14.0: Parmak İzi (+18)

371 33 436
                                    

Selam :)

Bu arada bu kez bazı şakaları yapıp kaçacağım bölümü yayınladığımda. Bu bölüm kafamdaki sarkastik ses sussa yazması daha kolay olurdu. Neyse...

İyi okumalar!

------

------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

------

Otelimiz para kokuyordu.

Bu mümkün müydü bilmiyorum ama cam kapılardan girer girmez aklımda ilk canlanan tasvir bu olmuştu. Gözleri esir alacak kadar hoş görünen taşlarla bezeli, devasa büyüklükte olmasına rağmen zarif duran avizeye baktım. Aydınlatması rahatlatıcı olduğu kadar ihtişamlıydı. Bina, onu tasarlayan mimarının özenini size gayet anlaşılır bir şekilde sunuyordu.

Darrell ile odalarımıza dağılırken görevlilerin kanlı kollarımızı ve saçlarımızı sorgulamamasına şaşırmamıştım, aksine bu durum merakımı kat kat arttırmıştı. Acaba Adam zengin olduğundan mıydı yoksa bizi kamufle etmek için yine lensleri mi hacklemişti? Zihnimin içindeyse bile cevapsız bıraktı beni. Eşyalarımın olduğu çantayla beraber beni odamın önüne bıraktı ve hemen iki ileride olan kendi odasına yürüdü. İçeri geçmeden önce birbirimize birer baş selamı çakmış ardından kaçarcasına odalarımıza girmiştik.

Uzun bir gündü.

Birkaç derin nefes verdim. Daha önce ciddi olarak kimseyi öldürmemiştim. Birkaç kişiyi sakat bırakmış ya da öldüresiye yaralamış olmam olası olsa bile hiç Darrell'inki gibi bir şey başıma gelmemişti. Bunu yaşayan arkadaşlarım gözümün önünden geçti. Rick'in başına gelmişti, üstelik tamamen benim yüzümden gelmişti. Bu yüzden biliyordum ki önümüzdeki birkaç gece onun için kolay geçmeyecekti.

Arabaya bindikten sonra Darrell büyük oranda bizi o patlattığı adamın parçalarından arındırmıştı, peruğum yer yer kandan kırmızı lekeler edinmiş olsa da doku artığı yoktu en azından arasında.

Maske sayesinde yüzüme hiçbir şey değmemiş olsa bile kendime gelmek adına yüzümü bol suyla yıkadım, köpükledim. Beraberinde kolumdaki kan izlerini de sabunla sürtüp çıkarttım. Aynada tekrar kendime baktığımda makyaj da büyük oranda çıktığı için çok daha iyi hissediyordum. Temizlenen kollarım sayesinde içten içe rahatlamıştım. Birini canlı canlı parçalamışım gibi görünüyordu ve eh... Teknik olarak öyle olmuştu. Kollarımın o halinin aksine bacaklarım çizme ve etek sayesinde tertemizdi. Bu mucizevi kumaş kanı asla tutmamış, bir yağmurluk edasıyla her şeyi üzerinden akıtıp atmıştı. Yaşadığımız ufak çaplı aksiyona rağmen tertemiz görünüyorlardı.

Giselle bu kumaşlardan seri üretime geçmeliydi. Hem de mümkün olduğunca çabuk...

Gözlerim yandaki küvete kaydı, bence biraz rahatlamayı hak etmiştim. Bugün kendi adıma çok şey yaşamıştım ve zihnim gerçekten çok yorulmuştu. Adam ve Giselle arasındaki karmik bağ beni bile yıpratmıştı, Adam resmen beni aralarına koymuş sonra da orada durduğum için bana kızmıştı. Ona bu konu hakkında çatışacaktım kodları fotoğrafladıktan sonra ama olan olmuştu ve şu an son ihtiyacı olan şey benden gelecek bir nutuktu. Biraz onların çekişmesinden uzaklaşmalı, kendim gibi düşünmeliydim. Peruğumu çıkarmak için elimi saçımın arkasına attım. Parmak izi olması gereken noktaya dokundum.

KOZAWhere stories live. Discover now