15: senden hoşlanıyor

3.8K 376 164
                                    

Sabah belime sarılan kollar ve omzumdaki bir başla uyandığımda bir süreliğine olan biteni anlamamıştım. Gözlerimi kırpıştırarak bulanık görüşümü düzeltmiş ve hemen yanımda uyuyan Yoongi'yi izlemiştim birkaç dakika. Gece olanlar bir bir zihnime düşerken yüzümde bir sırıtış oluşmuştu.

Dün gece sarhoş olsam da olan bitenlerin tamamını hatırlıyordum. Yoongi ile konuştuklarımızı, benim onun kucağına çıkışımı, öpüşmemizi ve daha ilerisini. Sevişmemizin her detayını hatırlıyordum ve o anlar gözümün önüne geldiğinde üzerimdeki ince tişörte rağmen yandığımı hissetmiştim.

Yoongi'nin kıpırdanmasıyla aklımdaki düşüncelerden sıyrıldığımda yüzümdeki aptal sırıtışı yok etmeye çalışıyordum. O, küçük gözlerini yavaşça araladığında birkaç kere kirpiklerini kırpıştırmış daha sonra da yüzündeki küçük bir gülümsemeyle "Günaydın." demişti.

"Günaydın." diye ona karşılık verdiğimde yatakta doğrularak birbirine giren saçlarını düzeltti, ardından da yüzünü bana çevirerek "Ağrın var mı? Sana krem süreyim mi?" diye sordu. Kalçamda az da olsa sızı vardı ama yine de ona bunu söylemedim. Yüzüme bir cevap beklercesine bakarken olumsuz anlamda başımı salladım. "İyiyim ben, merak etme."

Beni yanıtsız bırakarak yataktan kalktığında gözüm sırtında takılı kalmıştı. Beyaz sırtı birkaç bene ev sahipliği yapıyordu, bazı yerlerde de küçük yara izleri vardı. O an o yaraların nasıl oluştuğunu sormak istesem de sessiz kalarak onu izledim sadece. O hareket ettikçe kasılan sırt kaslarından gözlerimi alamıyordum. Daha önce de onu böyle görsem de ilk defa Yoongi'yi bu kadar dikkatli izliyordum ve içimde garip bir his vardı. Bu anlamdıramadığım his karnımın kasılmasına sebep oluyordu.

Dolabı açarak içinden gelişigüzel bir tişört alıp üzerine geçirdi, ardından da siyah şortunu giydi. Dün gece etrafa saçtığımız kıyafetleri alarak banyoya ilerlediğinde ben hâlâ arkasından bakıyordum. Birkaç dakika sonra yatakta boş oturmayı bırakarak ayağa kalktım. Attığım ilk adımda kalçamdaki sızı yüzünden dudaklarımı dişlesem de bunu umursamamaya çalışarak banyoya ilerledim. Yoongi aynanın karşısında dişlerini fırçalıyordu ve beni gördüğünde birkaç adım geri çekilerek alan açmıştı. Elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Kalçamdaki ağrının yanı sıra başıma da bir ağrı saplanmıştı. Adım atmak şu anlık canımı yaksa da aşağıya inip görevlilerden ağrı kesici almam gerekiyordu.

İşimizi halledip banyodan çıktığımızda "Sen iyi görünmüyorsun. Ağrın varsa, ağrı kesici falan getireyim sana." dediğinde itiraz etmek dudaklarımı araladım. Ama o konuşamama izin vermeden kelimeleri sıralamaya devam etti. "İtiraz etme boşuna. Her adım attığında yüzünü buruşturuyorsun. Krem de sürdürmedin, niye izin vermedin onu da anlamadım. Utandın diyece-"

"Yoongi, tamam. Ben birazdan alacağım zaten ağrı kesici. İçince geçer herhalde, düşünme sen." diye sözünü kestiğimde dudakları yukarı kıvrıldı. Neden güldüğünü anlamadığım için kaşlarımı çatarak ona bakarken "Utandığın için böyle yapıyorsun, değil mi?" diye sordu. Utanmıyordum. Gece sevişmişken ondan utanacak bir şeyim yoktu. Sadece bu kadar uğraşmasına gerek yoktu.

"Hayır utanmadım. Saçma sapan konuşma." diyerek yatağıma ilerlediğimde kalçamın yumuşak nevresimle temas ettiği gibi acıması yüzünden yüzümü buruşturdum. "İnatçı keçinin tekisin Park. Bekle beni, ağrı kesici alıp geleceğim. Sonra da kahvaltıya gideriz." dediğinde tamam dercesine başımı salladım. Hızlı adımlarla odadan çıktığında ben de dünden beri bakmadığım telefonuma uzandım. Tahmin ettiğim gibi gece boyunca kızlar aramıştı, bir sürü mesaj birikmişti. Aramaları yok sayıp mesaj kısmına girdiğimde kızların bana sorduğu soruları görmezden gelerek öğlen her zamanki kafede buluşmayı teklif etmiştim. Onlarla konuşmam gerekiyordu ve bu konuşmayı şimdi yapmamız gerekiyordu.

sweet chaos, yoonmin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin