DİVANE- BÖLÜM 14-

117K 5.3K 558
                                    

Medya: Azra Sönmez
• Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.

Canan yerde hareketsiz yatarken endişeli gözlerle ona bakıyordum. Başındaki kalabalığı dağıtırken
dakikalardır sesimize ve Gül'ün ayılması için attığı hafif tokatlara hiçbir tepki vermiyordu.

Kuzey'in sert solukları kulaklarıma doldu. Bir dizi yerde eli ise Canan'ın sırtındaydı. Yüzü ifadesiz olsa da hareketleri endişeli olduğunu belli ediyordu.
Simge'ye baktığımda tepkisizdi.
Ona üzülmediğini biliyordum, hatta üzülüp yardım etmeye çalıştığım zamanlar bana kızar, fazla iyi niyetli olduğumu söylerdi.

"Bu böyle olmayacak, hastaneye gidelim."

Özgür konuştuğunda Canan hafifçe kıpırdandı, yüzünü buruşturup yutkunduğunda gözlerim saçlarına dokunan Kuzey'in elindeydi.
Böyle bir durumda bile canım yanıyor, aptal gibi duygularımı kontrol edemiyordum işte.

"Canan, iyi misin?"

Kuzey avuçlarıyla yüzünü kavramış boş boş bakan Canan bir süre sonra kendine gelmişti.

"Değilim." Diye mırıldandı kısık bir sesle.

Özgür Gül'ün elini tutup onu yerden kaldırdığında çokta korkulacak bir şey olmadığını anlamıştım.
Alper abi ve Kuzey'in yardımıyla ayağa kalkan Canan gözlerini üzerimizde gezdiriyordu. Simge sıkıntıyla nefesini üflediğinde kolumla dürttüm, sevmediğini bu kadar belli etmemeliydi.

"Korkuttun bizi kızım, abinle mi kavga ettiniz yine?"
Babam lafa girdiğinde Canan hafifçe başıyla onayladı, Orçun'dan başkası olamazdı zaten.

"Evden kaçtım, dayanamıyorum artık." Dedi ağlamaklı bir halde, çok hırpalandığı gözlerinden bile okunuyordu.

Kuzey sessizce dinlediğinde tam ağzını açmıştı ki bu sefer annem araya girdi.
"Bizde kal bu akşam, yarın ne olacağına bakarız."

Şaşkınca anneme baktığımda Simge kulağıma fısıldadı.

"Bizde kalmasını mı istersin, sizde mi?"

Onlarda kalsa bile muhtemelen Kuzey evde olmazdı ama yine de onun kokusunun, eşyalarının olduğu eve girmesini istemiyordum. Canan ise Kuzey'e beklentiyle bakıyordu.
İtiraz edip onlara götürmesini bekledigine emindim.

"Sonra konuşacağız."
Sadece iki kelime etmişti Kuzey.
Annemin verdiği peçeteyle dudağından akan kanı silen Canan Kuzey'le birlikte yürümeye başladı.
Belini tutuyordu, elini tutuyordu ve başı Kuzey'in omzundaydı.
Hiç bir şey yapmadım.
Her zaman olduğu gibi sustum.
Sonra dedim bende dolan gözlerime, sonra ağlarsın. Burada olmaz.

Üzerimi değiştirmiş dolabımdan Canan için pijama çıkarıyordum. Gerçekten içinde bulunduğum durum bana öyle zor geliyordu ki boğazımda oluşan düğümü yutkunarak bile gideremiyor, sürekli dolan gözlerimi tutamıyordum. Kuzey eve kadar ona eşlik etmiş ve sabah tekrar geleceğini söylemişti. Bunun üzerine Canan'ın sevincini görmemek için kör olmam gerekirdi.
En son bana iyi geceler dediğinde ise sadece küçük bir baş sallamasıyla karşılık verebilmiştim.
Zor geliyordu, gözümün önünde başkasıyla görmek.
Üstelik Canan her fırsatta onu sevdiğini söylüyordu benim gibi korkmadan, çekinmeden.

Kapının tıklamasıyla düşüncelerimden sıyrılmış ve mırıldanmıştım.

"Gel."

Canan başını içeriye uzattığında zoraki bir tebessüm yerleştirdim dudaklarıma. Annem onun dudağına pansuman yapmış ve gözünün üstündeki morluğa da krem sürmüştü.
Odamın içinde gezinirken gergindim, ona elimden geldiğince normal davranmaya çalışıyordum ama ne kadar başarılıydım bilemiyordum.

DİVANE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin