54. Bölüm

661 10 17
                                    

      "Sen ne dediğinin farkında mısın?" diye sordu. Vildan kendinden emin bir şekilde "İkimizinde derdi aynı işte dayı! Çek şu kızın ipini artık!" dedi. Namık "Ateşle oynuyorsun. Ferhat bu dediğini duyarsa hiç iyi olmaz!" dedi. Vildan "Duyurma o zaman dayı, yapman gerekeni yap ve o kızın ipini biran önce çek! Ne gerekiyorsa ben yaparım" dedi. Namık vildana bakarak düşündü. Belkide aradığı koz buydu. Başını sallayarak "Tamam. Şimdi çık zamanı gelince ne yapman gerekeni söylicem." dedi. Vildan "Bekliyorum." diyerek odadan çıktı.
Aslı vildanla konuştuktan sonra tekrar odasına çıkarak hızlıca kapıyı kapattı. Ferhat aslıya ters ters bakıp "Yok yok böyle olmadı. Bir daha dene belki kırarsın" dedi. Aslı "Dua et kafanda  kırmadım" dedi. Ferhat "Aslı ne bu tantana. Sence de abartmıyor musun?" dedi. Aslı "O kadından haz etmediğimi biliyorsun ve ona rağmen sesini çıkaramıyorsun. Pesss" dedi. Ferhat "Bak senin aklından ne geçiyorsa unut tamam mı! Benim de sinirimi bozma" diye bağırdı. Aslı "Öyle mi? Peki kusura bakma ya, hata bende zaten." diyerek bir hışımla banyoya girdi. Ferhatta daha fazla sinirlenmeden evden ayrılıp şantiyeye gitti. İşleriyle uğraşırken dilsiz içeri girdi "Abi geçen mekanda bastığımız Zafer geldi. Seni soruyor." dedi. Ferhat "Ayağımıza kendi geldi ha? Hoşgelmiş al bakayım içeri." diye emir verdi. Zafer yanında 3 adamıyla ferhatın odasına girdi. Ferhat "Yerde ararken gökte buldum seni" dedi. Zafer ferhatın karşısına oturarak "Aramana gerek yok, haber etsen gelirdik." dedi. Ferhat "Ben zoru severim, öyle ayağına çağırmalar falan bana göre değil." dedi. Zafer "Bizim rajona ters yani?" dedi. Ferhat "Aynen öyle! Söyle bakalım derdin ne de ayağıma geldin. Hangi götüne güvenip karşıma çıktın?" diye sordu. Zafer "Bizim kimseden kaçtığımız yok! Birileri bir halt yemiş bizim üstümüze kalmış." dedi. Ferhat "Devam et" diyerek silahını çıkarıp masanın üstüne koydu. Adam "Bizim o işle bir alakamız yok. Kim yaptıysa façasını kurtarmak için bize atmış topu" dedi. Ferhat "Peki ben senin sözüne niye inanayım?" dedi. Zafer "Bizde söz şerefdir Ferhat. Az çok bilirsin." dedi. Ferhat "Senin şerefini başlattırma şimdi bana!" dedi. Adam "Hop Ferhat ağır ol! Ayıp olmuyor mu?" dedi.
Ferhat "Sizi burdan sağ çıkarmam biliyorsunuz değil mi?" dedi. Zafer "Biz konuşmaya geldik! Adam gibi dinliceksen eyvallah. Ama ha yok dimlemicem diyorsan orası başka." dedi. Ferhat "Söyle!" dedi net bir şekilde. Zafer "Ben yolumdan dönmedim. Gel sen bizim şu işimizi hallet bizde seni, karını, aileni koruyalım. Bu işi senden temiz yapan yokmuş piyasada." dedi. Ferhat "Benim size ihtiyacım yok! Kimseye de eyvallahım olmaz." dedi. Zafer "Bugün karını hastanede öldürmeye çalışan yarın kim bilir napar! Gel el ele verip çözelim bu işi" dedi. Ferhat sinirle masaya vurup "Bu benim meselem. Şimdi defolun bir daha da karşıma çıkmayın. Bu sefer iyi konuşmam ona göre." diye bağırdı. Zafer "Bu seferlik böyle olsun. Ama bu son görüşmemiz değil." diyerek odadan çıktı. Dilsiz "Abi bizim bu yengeye saldıranları bulmamız lazım. İte kopuğa maskara oluyoruz." dedi. Ferhat "Geldi geldi.... Zamanı geldi." diyerek silahını da alıp şantiyeden ayrıldı. Eve geldiğinde akşam olmuştu. Herkes her zamanki gibi sofradaydı. Ferhatta selam vererek her zamanki yerine geçip oturdu. Çaktırmadan aslının kulağına eğilerek "Naber doktor?" diye sordu. Aslı "İyi" diye cevap verdi soğuk bir şekilde. Ferhat bozuntuya vermeden yemeğe devam etti. Abidin "Bu arada herkes burdayken söyleyeyim yarın necdetin doğum günü herkes evde olursa iyi olur." dedi. Handan hanım "Ne? Birde doğum günü mü kutlicaz? Peehhhhh" dedi sinir bozucu sesiyle. Abidin "Niye kutlamayalım anne?" diye sordu. Handan "Birde soruyor musun? Ben olsam birak doğum günün kutlamayı kimsenin yüzüne bakamazdım." dedi. Gülsüm bu söze çok alınmıştı. Resmen yediği boğazında kalmıştı. Aslı "Ama siz değilsiniz işte. Gülsüm ve abidin böyle istiyorsa bize de saygı duymak düşünüyor." dedi. Handan "Ha konuştu bizimki. E ama senin de emeğin büyük ciğerim. Kalorifer dairesinde kimseye çaktırmadan... Vallahi iyi iş" dedi. Ferhat sinirle yumruğunu sıktı. Herkesin tansiyonu yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Aslı gülsümün gözlerinin dolduğunu fark edince" Siz her fırsatta insanların canını sıkıp böyle ulu orta yerde yüzüne vurmaya devam mı edeceksiniz? "dedi. İdil" Bak bu iyiydi "dedi kısık sesle. Handan" Bana bak gelin! Senin dilin fazla uzamış "dedi. Ferhat sertçe elindeki bardağı masaya bırakınca herkes korkuyla irkildi. Yeter" Aslı haklı abla! Sen ne zaman vezgeçeceksin bu huyundan? "diye çıkıştı. Handan" Bunun unutulur, affedilir bir yanı mı var? Yaptığı edepsizliği bir de kutlayacak mıyız? "dedi. Ferhat" Ağzından çıkanı kulağın duysun "dedi sert bir şekilde. Fırtına öncesi sessizlikdi ferhatın ki. Yeter" Belkide Vildanı örnek alıyordur abla. "diyince aslı sinirle elindeki bardağı sıkmaya başladı. Herkes lafın nereye gideceğini çok iyi biliyordu. Ortamın karışması ise idilin hoşuna gidiyordur. Handan yeterin sözleriyle gözlerini fal taşı gibi açtı. Yeter" Senin kızında az değil. Sarhoşken gelip oğlumun koynuna girmesi, ondan çocuk yapmasını çok güzel biliyor da biz sesimizi çıkarıyor muyuz? " dediğinde sofrada ölüm sessizliği oluştu. Ferhat biranda elini sertçe masaya vurarak" KESİN LAN! "diye bağırınca herkes korkuyla irkildi. Aslı bu kadarına da dayanamıyordu artık. Sinirle sıktığı bardak bir anda elinde patlayınca kanlar akmaya başladı. Sinirle masadan kalktığı sırada Gülsüm endişeyle " Aslı naptın? " diyerek eline peçete tutuşturmaya çalıştı ama aslı sinirle elini çekip gideceği sırada Ferhat kolundan tuttu. Aslı "Bırak!" dedi kısık sesle. Ferhat "Geç şuraya otur" dedi. Aslı sinirle "Bırak" dedi tekrardan. Konuşurken cümleler canını yakıyordu. Vildan "Teyze o ne demek öyle. Aynı şey mi?" dedi. Yeter "Farklı olan neymiş? Sende aynısı yapmadın mı? Şimdide şu yavrucağızı kullanıyorsun ?" dedi. Aslı daha fazla dayanamayıp "Yeteerrrr! Yeter bırak beni Ferhat! Bırak !" diye bağırdı . Yeter çok yanlış yaptığının farkına varmıştı. Handan bayılmakmak için direniyordu. Namık ve idil ise kaosu izliyordu. Ferhat "Sana hiç bir yere gitmiceksin dedim o kadar! Herkes beni dinlicek!" diye bağırdı. Aslı "Neyini dinlicem Ferhat! Dinleyecek bişey var mı sence? Şu düştüğüm duruma bak ya şaka gibi. Gözümün içine baka baka kocamın başkasından nasıl çoçuk yaptığı tartışılıyor. Bu kadarı sence de fazla değil mi?" diye bağırdı. Ferhat dahil Hiç kimse sesini çıkaramadı. Aslı" Bende öyle düşünmüştüm" diyerek bir hışımla odaya çıktı. Ferhat sinirle masaya dönüp "Bir daha ne sen!" diyerek handanı gösterdi "Ne sen!" diyerek yeteri gösterdi "nede sen" diyerek Vildanı gösterdi "Birinizin ağzından bir daha böyle bişey duyayım o zaman kim kime naapmış görürsünüz!" dedi. Vildan "Ben ne yaptım Ferhat!" diye çıkıştı. Ferhat "Seninle sonra hesaplaşıcaz sen merak etme." dedi. Handan "Bana bak Ferhat senin karşında dünkü çocuk yok! Kendine gel!" dedi. Ferhat "Asıl sen kendine gel! Herkes söylediğine dikkat edecek o kadar! Herkes ağzından çıkan lafın nereye vardığında dikkat edecek!" diye bağırdı ve odaya çıktı. Namık "Ağız tadıyla yemek bile yedirmiyorsunuz" diyerek sofradan kalktı. Ferhat bir hışımla odaya girdi. Aslı terasta ağlıyordu. Ferhat "Aslı.... Ağlama" dedi. Aslı arkasını dönmeden "Git başımdan Ferhat." dedi. Ferhat "Aslı sen bakma onlara. Öyle konuşuyorlar." dedi. Aslı sinirle ferhata döndü "Çocuk mu kandırıyorsun sen? Sence de boş laflara kulak asacak insan mıyım ben? Ya resmen gözümün içine baka baka seninle birlikte olduğunu yüzüme yüzüme vuruyorlar. Sen ne yapmamı bekliyorsun, aslı sussun, duymamazlıktan gelsin. Aslı kimki zaten? Sahi kimim ben Ferhat? Şu evde fazlalıkmışım gibi duruyorum farkında mısın? Resmen metres muamelesi görüyorum" dedi. Ferhat" O ne demek aslı. Sen... Sen benim karımsın! Yeterle handanı bilmiyor musun her zamanki halleri. "dedi. Aslı sinirle" Sence de konu yeterle handan mı? Ha söyle bana? Benim de bir gururum var Ferhat! Bende bir kadınım! Sence de böyle kalacağını mı düşünüyorsun? Hayır, hayır böyle kalmicak her zaman daha iğrenç şeylerle karşılaşıcam. "dedi. Ferhat" Öyle bişey olmicak aslı. Herkes haddini bilecek. Ya seve seve yada zorla. Kimse haddini aşmicak. "dedi. Aslı" Öyle mi? Nasıl yapıcaksın? Ha söyle bana. Ben sana dedim ki o kadınla aynı çatı altında kalmak istemiyorum dedim ama sen bişey yapmıyorsun. Ben o kadınla aynı masaya bile oturmak istemiyorum dedikçe burnumun dibinde bitiyor. Bak annen bile herşeyi farkında ama sen! "diyerek kanlı elleriyle göğsüne vurdu" Bunu görmezden geliyorsun. Ama ben görmezsem gelemiyorum. Benim zoruma gidiyor. "dedi. Ferhat" Elin kanıyor  "diye uyardı. Aslı umursamayarak" Boşversene ya "diyerek içeri girdi. Ferhat da arkasından girip ecza çantasını getirdi. Aslı" Bırak istemiyorum "dedi. Ferhat" Aslı inat etme gel şu elini saralım sonra ne kadar istersen bağır. "dedi. Aslı" Beni çok mu düşünüyorsun? O zaman böyle şeylerle uğrşamana gerek yok ben kendi yaramı kendim de sarabilirim, yeteri kanatma bana yeter "dedi gözyaşları içinde. Ferhat" Napayım aslı söyle bana? Kapının önüne mi koyayım? Sokağa mı atayım? "dedi. Aslı" Banane! Naparsan yap umrumda değil artık ama ben o kadınla aynı çatı altında olmak is-te-mi-yor-um! "diye bağırdı.

siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim Where stories live. Discover now