10.0: Görünmez Adam

280 58 361
                                    

Selam :)

Biraz elimde olmadan geciktim, galiba yazmayı çok istediğim bölümleri bir asırda yazmak gibi bir huyum var😅

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, önceki bölüm yakalamanızı umduğum bir şey vardı. Kimse bir şey demedi. Aynı şeyi başka bir bölümde daha beklemiştim olmamıştı. Neyse, hayırlısı...

İyi okumalar!

------

------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

------

Biriyle iletişime geçmek bazen dünyanın en zor işlerinden biri haline gelebiliyordu.

Normalde çekingenliği fazla olmayan hatta çoğu zaman cesareti aklından yüksek biri olduğumdan insanlarla çok kolay bir şekilde iletişime geçebiliyordum. Karşımdaki kişiden ufak bir olumlu sinyal almam yetiyordu, onunla aynı dalga boylarına geçebiliyordum. Lakin Aldous'un frekansına dair en ufak bir ipucu bulamadığımdan hala sessiz bir şekilde eleksiyoların saklı tutulduğu ambara gidiyorduk. Carmen ve Ares başka bir yeri kontrol edeceklerdi, farklı bir teslimata dair iz bulmuşlardı. Bu yüzden tekrar bölünmüştük kendi aramızda.

Bazı kelimeler insanlarla özdeşirdi. Aldous 'sükunet' kelimesi ile aynı anlama geliyordu benim düşüncelerimde.

Bir insanın bu kadar hızlı ve sessiz olması mümkün olamazdı. Şu ana dek birçok askerle çalışmış biri olarak söylüyordum, adam bir ağırlığı yokmuş gibi çıt çıkarmadan hareket ediyordu. Yavaş olsa bu gayet becerikli hareketin açıklaması vardı. Bu herif hem sessiz hem de hızlıydı.

Lakabı bu yüzden mi fısıltıydı? Fısıltı için bile bir titreşim, bir dalgalanma gerekirdi. Aldous'u dikkatlice inceledim belki de yüzüncü kere. Şu an bunların kafama takılma nedeni onun tam benim istediğim zaman aralığını tesadüfi bir şekilde tutturmasıydı.

Tesadüflere inanmazdım.

Şu an beni gerçekten teslimatı engellemeye mi götürüyor bilmiyordum.

Aldous siyah kıvırcık saçlarını saklayan şapkayı iyice yüzüne indirdi. Bakışlarımı onun yüzüne dikmemden rahatsız olmuştu. 'Kim olmaz ki.' dedi zihnimin derinlerinden Ege. Sonra eklemekte gecikmedi.

'Bir anlık duygusallığınla gardını indirmemeliydin.'

Şu an tek tesellim, başıma henüz bir şey gelmemesiydi. Yani tesellim beni daha fazla paranoyaklaştırmaktan başka işe yaramıyordu.

"Sessizlik güzeldir aslında." diyerek başladım konuşmaya. "Ama biraz gürültü olmadan sessizlik de bir yerden sonra güzelliğini yitiriyor. Anlamlı birkaç söz söylesek de bu sessizliği makul bir sohbete mi evriltsek acaba?"

Aldous omuz silkti. Şapkasını biraz kaldırınca gri gözleri ortaya çıktı. Kıvırcık saçları hemen şapkasının biraz kalkmasını fırsat bulmuş, dışarı fırlamıştı.

KOZAWhere stories live. Discover now