12: sevgili değiliz

4.1K 390 183
                                    

Vize haftası oldukça zorlu başlamıştı.

Geçsem bana yeter diyordum fakat ilk sınavdan sonra geçebileceğimden bile emin olmamaya başladığım için çalışmaya başlamıştım. Öyle ki, kitaplardan kafamı kaldıramadığım için uygulama sınavını geri plana atmıştım. Yaklaşık dört gün sonra sınav vardı ve ben sürekli tek başıma pratik yaptığım için neyde eksiğim vardı, bilmiyordum.

Normalde Ryujinler ile birlikte çalışırdık fakat bu dönem, dördümüzün de aynı anda müsait olduğu vakitleri denk getirmek o kadar zordu ki, bir türlü buluşup pratik yaşamamıştık.

Bir ara, Yoongi'ye dans etsem eksik gördüğü kısımları söyleyebilir mi diye sormaya karar vermiştim fakat bundan da vizeleri için sabahladığını gördüğümde vazgeçmiştim. Onun dersleri benimkinden daha ağırdı ve gece bile, titrek masa lambasının ışığı altında ders çalışmıştı.

Fakültenin kafeteryasında, soğuk kahvemi yudumlarken uygulama sınavını ne yapacağımı düşünüyordum. Dansı birçok kez tekrarlamıştım ve bana adımlarım çok doğru geliyordu. Dansı onlarca kez tekrar etsem de her seferinde her şey doğru gelmeye devam edecek gibiydi ve beraber pratik yapacağım birini bulmak zorundaydım.

Pipeti bardağın içinde hareket ettirirken karşımdaki sandalyenin çekilmesi ve Kihyun'un masama oturmasıyla bakışlarım ona çevrildi.

"Selam Jimin." Yüzünde bir gülümseme eşliğinde alnına dökülen saçlarını geriye atarak konuştuğunda sandalyede dikleşerek yanıt verdim ona. "Selam."

"Rahatsız etmiyorum değil mi?" diye sorduğunda olumsuz anlamda başımı salladım. Bir sonraki dersime bir saat vardı ve ben bu bir saatte fakülte dışına çıkmak istemiyordum. Kafeteryada da tek başıma çok sıkılıyordum. Kihyun'u tanıdığımı söyleyemezdim ama yine de beni rahatsız etmiyordu, aksine onunla konuşmak hoşuma bile gidiyordu.

"Nasılsın? Çok sıkılmış gözüküyorsun." Sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Yaklaşık kırk dakikadır buradayım ve hiçbir şey yapmamıştım. Tek yaptığım düşüncelerimle boğuşmaktı ve bu da beni rahatsız etmeye başlamıştı.

"İdare ediyorum, vizeler canımı sıkıyor biraz. Sen nasılsın?"

"İyiyim. Uygulama sınavını düşünüyordum birkaç gündür ve seninle sınav hakkında konuşmak istedim." demesiyle kolumu masaya yaslamış, çenemi avcuma yerleştirerek onu dinlemeye başlamıştım. Benimle sınav hakkında ne konuşacağını merak ederken tüm dikkatimi ona verdim.

"Sınıftan birkaç kişiyle arkadaşım ama onlar müsait değilmiş ve benim de biriyle koreografi çalışmam gerekiyor. Eğer sana da uyarsa, bu hafta sonu beraber çalışalım mı?" Yüzünde yer edinen tatlı bir gülümseme ile vereceğim cevabı beklerken içinden,başka bir şey isteyeseydim olurmuş, diye geçiriyordum. Kihyun ile yakın olmasam da onu seviyordum ve benim de koreografi çalışacağım birine ihtiyacım varken onun bu teklifini geri çevirmek büyük aptallık olurdu.

"Aslında ben de koreografi çalışmak için birini arıyordum. Hafta sonu bir işim yok, buluşabiliriz yani." Gülümseyerek ona baktığım sırada, Kihyun'un yüzünde rahatlamış bir ifade belirtmişti.

"Senin için sıkıntı olmazsa cumadan bize gelebilirsin. Ev boş ve büyük de. Hatta bir odasını stüdyo gibi bir şeye dönüştürmüştüm. Hafta sonu çalışacak olsak da dizi ya da film falan izleyebiliriz." Kihyun her zaman bana yakın davranan biri olmuştu. Dersler başlamadan önce nasıl olduğumu sorar, pratiklerden sonra kendimi yere attığım her zaman bir şişe su ile yanıbaşımda belirir ve yolda gördüğünde en güzel gülümsemesini sunardı bana. Şimdi bana karşı bir adım atıyordu ve bunun sebebinin arkadaş olmak isteği mi yoksa bana karşı bir şeyler hissediyor(?) olmasından dolayı mı olduğunu bilmesem de bunun üzerinde kafa yoracak değildim. Ne olursa olsun, bir şeyleri düşünmekten vazgeçmiştim ve onun hangi amaçla adım atıyor olduğu da önemli değildi.

sweet chaos, yoonmin✔Where stories live. Discover now