18: seni kıskandı

4.2K 372 296
                                    

taylor swift - style 

Sıcak bir bahar günü, dersten çıktığım gibi kafeteryadan aldığım soğuk kahveyle birlikte bahçedeki bir ağacın altında oturmuş, gölgenin ve biraz olsun esen rüzgarın tadını çıkarıyorken her şey çok güzeldi.

Bir haftadır yaşadığım huzursuz anlardan sonra biraz da olsa rahatlamış hissediyordum. Aklıma Yoongi'yi getirmiyordum,yalnızca derslerimi ve açıklanacak notlarımı düşünüyordum ve bunu diyeceğimi hiç tahmin etmezdim lakin ilk defa zihnimin okul ile dolu olmasından memnundum. 

Çimlere bıraktığım kahve bardağını dudaklarıma götürürken çalan telefonum ile birlikte boşta kalan elimle telefona uzandım. Kimin aradığına bakmadan aramayı cevapladım fakat karşı taraftan duyduğum sesin tanıdık gelmemesiyle kaşlarım çatıldı. 

"Selam Jimin." San'ın sesi kulaklarımı doldururken ıslak dudaklarımda dilimi gezdirmiş daha sonra da ona yanıt vermiştim. "Selam San." Ona numaramı vermemiş olmama rağmen, beni aramış olması garip gelse de pek umursamadım. Büyük ihtimalle Taehyung'dan almıştı ya da daha önceden kayıtlıydı. "Bahçede oturuyorsun ama yanına gelip gelmemek konusunda kararsız kaldım. Sıkıntı olmazsa yanına gelebilir miyim?" San'ın yumuşak bir sesle sorduğu soru dudaklarımın yukarı kıvrılmasına sebep olmuşken etrafıma bakınıp kampüste onu bulmaya çalıştım. Kısık gözlerimle kalabalığa rağmen San'ı bulmaya çalışırken telefondan gelen "Beni bulmaya çalışmak yerine gelebilirsin demelisin." cümlesiyle kıkırdadım. 

"Çabuk gel." deyip telefonu kapattım, ardından da yarım kalmış kahveme uzandım. Yarım kahveyi tek yudumda bitirmiş ve boş karton bardağı da yanıma bırakmıştım. San'ın yanıma gelmesini beklerken kampüste göz gezdirmeye başladım. Kimse havanın sıcaklığına aldırmamış, neredeyse herkes bahçeye akın etmişti. Oturduğum yere oldukça uzak olan bir köşede Hoseok ve Namjoon'u gördüğümde, bana çok uzaklardı ama Namjoon'un mavi saçları ne kadar uzak olurlarsa olsun kendini ele veriyordu,  bir ara onlarla konuşmayı aklımın bir ucuna not ettim. 

Hem sınavlar hem de Yoongi yüzünden diğerleriyle de arama küçük bir mesafe girmişti ve bu mesafenin daha da büyümesi hiç istemediğim bir şeydi. Uzun bir süredir yakın arkadaşım olan insanlardan Yoongi yüzünden uzaklaşmam da saçmaydı fakat onlar sürekli dip dibeydi ve ben de Yoongi'yi görmek istemediğim için yanlarına çok gidemiyordum. 

Ben etrafa bakınırken görüş alanıma giren San ile gülümsemeye başladım. Tanışalı çok olmamıştı ama hem aynı yurtta hem de aynı bölümde olmamızın da getirisiyle ona çok çabuk alışmıştım. İyi biriydi, ayrıca yetenekliydi de.

Kısa bir süre sonra San yanıma geldiğinde kendini yanıma bıraktı. "Nasılsın Jimin-ah?" Sırtımı yaslandığım ağaçtan ayırarak bedenimi ona çevirdiğimde yüzümde engelleyemediğim gülümseme vardı. Neden bilmiyorum fakat San ile konuşurken gülümsememe engel olamıyordum. 

"İyiyim, ya sen?" diye sorduğumda buraya geldiğinden beri rüzgar yüzünden gözünün önüne gelen saçlarını geriye attı. Sırtını arkamızdaki ağaca yasladı, ardından da yumuşak sesiyle konuştu.  "İyiyim. Aslında seninle konuşmak istediğim bir şey vardı." Tek kaşımı kaldırarak sorarcasına ona bakmaya başladım. 

"Dersten sonra birilerinin konuşmasına denk geldim. Sen ve Yoongi hakkında konuşuyorlardı. Onunla gerçekten sevgili olmadığını söylemiştin ama çoğu kişi sizi sevgili olarak biliyordu. Neden sizi sevgili sanıyorlardı, merak ettim ve sana sormak istedim. Anlatmak istemezsen hiç problem değil." dediğinde sorun yok dercesine omuz silktim. Olan biteni ona anlatabilirdim, bu bir sorun yaratmazdı fakat Yoongi hakkında konuşmak pek de istediğim bir şey değildi. 

sweet chaos, yoonmin✔Where stories live. Discover now