0.15: Hain

154 27 109
                                    

Selam :)

Sürpriz!

Cidden kıyamet kopmuyor ve evet... Bu gerçekten yeni bölüm.

İyi okumalar!

------

------

Ben bir ihtimal kazabilirdim.

Sevilla'da Beste kendini feda ettikten hemen sonra kopyaların gelmesi bir süreliğine durduğunda, üstünlük sağlamak için ufak bir umut ışığı yanmıştı. Ve o umut ışığını beni tam olarak arkamdan vurarak söndüren Ömer'di. Altın Yirmi'den beri yanımda olan ve cephelere bölündüğümüzde yardımcım olarak tek güvenebileceğimi düşündüğüm kişi olan Ömer...

Kılıcıyla tam arkamdan saldırmış belden aşağımı felç etmişti. Ordu komutansız kalınca sağladığımız o anlık üstünlük tamamen kaybolmuş, benim düşüşümle beraber savunduğum cephe kaybetmişti. Bu diğerlerinin de kaybetmesine neden olmuştu. Önce her şey kopunca Aslı'nın durduğu kanat yıkılmıştı, sonra Baran Aslı'yı kaybettikten sonra tamamen duygusal davranıp birliği ile Ege'ye yardıma gittiği için Roger'ın savunması darmaduman olmuştu. Üç ayrı cephede mağlup düştükten sonra Ege'nin hattının ayakta kalması bir işe yaramamıştı. 

Bir parçam her zaman Ömer'in de orada öldüğüne inanmak istemişti, o kan ve ceset dolu geceden sağ çıkma ihtimali yok denecek kadar azdı. Bu onun için merhametli sayılabilir bir son olurdu. Ama şu an karşımda kanlı canlı dikiliyor, korkuyla inanamayarak beni izliyordu. Bir hayalet görmüş gibi...

Ah... En ufak bir fikri bile yoktu. Hayatta olabileceğime zerre ihtimal vermemiş, onursuz hayatına utanmadan orduda devam etmeye çalışmıştı. Gerçekten hep bu kadar şerefsiz bir yüzsüz müydü? Öğrenmenin tek yolu derisini yüzüp iyice bakmaktı.

"Seni öldüreceğim!"

Onu parçalarına ayıracaktım. Ama şu an belimden tutup beni yerime sabitlemiş olan Ares ile iki koluma yapışmış Aldous ile Hector ciddi anlamda sinirimi bozuyordu.

İlk yaptığım şey tabii ki vakit kaybetmeden üstüne koşarak o orospu çocuğunun suratına tüm enerjimle okkalı bir yumruk atmak olmuştu. Durmamıştım, kimse durduramazdı. Saniyeler içinde suratını dağıtmıştım ki Ares beni onun üstünden çekmişti, karşı ekipten birkaç kişi de Ömer'i geriye doğru çekmişti.

Ömer hala aynı şeyleri fısıldıyordu, şok olmuştu.

"Sen gerçek değilsin, olamazsın."

"Yaptığın şerefsizliğin yanına kar kalacağını mı zannettin piç herif!"

Ronda araya girerek kıvırcık saçlarıyla Ömer'i görüş alanımdan çıkarmıştı.

"Biri şu medeniyetten uzak kalmış kızı sakinleştirebilir mi artık? Mevzu neyse açık açık konuşulsun."

Öfkeyle iç geçirdim, kafatasını kırıp vücudundaki tüm kemikleri beynine tek tek saplamak varken niye konuşacaktım? Kimseye verecek hesabım yoktu, bu herifin leşi bana aitti. Huzurlu tek bir nefes daha almasına asla izin vermeyecektim.

"Konuşmaya vakit bile bulmadan hepimizi katletmezse tabii!" diye bağırdım. Kurtulma umuduyla enerjimi bedenime yayıp vücudumu ısıttım ve beni sabitleyen kolları bacaklarımla zorladım. Tam Ares'in belimdeki tutuşu zayıflamıştı ki iki bacağıma birden tutunan Meggie ve Elaina bu atağımı başarıyla kırmıştı. Öfke dolu bir çığlık attım. Hemen iki metre ötemde öyle sakince nefes alıp vermesine, iyileşmesine katlanamıyordum.

Diğer grup destek olmak istercesine Ömer etrafında toplanırken Carmen de araya girdi. Ronda'nın karşısına dikildiğinde kararlı ifadesiyle kıza geri adım attırmak zorunda kalmıştı.

KOZAWhere stories live. Discover now