DİVANE- BÖLÜM 49-

53.9K 2.7K 261
                                    

•Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.

|Büyük finale son bir...Verdiğiniz her oy Azra'ya Kuzey yönünü gösteren pusulada bir yıldız. 🤍|

•••

(2 Ay Sonra)

AZRA SÖNMEZ

"Fotoğrafını göster bari be güzelim." Dakikalardır ısrarla söylenen hatta bir çocuktan farksız mızmızlanan koca adama baktım. Meraktan çatladığı gözlerindeki ışıktan bile fazlasıyla belliydi fakat ben o an görmesini istiyordum. Israrı yoruyordu.

Gelinliğim üzerimde, her şey hazırken özel bir şekilde görecekti işte.

"Millet evde bizim için temizlik yapıyor sen hala oyalanıyorsun Kuzey, hadi çıkalım artık." Elinden tutup çekiştirdiğimde gelinlik provamı tek başıma bitirmiş mağazadan suratsız nişanlımla çıkmak için dakikalardır büyük uğraş veriyordum. Çalışanlara gidip beni görebilmek için dil döktüğüne bile şahit olmuştum en son. Fazla meraklıydı, fazla sabırsızdı.

"Devlet sırrı sanki anasını satayım." Sessiz söylediğini sandığı şeyi duyduğumda attığım bakış sonrası duraksadı. Ben onun damatlığıyla ilgilenmiştim, o neden benim gelinliğimle ilgilenmeyi geç bir kez göremiyormuş? Nerede eşitlikmiş? Cidden sabahtan beri aynı şeyleri duymaktan çok bunalmıştım, istediği şey olmadığında böyle çocuktan farksız oluyordu bu adam, bir hafta sonra evleneceğim adam. Ömrümü atacağımız imzalarla birleştireceğim çocukluk aşkım. Hayalim, hayatım, acım, aşkım.

Ah, ne çok şey yaşamıştık. Bir rüyadan farkı yoktu. Genelde eskiden onu gördüğüm rüyalarıma anlam yükleyerek günlerimi geçirir, aklımdaki sorularla cebelleşerek Kuzey'i iyice beynime kazırdım. Şimdiyse onun kalbinde benim adım kazılıydı. Kader bana bu sefer gerçekten gülmüştü.

"Ne dedin?" Diye sordum tek kaşım havaya kalkmış sorgularcasına ondan bıraktığım elimi belime yerleştirirken. Fakat içimdeki aşk meşk düşüncelerimi ona gösteremeyecek kadar canım sıkkındı şu an. Susmalıydı artık.

Masum bir ifadeyle gelip yanaklarımı avuçlarının arasına aldığında sert duruşumu korumak oldukça zorlaşmıştı işte. Bana bu denli etki ediyor olmasına sanırım hiç alışamayacaktım. Bakışlarında eriyip gitmeyi durduramayacaktım. Kalbim bir bebeğin pırpır atan güçlü sesiyle yarışmayı hiç mi hiç aşamayacaktı. Yanaklarımsa daima kızaracaktı.

"Melekten farksız olacağına o kadar eminim ki, geceleri o güzel anı hayal ederek uyumaktan delirdim artık galiba." Dedi gülüşüyle de taçlandırdığı tüm yelkenlerimi suya indirme silahlarını üzerimde kullanarak. Sinir falan kalmamıştı. "Bir daha ağzımı açmayacağım söz, bekleyeceğim." Diye alnıma bir buse kondurmuş ve ellerimizi yeniden kenetleyip benden yemek üzere olduğu tüm laflardan bir dakikadan kısa bir zaman zarfında kurtulmuştu.

"Ne oldu?" Diye sordu, saf bakışlarım onu eğlendirmiş olacaktı ki otuz iki dişi bana tüm asaletiyle el sallıyordu. "Hiç." Dedim anında gözlerimi kaçırarak. Güzel gülüşü kulaklarıma iliştiğinde derin bir iç çektim. Kahkaha atmasına sebep olacak bir şey dememiştim oysa ki. Pislik.

"Seni kızdırmakta, yumuşatmakta çok basit ne yapayım güzelim?" Dedi çapkın gülüşü hala dudaklarında yanağım tutkulu öpücüğünden nasiplenirken. Sürekli haklı tespitler yapması da genelde sinirimi bozuyordu ama şu an benim de sırıtmam an meselesiydi.

DİVANE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin