DİVANE- BÖLÜM 38-

75.6K 4.4K 625
                                    

•Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.

●Bir-iki bölüm kurgu gereği zaman geçişleri olacaktır.

Bölüm Şarkısı: Sıla-Beni Hatırla

ÜÇ AY SONRA

"Simge ver şu makası, yorma beni." Diye mırıldandım usanmış sesimle. Eline yavaşça uzanırken kolunu hızla arkaya atmasıyla makası tekrar çekmiş ve artık tam anlamıyla sabrımı taşırmıştı. Odanın içinde gezinen öfkeli gözlerimi sımsıkı yumdum gergince.

"Saçlarımı keseceğim sadece ver şu makası!"

Yüksek çıkan sesim onun kararlı bakışlarını bir gram etkilemezken enerjisi tükenmiş bedenimi pes ederek yatağın üzerine attım. Hayır, hayır sırf bu yüzden gözlerim dolmamalıydı.

Artık ağlamamalıydım.

"Daha iki hafta önce kestik saçlarını Azra." Dedi Simge titreyen sesi dikkatimi çekerken başımı usulca kaldırdım yattığım yerden. Ağlıyordu. Hüzünlü gözlerine karşı sessiz kalıp yer kalmayan içime attım yine kırgınlığımı. Saçlarım kıymaktan asla çekinmediğim bir parçamken ne kadar kesersem o kadar uzaklaşır benden unutamadığım dokunuşları diye düşünüyordum sadece.

Ama olmuyordu işte, her gece yokluğu saçlarımı okşayarak karanlığa teslim ediyordu beni.

"Gözümün önünde her gün erimene katlanamıyorum artık." Diye mırıldandı yatağın kenarına oturup başını elleri arasına alırken. Eskiden en basit sebeplere bile gülen arkadaşımın şimdi bu güçsüz duruşu hala içimde varlığından şüphe duyduğum bir yerleri burkmaya devam ediyordu. Bir kalbim olduğunu unutmama kimse fırsat vermiyordu.

Oysa ki duygularım hissizleşmişti uzun bir süre önce.

"Biliyor musun abimden nefret ediyorum." Dedi Simge öfkesi bariz bir şekilde ses tonuna yansırken adeta dişlerinin arasından tıslamıştı. Derin bir nefes alıp dizine dokundum yavaşça. Nefretinin arkasına gizlediği özlemi çok net biliyordum.

Tam doksanbir gündür gözlerimin değmediği gece karası gözlerden nefret ediyordu. Tam doksanbir gündür duymadığım tok sesin sahibinden nefret ediyordu. Tam doksanbir gündür bana nefes olan güzel kokusu olmadan yaşadığım bu şehirin zulümüyle beni başbaşa bırakan adamdan nefret ediyordu, öz ve öz kız kardeşi.

Evet bende nefret ediyordum, onun yokluğundan.

"İyiyim ben." Dedim inatla sağ gözümden damla yaş sözümü anında yalanlarken. Benden söküp aldığı her şey içimi çürütürken gün geçtikçe sona yaklaşıyor gibi hissediyordum ve o hala gelmiyordu.

"Bok iyisin, en son iki gün önce yemek yedin Azra!" Kendi kendine söylenirken gözlerime bakmaktan kaçınıyordu. Abisinin yaptığı onunla alakası olmayan sebepler için oda aylardır benimle birlikte acı çekiyordu. Simge minicik bedenine ağır gelen yükü taşırken birde beni ayağa kaldırmaya çalışıyordu.

Yıkıldığım enkazın altından kalkmam için gereken el beni terk ettiğinden beri bütünleştiğim viranenin sönük bir parçasıydım ben artık. Çatlak duvarların ardına gizlediğim benliğime batan cam kırıklarının adı belliydi. Kuzey yoktu.

DİVANE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin