15.0: İstila

170 28 137
                                    

Selam :)

İyi okumalar...

--------

--------

Son olarak yedek şarjörleri sırt çantama koyup fermuarı çektim. Kontrollerim tamamdı, siren çaldığı anda iki gün içinde WDA anlaşmalı şehrin duvarlarının dışında savunmaya hazır bir şekilde konuşlanmalıydı. Teoride konuşlandıktan sonra en fazla yirmi gün kadar bir savaşa hazırlık için süremiz olduğu söylenirdi ama herkes bilirdi ki bu genelde yedi gün kadar sürerdi. Regembestia çok nadiren beklerdi, WDA ise üç gün içerisinde savaşıp savaşmayacağı kararını alırdı.

Her şey birkaç gün içerisinde olup bitecekti. Karşımda duran aynaya dikkatle baktım. Üzerimdeki üniformaya, sol koluma özel seviyeli olduğumu belli etmek için işlenmiş olan ortasına temsili bir eleksiyo geçirilmiş beyaz WDA amblemine takılı kaldı bakışlarım. Kaçıncı savaşınız olursa olsun taşıma uçağı ile üsten ayrılmadan önceki o his her zaman aynı oluyordu.

Başka biriymişsiniz gibi düşünüyordunuz. Bunlar benim başıma gelmemişti, benimle aynı boylarda olan bana çok benzeyen bir kız şu an uçağa biniyordu. Yeni edindiği arkadaşları ile beraber savaşa yol almadan önce şöyle bir derin nefes almıştı. Bedeninde uyanmış her içgüdüyü hissetmeme rağmen bu duygular bana aitmiş gibi gelmiyordu. Olmuyordu. Sanırım yaşadığım olaylar uç sınırlarda gezdiğinde başka biri oluverip olacakları uzaktan izliyor hayatı otomatik pilota alıyordum ve bu elimde değildi. Sırt çantasını omuzlayıp uçağa yürürken hissettiğim tam olarak buydu. Sanki tek kamera tekniğinde çekilmiş orta bütçeli bir savaş filminin açılışına bakıyordum. Mimiksiz yüzüm ve kötü oyunculuğumla kadrajı dolduruyor, birazdan uzun bir o kadar da ucuz motivasyon konuşmasında gaza gelmeye hazırlanıyordum.

Bu hissi hiç ama hiç özlememiştim.

Siyah, yaklaşık 30 kişilik olan savaş nakil uçağına çıkarken Lee bana elini uzattı iki tarafın da kapısı açık olduğuna göre henüz herkes gelmemişti. Cam kenarı bir koltuğu gözüme kestirip sırt çantamı yerdeki kemerlere bağladım. Bu uçaklar üst rütbelileri nakil etmenin yanı sıra kurtarma uçağı olarak da kullanılıyordu. Boyut avantajının yanı sıra silahlandırmaya ve modifiye etmeye uygun bir prototipti. Yanıma oturan Elaina destek olmak istercesine elini dizime koyduğunda bu tatlı  tavrını karşılıksız bırakmayıp avcumla narin bileğini sardım. Diğerlerinin bir an önce gelmesini ve hedef şehir olan Tartu'ya yola çıkmamızı istiyordum. Duvarların içinde beklemenin nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordum. Hatıralar beni kendime getirdi, bir illüzyondan kurtulmuşçasına başımı iki yana salladım.

Kimseye bir şey olmayacaktı. Carmen ve Darrell varken karşı tarafın hiç şansı yoktu. Ben vakti zamanında rahmetli ekibimin en dayanıklısı olmama rağmen ikisi karşısında zayıf kalmıştım. Bir şeyler değişmişti, buna inanıyordum.

Sağ dizimi bilinçsizce titrettiğimi fark ettim. Harika... Sabırsızlığım da kendini göstermeye başladığına göre gün kesinlikle Bestia parçalama günüydü. 

Geliyorlar mı diye camdan dışarı baktığımda Gus'ın devasa bir konteynırın nakli için görevlileri yönlendirdiğini gördüm. İstihbarat ve mühimmat kapsülleri çoktan yola çıktığından bunun içinde ne olduğunu merak etmiştim. Boyutundan dolayı teorileri kafamda değerlendirirken yanıma oturan Elaina'nın kendi kendine Flemenkçe bir ninni mırıldandığını ve yavaş yavaş dolan uçağı fark etmemiştim bile. En son binen Adam ile beraber dikkatim dağılmasın diye kimin eksik kaldığına şöyle bir bakmıştım. Carmen mühimmatlarla Lena ise istihbarat kapsülleriyle çoktan yola çıktığından tek kalan kişi Onyeka'ydı. Tam sormak için ağzımı açacaktım ki hala açık olan kapıdan baktığımda nerede olduğunu görmüştüm.

KOZAWhere stories live. Discover now