DİVANE- BÖLÜM 28-

101K 5.2K 992
                                    

Medya: Azra ve Zeynep
• Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.

İki Hafta Sonra

Ceketimin cebinde defalardır çalan telefonum yine, yeniden titremeye başlayınca içimde tuttuğum nefesimi sıkıntıyla üfledim.

Derste olduğumu bile bile bu anlamsız ısrarı nedendi?

Günlerdir ettiğimiz içeriği bomboş tartışmalara bugün bir yenisi daha eklenecekti, hissediyordum. İnatla çalmaya devam eden telefonumu sessize alıp çantamın içine atıverdim. Kendimi derse vermeye çalışsam bile karşımda Gökhan hoca olduğundan iki kat zorlanıyordum. Sonunda okula gelmiş ve derslere girmeye başlamıştı.

Buda Kuzey'in kıskançlık krizlerine davetiye çıkarmıştı.

Yüzünde silikte olsa ufak tefek morluklar vardı ama en önemlisi o derin bir okyanusu andıran mavi gözlerinde artık kibir yerine saf pişmanlık görüyordum. Mimiklerinden beden hareketlerine kadar bunu çok net bir şekilde anlayabiliyordum. Değil gözlerimin içine bakmak sanki sınıfta ben yokmuşum gibi davranıyor oturduğum yöne doğru dönmüyordu bile ders anlatırken. Benim de işime geliyordu zaten, muhattap olmak istemiyordum artık.

İçim içimi kemirmeye başlamıştı şimdiden, Kuzey aramalarına cevap vermediğim için çok kızacaktı ama beni anlamak adına yaptığı tek birşey yoktu. Normal bir öğrencinin yaptığı gibi okula gelip derslerime girmek zorundaydım. Kuzey'in elinde olsa Gökhan hocayla ben aynı ortamda nefes dahi alamazdık.

Ama bu benim ondan vazgeçmem kadar imkansızdı.

Defterimin bir köşesine aldığım notlar oldukça önemliydi ve ben bu dersleri kaçıramazdım, zaten ilk sınavlarım yeterince kötü geçmişti. Dakikalar sonra sınıftaki uğultu ve Gökhan hocanın yüksek sesi bir anda kesildiğinde ne olduğuna bakmak için başımı kaldırdım ama kaldırmaz olaydım.

Kuzey Aslanel neredeyse yüz kişinin ders dinlediği amfiye tüm heybetiyle girmiş, soğuk bakışlarını ise tam olarak Gökhan hocaya dikmiş bekliyordu.

Bu görüntüye düşerdim, eğer lisede olsaydım.

Gözlerim gördüğüne inanmak istemezken beynim tehlike sinyalleri yolluyordu bedenime ve ben kaskatı kesilmiş tepkisizce bekliyordum. Gökhan hoca ise belirgin bir şekilde gerilmiş ve ne olduğunu anlayamıyor gibiydi. Kuzey gözlerini ondan çekip sınıfa doğru döndürmüş ve eminim beni arıyordu. En arka sıranın en köşesinde oturmama rağmen çok geçmeden bakışlarımız buluşmuştu. Sınıftaki sessizlik ise gittikçe sinirimi bozuyordu.

Kuzey aradığını bulmuş olmanın rahatlığından mıydı bilmiyordum ama çok sakin duruyordu.

"Kusura bakmayın hocam böldüm, bir arkadaşa bakacaktım." Dedi alayla, bu tavırları kesinlikle kavga çıkarmak içindi ama Gökhan hoca hiç ona istediğini verecek gibi durmuyordu.

"Tabii buyur." Diye mırıldandı sakince.

Kuzey ağır ağır başını sallarken tam arkamdaki kızların sessiz sandıkları arsız fısıltıları damarlarımda dolaşan kana yüksek doz kıskançlık tohumları serpmişti.

"İsterse ben seve seve arkadaşı olurum." Dedi bir tanesi, ses tonundan bile Kuzey'den etkilendiği çok barizdi.

"O bakışlara Gökhan hoca bile düştü bence, adamın sesi soluğu kesildi bir anda." Diye ekledi diğeri ve kıkır kıkır gülüşmeye başladılar.

Gökhan hocanın sesinin kesilme nedeni Kuzey'in karizması değildi ama neyse.

Daha fazlasına tahammül etmeden çantamı omzuma taktım ve defterimi kolumun altına alarak ayaklandım. Tüm gözler üzerime yönelmiş olsa bile koca sınıfta beni heyecanlandıran tek bir kişi vardı. Heyecanımdan daha baskın olan öfkemi ise şimdilik zorla gizliyordum.

DİVANE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin