık olduğunu düşünmüştüm. Daha sonra bu tezim tamamen çürüdü. Hem aşırı homofobik olduğunu gördüğümde, hem de başka kızlarla sevgili olduğunda.

Avuç içlerimi öperken, muhtemelen okul çıkış saatine kadar burda olacağımızı anlamıştım. İki günün acısını böyle çıkaracaktı. Üstüne bir de sinirlenince sakinleşsin diye mecburen getirmiştim.

"Sana bir şey olsa ölürüm ben." dediğinde yanağını öptüm. Şimdi öyle bir öpüyodu ki yıllardır görüşmemiş gibiydik.

---

Mahalleden içeri girdiğimizde, boynumun acıdığını hissettim. Okul bitene kadar beni öpmesi ne kadar manyaklıktı bilmiyorum. Ama ondan sonra rahatlamıştı.

Köşe başlarından geçerken bizimkiler yine makara yapıyordu. Sinan sessizce beni yan tarafına aldı. Eve uğramadan direkt köprünün oraya gidecektik. 

"Abi vallahi bu kadar var." bir gencin ağlamaya yakın ses tonunu duyduğumuzda bizimkiler sessizleşti ve geçtiğimiz yıkık harabe binaların olduğu yere baktık. Muzo, yine birini tutmuş haraç kesiyordu.

Sinan hızla o tarafa doğru gidince artık onu tutmayacağımızı bildiğimizden biz de arkasından gittik. Muzo bizi görmezken, gencin yardım çığlığı atan gözleri bize dönmüştü.

"Bırak çocuğu." dedi Sinan aşırı sakin ama sert bir sesle. Bize doğru dönerken gözlerinde korku vardı. Ama çaktırmıyordu.

"Seni ilgilendirmez Sinan, bas git." dedi öfke ile. Sinan hiç etkilenmemişti.

"Benim olduğum yerde haraç kesemezsin." dedi ifadesiz bir sesle. Muzo tam bir şey söyleyecekti ki, Sinan cebinden bir çakı uzatıp ona doğru tuttu. Muzo tabi ki bir bıçaktan korkacak kadar ödlek bir insan değildi, öyle olsa inatla haraç kesmeye çalışmazdı. Ama o bıçağı Sinan çekiyorsa, muhtemelen yaralanmadan burdan çıkamazdı.

"Parayı geri ver çocuğa." dedi ifadesiz bir şekilde. Muzo duvara iki büklüm yatan çocuğa parayı uzattı bize bakarak. Sakindi ama korktuğunu biliyordum.

"Şimdi buradan siktir git." dedi zarifçe bıçakla yol gösterirken. Sadece bilek kısmını oynatıp bıçağı hareket ettirmişti. Muzo sinirli sinirli baksa da yavaş adımlarla bize arkasını dönmeden yürüdü, biraz uzaklaşınca da sert adımlar atarak gözden kayboldu.

"Sinan abi Allah razı olsun." dedi duvara dayanmış olan genç. Sinan ona baktı.

"Çıkar parayı." dediğinde çocuk şok olmuştu, afallayarak bize baktı. Sinandı işte.

Çocuk parayı uzatıp Sinan'a verdikten sonra, Sinan elini ufakça silkince sindiği duvardan hızla kalktı ve koşarak uzaklaştı.

Yeniden yürümeye başladığımızda, kolunu omzuma attı yayvan bir şekilde. Beni kendine yakınlaştıp yanağıma sıkı bir öpücük bıraktı.

ZAAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin