3: beni etkilemeye mi çalışıyorsun

5.7K 594 519
                                    

"Jimin, bir daha düşünmeden hareket etme."

Masa başında mısırımla birlikte film izlerken kulaklığım yüzünden zar zor Yoongi'nin sesini duysam da ne dediğini umursamadığım için filmi izlemeye devam ettim. Çok önemli bir şey söylüyorsa bunu ben kulaklık takıyorken söylemezdi, öyle değil mi?

"Jimin, sana diyorum." Omzumun üzerinde hissettiğim el ve kulağımdan çekilen kulaklık ile filmi durdurup Yoongi'ye çevirdim bakışlarımı.

"Ne var? Görmüyor musun film izlediğimi?" Oturduğum tekerlekli sandalyeyi kendine çevirerek karşı karşıya gelmemizi sağladığında gözlerini gözlerime dikti. Ellerini sandalyenin kenarlarına koyarak beni araya sıkıştırdığında derin bir nefes doldurdum içime. Ne yapmaya çalışıyordu, anlayamıyordum.

"Diyorum ki, bir daha düşünmeden hareket etme. Jinyoung ve Jaehyung dün bizi kafede görmüşler ve sevgili olup olmadığımızı sordular. Senin yüzünden, sevgili olduğumuzu söylemek zorunda kaldım."
Güldüm. Yaptığım düşüncesizlik yüzünden zaten pişmandım ve şimdi onun beni böyle suçlaması daha çok pişman olmama sebep oluyordu.

"Sevgili değiliz deseydin keşke. Birkaç gün gözden uzak olurduk, sonra Yoojin bir daha yanıma geldiğinde de ayrıldığımızı söylerdim ve kurtulurdun." dediğimde oturduğum sandalyede git gide kaydığım için oturuşumu dikleştirdim.

Yoongi ile hiçbir zaman göz önünde yakın davrandığımız olmamıştı. İki yıldır birbirimize yakınken uzak davranıyorduk. Şimdi bu sevgili oyunu yüzünden yakın davranmaya başlasak sadece tanıdıklarımızın değil, tanımadığımız insanların da dikkatini çekecekti, eminim. Üniversitenin saçma sapan dedikodu sayfasında geçmişte birkaç kere bizim hakkımızda bir şeyler yazılmıştı. Bazıları birbirimizden nefret etmemizi çok saçma şeylere bağlıyordu. Aynı kişiye aşık olmamız, sevgili olup daha sonra ayrılmamız, bir kere sevişip bundan pişmanlık duyduğumuz için birbirimize düşman kesilmemiz bunlardan bazılarıydı.

Ellerini tuttuğu yerden çekerek beni serbest bıraktığında bir şey demeden camın kenarındaki koltuğa ilerledi. Bu konuyu konuşup halletmek yerine çekip gitmesi sinirimi bozuyordu.

Bir kere olsun, onunla uzun uzun konuşmak istiyordum. Herhangi bir konuda, onunla uzun uzun konuşmak ve onu tanımak İstiyordum. Bizim iletişim problemi yaşadığımız çok aşikardı. Bazen ona olan nefretimin gerçek olmadığını, onu tanısam bu nefretten kurtulacağımı düşünüyordum. Daha sonra ise, onu tanımama izin vermediği aklıma geliyordu ve daha çok nefret ediyordum.

"Akşam Jinyoung ve Jaehyung gelecek. Rahatsız olur musun, ona göre başka yere gidebiliriz." Beklemediğim bir anda sorduğu soru ile kafamı ona çevirdim. Bakışlarını bana dikmiş, benden bir cevap bekliyordu. O an, aynı onun bana yaptığı gibi yanıt vermeyip, çileden çıkmasını istiyordum. İçimden bir ses bunu yapmam gerektiğini söylesene de ben o sesi dinlemedim.

"Aslında bana sıkıntı olmaz ama ben de kızları çağırmıştım. Sadece bir kereliğine yurt müdüründen de izin aldım. Ne yapacağız?"

"Biz gidelim o zaman. Ben çocuklara haber veririm." dediğinde birkaç dakika cevap vermedim. Aslında onların gitmesine gerek yoktu. Oda gayet büyüktü ve yedi kişi sığabilirdik. Gruplar takılmak yerine birlikte bir şeyler bile yapabilirdik.

"Yoongi, beraber bir şeyler de yapabiliriz. Yedi kişiyiz ve oyun oynarız ya da film falan izleriz." dediğimde ciddi misin, dercesine bana baktı. Omuz silktim. Üç kız ve dört oğlan birlikte bir şeyler yapmamızda bir sakınca yoktu.

"Kızlar için sorun olmaz mı? Sonuçta erkekler yurduna geliyorlar. Hem onların sevgilileri yok muydu?"

"Taeyong, Seulgi'nin onu aldatmayacığını bilir. Diğerlerinin sevgilileri yok zaten. Bir şey olacağını sanmıyorum." dediğimde birkaç dakika yanıtsız bıraktı beni. O ne yapacağımızı düşünürken ben ilk defa bu kadar uzun konuşmamızın şokunu yaşıyordum.

sweet chaos, yoonmin✔Where stories live. Discover now