13. Bölüm

1.3K 29 4
                                    

         Ferhat "İstediğin zaman boşanma islemlerini başlat!" dedi. Aslı şok içindeydi ferhatın söylediklerini algılayamıyordu. Sanki o son cümlesi ile dünyası başına yıkılmıştı. Aslı kendini toparlayarak "N.. Nasıl yani" dedi ferhata yaklaşarak. Ferhat "Öyle işte. Bu iş çok, uzadı. Hem zaten sende böyle istemiyor muydun? Benimle evli olmak ölümden beterdi." dedi göz kırparak "Şimdi hazırlanmaya başla abinin yanına bırakayım seni." dedi ve arkasına bile bakmadan gitti. Ferhat sinirle kendini bir odaya kapatıp duvarları yumruklamaya başladı. Hayatında ilk defa aşk acısı çekiyordu. Sevdiği kadını çok üzmüştü bunun farkındaydı. Ama tek çaresi buydu. Eyer aslı yanında daha fazla kalmaya devam etseydi aslıya daha çok bağlanırdı ve bu aslı, için çok kötü oldurdu. Çünkü kendisi aslının dediği gibi bir bataklıktı ve evet aslı haklıydı severken de öldürüyordu. O gün olanlar da bunun ispatıydı. Aslı, aksiyon filmi bile izlerken silah sesinden korkardı ki şimdiki hayatında ise yaşama garantisi yoktu. Üstüne bir de dayısı vardı. Böyle devam ederse düşmana bırakmaz aslının fişini kendi çekerdi.

      Ferhat son sözünü söyleyip çekip gitmişti. Aslı duydukları, karşısında dizlerinin bağı, çözülmüş olduğu yere yığılıp kalmıştı. Sevdiği adam kendisinden boşanmak istiyordu. Ne yani masal buraya kadar mıydı? Bu masal böyle mi biticekti. Evet Ferhat karanlık bir adamdı ama bunun sorumlusu kendisi değildi. Hepsi o annesi ve dayısı bildiği babası yüzündendi. Aslının gözünden iki damla yaş düştü. Üstelik Ferhat aslının tek kelime dahi söylemesine izin vermeden odadan çekip gitmişti. Demek sevgisi bu kadardı...

         Ferhat tüm gün sokak sokak gezmiş adam pataklamıştı. Kendine olan sinirini adamlardan çıkartıyordu. Daha sonra meyhaneye gidip kafası dağılana kadar içti. Ama olmuyordu aslı aklımdan çıkmıyordu. Evet dayısı haklıydı aslı ferhatın ayarları ile oynamıştı. Ferhat eve gittiğinde gece saat 1 e geliyordu. Gelir gelmez mutfağa gitti meyhane yetmemiş birde evde içmek istiyordu. Mutfağa girdiğinde aslı masa oturmuş kahve içiyordu. Gözleri ağlamaktan şişmişti. Ferhat aslıya bakarken elindeki bardağı yere düşürdü. Aslı yerinden sıçrayarak çığlık attı. Daha sonra ferhat olduğunu görünce tekrar yerine oturdu. İkiside sessizce duruyorlardı. Ferhat sessizliği bozarak "Niye uyumadın?" diye sordu. Aslı sadece kafasını iki yana sallayarak cevap verdi. Dolaptan bir bira alarak aslının yanına oturdu. İkiside susuyordu gene. Aslı bişey söylicek gibi oldu ama sustu demedi. Ferhat aslının bişey söyliceğini anladı. "söyle söyle içinde kalmasın" dedi. Aslı gözlerini kısarak ferhata baktı. "Bende o kızlardan biriyim değil mi senin için?" diye sordu sesi titriyordu. Ferhat kafasını sallayarak "Hangilerinden bahsediyorsun"dedi. Aslı"....... Şu adını bile bilmediğin sadece zevkli geceler için kullandığın..... Hoş benim adımı biliyorsun. Hatta evlendik seninle. Gerçi onun sebebi başka. "dedi. Ferhat elindeki birayı kafasına dikip masanın üstüne koyduktan sonra aslıya dönüp" Aynen " dedi. Aslı sinirle güldü." Ben çok aptalım ya....... Cidden çok aptalım.... Sana bişey söyliyim mi? Been cidden inandım biliyor musun? Seninde beni sevdiğe inandım.. "dedi ve devam etti" Kendi kendime dedim ki eyer beni sevmese bana öyle bakmaz dedim,bana öyle dokunmaz dedim. " dedi." Sen aklında kurmuşsun doktor yapacak bişey yok. "dedi aslıyı tiye almayarak. Ama bunları söylerken içi parçalanıyordu. Çünkü aslıyı çok seviyordu. Eyer aslıya bunu hissettirirse kendisini bırakmaz diye düşündüğü için böyle söylüyordu." Diceğin son söz bu mu?"  diye sordu aslı. Ferhat kafasını salladı. Aslı ayağa kalkarak "Peki o zaman iyi geceler." dedi sesi titriyordu hatta ağlıyordu ama ferhata belli etmiyordu.

         Ferhat dün gece koltukta uyuduğu için boynunda bir ağrı ile uyandı. Eğilip saate baktığında saatin 11 olduğu gördü. Aslının gitme vakti gelmişti. Ferhat yavaş adımlarla aslının odasına çıktı. İçeri girdiğinde odada kimse yoktu. Yatak da topluydu. Ferhat kapağı açık dolabı görünce dolaba baktı. Dolap boştu. Aslı eşyalarını toplamıştı. Aslının evi terk ettiğini anladı. Demek ki gururuna yedirememiş kendi bırakıp gitmişti. Ferhat ayağına dolanan bişey fark etti. Eğilip elinde aldığında aslının tişörtü olduğunu fark etti. Ferhat sessizce etrafı kontrol etti. Odada kimse yoktu. Ferhat  tereddüt ederek tişörtü burnuna yaklaştırarak kokusunu içine çekti. Bu koku... Ahh bu koku ferhatı gene mest etmişti. O hiç bir yerde bulamadığı huzuru aslının kokusunda buluyordu. Ferhat odayı süzerken yatağın üstünde bir kağıt kağıt gördü. Kağıdın üstünde aslının yüzüğü vardı. Ferhat yüzüğü eline alarak uzun uzun baktı. Daha sonra aslının kendine yazmış olduğu kağıdı alarak okumaya başladı
        " Ferhat sana teşekkür etmek istiyorum beni öldürmediğin için değil beni ölümün kıyısında dolaştırıp yaşamayı, öğrettin için. Bir daha karşılaşır mıyız bilmiyorum. Ama sana bir şey itiraf etmek istiyorum gerçekten inanmıştım biliyor musun? Yani bize ikimize normal bir aile olacağımıza. Ama sen gene haklı çıktın asıl umut insanı yoruyormuş ve ben çok yoruldum  bizim için daha fazla çabalıyabileceğimi sanmıyorum. Ama olmuyor işte bir insan ne kadar iki kişilik sevebilir ki! HOŞÇAKAL

siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin