48. Bölüm

641 7 6
                                    

Ferhat aslının omzuna elini koyarak "Aslııı!" diye uyardı. Aslı ağlamamak için gözlerini havaya kaldırıp kırpıştırdı "Hadi bakalım sizde uyuyun artık zaten bu saate kadar çoktan uyumanız gerekiyordu. Ben yine gelirim olur mu?" diye sordu. Çoçuklar tamam der gibi başını sallayıp çıkışa kadar aslı ve ferhata eşlik ettiler. Yol boyunca arabada derin bir sessizlik oluştu. İkisi de derin düşünceler içindeydi. Aslı tekrardan eve gitmediklerini anlayınca" Nereye gidiyoruz? "diye sordu. Ferhat" Limana. "dedi net bir şekilde. Aslı neden der gibi baktı" Adada kalırız diye düşündüm. Hava da mis gibi. "dedi. Aslı bişey diyemeden arabadan indi. İlk başta Ferhat geçti tekneye ardından elini aslıya uzatarak tutmasını bekledi. Aslı gülümseyerek bir eliyle gelinliğini toplarken bir eliyle de ferhatı tutup tekneye geçti. Ferhat aslıyı belinden kavrayarak indirdi. Teknenin ön tarafına geçip oturdular. Sadece kendileri ve kaptan vardı. Tekne hareket etmeye başladığında Ferhat içeri geçip elinde bir şalla geri döndü. Şalı aslının omuzlarına örterek kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Ardından yanına oturarak başını göğsüne yaslamasına izin verdi. Yine derin bir sessizlik sarmıştı ortalığı. Tek duyulan şey dalgaların sesiydi. Aslı derin bir nefes alarak "Hiç korkmuyor musun?" diye sordu pat diye. Ferhat "Neyden?" diye karşılık verdi. Aslı gözlerini denizden ayrımadan "Üzülmekten... Sonunda nolucağını ikimizde biliyoruz. Ben.... Ben senin üzülmeni istemiyorum. Gerçekten korkmuyor musun?" diye sordu. Ferhat uzun uzun düşündü "Korkuyorum..." diye fısıldadı ve devam etti "Ama üzülmekten değil seni kaybetmekten. Her bayıldığında acaba geri uyanacak mı diye yada uyurken nefes alıyor mu diye kontrol etmek korkutuyor beni." dedi. Aslı "Neden böyle yapıyorsun o zaman? Görüyorum sende çok acı çekiyorsun ama yinede vazgeçmiyorsun. Ferhat ben.... Ben düşünüyorum da..." diyip yaslandığı yerden kalkıp ferhatın gözünün içine baktı "Hata mı yaptık? Belki de böyle herşey daha zor olucak." dedi gözleri dolu bir şekilde ve sözlerine devam etti "Senin üzülmeni istemiyorum" dedi. Ferhat ne diyeceğini bilmiyordu. Aslının yüzünü ellerinin arasına alarak "Hata falan yok! Bir daha sakın ağzından böyle bişey duymayayım. Ve şunu da unutma sen o ameliyata gireceksin aslı! Hiçbir şeyin bittiği yok!" dedi net bir şekilde. Aslı "Yapma böyle Ferhat.... Yapma" dedi gözlerinin içine bakarak. Ferhat "Asıl sen yapma aslı! Herşey çok güzel olucak." dedi. Aslı bişey demeden öylece baktı gözlerinin içine. Ferhat aslının ıslak kirpiklerinden öperek tekrardan göğsüne yasladı. Ferhat bir türlü aslıyı anlamıyordu ama yinede uzatmadı. Şu kadarcık ömründe ferhatla kavga etmek istemiyordu bu yüzden cevap vermeden gözlerini kapatıp gecenin ılık esintisinin bedenini okşamasına izin verdi.

Aslı gözlerini açtığında ferhatın kollarında uyuduğunu gördü. beline dolanan ellerini okşayarak uyandığını belli etmeden yüzünü izlemeye başladı. Her ayrıntısını hafızasına kazımak istiyordu. Yüzünü ellerinin arasına alarak narince okşadı. Ferhat ise uyanmış ama çaktırmıyordu. Aslı ferhatın yanağını okşamaya devam ederken "Uyumadığını biliyorum" dedi. Ferhat hemen gözlerini açınca aslıyla göz göze geldi. Aslı gülümseyerek "Günaydınnn" dedi. Ferhat aslıya cevap vermek yerine burnuna öpücük kondurdu bir yandan da ipeksi bedenini okşuyordu. Aslı ferhata daha çok sokularak "Hiç kalkmak istemiyorum. Böyle gün boyu yatabilirim." diye mırıldandı. Ferhat "Aç kalabilirim diyorsun yani." dedi. Aslı "Yani tam olarak öyle değil... Galiba haklısın" diyerek güldü. Ferhat aslının yanağını okşayarak "Hadi o zaman hazırlan." diyerek yataktan kalkıp hazırlandı. Ardından aslıda hazırlanmaya başladı. İşi bittiğinde aşağıya indi. Etrafa kısa bir göz gezdirdi ama ferhata görmeyince lobide ki görevliye "Ferhatı gördünüz mü?" diye sordu. Adam dışarıyı işaret ederek "Sizi bekliyor efendim." dedi. Aslı görevlinin işaret ettiği yere girince ferhatın kendisini beklediğini gördü. Yanına giderek "Her yerde seni arıyorum." diye söylendi. Ferhat cevap vermeden yanındaki iki bisikleti gösterdi. Aslı gülümseyerek "Yaa sen süpriz diye bunu mı diyordun." dedi hayran hayran bakarak. Ferhat beyaz, sepetinde çiçeklerle dolu ve aynasına bir sürü balonların bağlı olduğu bisikleti aslıya uzatırken "Ada turu yapsak fena olmaz" dedi göz kırparak. Hayranlıkla bisiklete bakmaya devam etti. Çok güzel görünüyordu. Giydiği yarım eteği toplayarak bisikletine bindi . Ferhat "O zaman iyi olan kazansın." diyerek pedala yüklendi. Aslı arkasından "Ferhat nereye gidiyoruz?" diye bağırarak arkasından gitti. Çok geçmeden arayı kapatmıştı. İkisi de konuşmadan gidecekleri yere varmışlardı. Ferhat bisikletten inip aslıyı elinden tutarak çekiştirdi. Hava çok güzeldi, güneş tüm güzelliğiyle gülümsüyordu. Sahil kenarında yemyeşil çiçeklerle donatılmış bir yere gelmişlerdi. Yere serili olan örtünün üstünde a'dan z'ye herşey vardı. Aslı hayranlıkla etrafa bakıp örtünün üstüne oturdu. Etrafta kendilerinden başka kimse yoktu. Aslı etrafa bakınarak "Ferhat burası çok güzel." dedi. Ferhat "Öyledir." diyerek önüne şirin tabakların içine konulmuş reçeli koydu "Tatlı seversin sen." demeyi de ihmal etmedi. Aslı cevap vermeden yandan bir gülüş atarak gülümsedi. Ardından kahvaltıya başladılar. İkisi de doyduktan sonra aslı olduğu yere uzanarak gökyüzünü izlemeye başladı "Sanırım günlerce burda kalabilirim." dedi. Ferhatta aslının yanına uzanarak "Malesef başka işlerimiz var ama sonra yine gelir istediğin kadar kalırız." dedi. Aslı ferhata dönerek dirseğiyle başına destek yapıp "Neymiş o iş?" diye sordu. Ferhat gözlerini kaçırak "Öyle işte aslı.. Öğrenirsin sonra." dedi yüzüne düşen saçlarını geriye atarak. Aslı "Ferhat aklından ne geçiyor? Bak vallahi kafana göre bişey yaparsan bozuşuruz" dedi. Ferhat örtünün üstüne duran papatyalardan bir dal alıp aslının kulağına yerleştirerek saçına öpücük kondurdu "Sıkma canını. Bi sıkıntı yok." dedi. Aslı kaşlarını çatarak "Emin misin?" diye sordu. Ferhat evet der gibi göz kırptı. Aslı daha fazla uzatmadan ferhatın uzattığı koluna başını koyarak gökyüzünü izlemeye başladılar. Aslı "Bence sorun ne biliyor musun?" diye sordu. Ferhat "Ne sorunu aslı?" diye sordu. Aslı "İşte genel olarak diyorum.. Bence insanlar. Baksana etrafımızda kimse yokken ne kadar mutluyuz. Namık Emirhan yok, Vildan yok, saçma sapan eli silahlı adamlar yok." dedi. Tam o sırada da ferhatın telefonu çaldı. Aslı "Hah işte yine başladık. Ay dilimi eşşek arısı soksaydı." dedi. Ferhat telefona bakmaya tenezzül bile etmeden "Araya kocaman deniz girdi hala rahat bırakmıyorlar." dedi. Aslı gülerek "Bi bak bakayım ısrarla çalıyor." dedi. Ferhat "Boş ver. Çalar çalar susar" dedi. Aslı "Bari kim olduğuna bak" diyerek elinden telefonu alıp ağrıyan kişiye baktı. Bakar bakmaz da suratı hemen düştü. Ferhat aslının bu hareketine anlam veremeden telefonu eline alıp kimin aradığında baktı. Kimin aradığını görünce istemsizce onunda yüzü düştü. Telefon hala çalmaya devam edince aslı "Açmicak mısın?" diye sordu. Ferhat aramayı sessize alarak "Gerek yok!" diyip yere koydu. Aslı "Israrla çalıyor ama istersen aç." dedi. Ferhat derin bir nefes alarak "Gerek yok dedim ya aslı" dedi. Aslı "Önemlidir belki... Sonuçta kızının annesi." dedi buruk bir sesle. Ferhat aslının üzüldüğünü fark edince istemeyerek de olsa telefonu açtı "Noldu?" diye sordu hemen. Vildan "Sana da merhaba Ferhat!" dedi imalı bir şekilde. Ferhat "Bişey mi oldu?" diye sordu. Vildan "Ortalarda yoksun Ferhat daha ne olsun?" dedi. Ferhat sakin kalmaya çalışarak "Vildan önemli bişey yoksa kapat" dedi. Vildan "Var Ferhat. Önemli bişey var... Belki aklına geliriz diye aradım. Acil konuşmamız lazım" dedi. Ferhat "İşim var ne söyliceksen söyle." dedi. Vildan "Ha gelmeye bile tenezzül etmiyorsun yani!"diye söylendi. Ferhat" Sana işimin olduğunu söyledim değil mi? İstediğin bişey varsa söyle çocuklara onlar halleder. " diyerek telefonu kapattı. Aslı uzadığı yerden kalkıp ferhata bakıyordu" Nolmuş? "diye sordu. Ferhat" Yok bişey. "diye kestirip attı. Aslı" Bişey olmadıysa niye aramış? " diye sordu imalı imalı. Ferhat" Her zamanki Vildan işte" dedi. "Hıııı anladım!" diye mırıldandı. Ferhat aslının çenesini tutarak başını kaldırdı "Bak bakayım sen bana... Takma kafana aslı." diye uyardı. Aslı "Yok canım ne takması. Hem kadın haklı bir yandan da sonuçta o bir anne. Kızı için çabalıyor." dedi. Ferhat derin bir Of çekerek telefonu yere sert bir şekilde bıraktı. Aslı "Of tamam bişey demedim.... Zaten başta da böyle konuşmuştuk." dedi yanağını okşayarak. Ferhat aslı kafasına takmasın diye konuyu kapatmaya karar verdi " Hadi sen bırak onu bunu da al iç bakayım şunları." diyerek ilaçlarını uzattı. Aslı itiraz etmeden içti. Biraz daha çimlere uzanıp anın tadını çıkardılar. Saat öğle yarısını geçmeye başlayınca da tekrar bisikletlerinin başına geçtiler. Önce güzel bir ada turu yapıp ardından sahaflarla dolu bir sokağa girdiler. Aslı yine herzamanki gibi kendini kaybedip o dükkandan o dükkana koşup bir çok şey aldı. Ferhatta arkasından koşarak ne isterse yapıyordu. Son girdikleri dükkanda aslı yine kendini kitaplara vermişti. Ferhat stantlar arasında gezerek bir yandan aslıya bakınıyor bir yandan da kendine göre bişeyler bakıyordu. Aslının yine kitaplara baktığını görünce yanına gidip izlemeye başladı. Aslı gözüne kestirdiği bir kitabı almak için uzandığında kitap elinden düşüp rasgele bir sayfa açıldı. İkisi de aynı anda almak için eğildiklerinde göz göze gelmeleri ile gülümsediler. Ferhat kitabı yerden alarak aslıya uzattı "Yine çok sakarsın doktor çok!" diye söylendi. Aslı cevap vermeden gülümseyerek kitabı elinden alıp açılan sayfayı okumaya başladı "Seni sevmek güzel şey, seni sevmek ümitli şey..." diye başladı. Ardından Ferhat aslıya yaklaşarak "Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkılarını dinlemek gibi bişey.." diyerek devamını getirdi. Aslı şaşırarak ferhata baktı. Ondan böyle bir şey beklemiyordu. Yani şiir okumasını falan. Ama bozuntuya vermeden devam etti "fakat ümidim yetmiyor bana" dedi gözlerinin içine bakarak ve Ferhat yine devamını getirdi "Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum '' diyerek aslıyı belinden tutarak tutkuyla dudağına yapıştı. Aslı ferhatın ensesinden tutarak öpüşüne karşılık verdi. Taki küçük bir kız" Anne hayır ben ondan istemiyorum...."diye mızmızlandıpını duyana kadar. Aslı hemen kendini geri çekip saçlarını düzeltti. Ferhat aslının bu haline gülmeden edemedi. Ardından kız dükkanın içinde koşuşturmaya başlayınca hızlıca aslıya çarpıp yere düştü. Aslı kızı yerden kaldırırken" İyi misin? "diye sorarak yüzüne düşen saçlarını geriye attı. Küçük kız ayağa kalkarak" Özür dilerim çarpmak istememiştim. "dedi utanarak. Aslı kızın yanağını okşayarak" Sorun değil, sen iyi misin? "diye sordu. Küçük kız evet der gibi başını salladı. Aslı gülümseyerek kızın yanağını okşadı. Tam o sırada küçük kızın annesi" Mira nerdesin annecim her yerde seni arıyorum! " diye kızıştı. Küçük kız" Yaa anne burdayım işte "diye mızmızlandı ve küçük kızın elinden tutup dükkanın diğer tarafına yöneldi. Ferhatta kasaya yönelerek ödemeyi yapıp dükkanın önüne çıktılar. Tam o sırada aslı bişeyler arıyor gibi etrafa bakınıyordu. Ferhat "Bişey mi arıyorsun?" diye sordu. Aslı "Yok bişey... Yok" dedi başını tutarak. Ferhat "İyi hadi o zaman." diyerek bisikletlere yöneldi. Aslı şaşırarak napıyorsun der gibi baktı. Ferhat "Gitmeyelim mi?" diye sordu. Aslı "Gidelim de onlar nerden çıktı?" diye sordu. Ferhat "Ney nerden çıktı aslı?"diye sordu endişeyle. Aslı" Bisikletler nerden çıktı diyorum. "diye sordu. Ferhat endişeyle aslıya yaklaşıp yanağını okşadı" Aslı iyi misin? "diye sordu. Aslı" İyiyim noldu ki? "diye sordu anlamsızca. Ferhat" Emin misin? Başın falan mı ağrıyor? "diye sordu. Aslı evet der gibi başını salladı. Ferhat" Tamam gel hadi otele gidelim. "dedi kolundan tutarak. Aslı" Eve niye gitmiyoruz ? "diye sordu. Ferhat iyice korkmaya başlamıştı" Aslı neredeyiz biz biliyor musun? "diye sordu. Aslı bir an duraksayıp etrafına anlamsızca bakındı, endişeli gözlerle" Ferhat cidden biz neredeyiz? "diye sordu. Ferhat" Tamam sakin ol sıkıntı yok hadi otele gidelim. "dedi. Aslı" Ferhat neredeyiz biz?..... Noluyor bana? "diye sordu korkuyla. Ferhat" Bişey olduğu yok aslıcım çok yoruldun hadi otele dönelim. "dedi. Aslı" Hatırlamıyorum..... "dedi dehşete uğramış gibi. Ferhat aslıyı sakinleştirmek için" Aslı yok bişey korkma. Sadece çok yoruldun . "diye sakinleştirmeye çalıştı. Aslı cevap vermeden öylece baktı ferhata. Ferhat taksi çağırmak için arkasını döndüdüğünde aslı" Ferhat..... "diye saydıkladı. Ferhat aslıya dönmeden" Tamam doktor eve gidicez. "dedi. Aslı başını tutarak" Ferhat ben.... "dedi zar zor. Ferhat aslıya döndüğünde güçlükle ayakta durduğunu gördü. Hemen kolundan tutarak" Aslı.... Aslı bırakma kendini... Duyuyor musun bırakma! "diye uyardı. Aslı başını hayır der gibi sallayarak ferhattan destek aldı. Ferhat aslının burnunun kanadığını görünce" Hass*ktir" diye söylenerek "Aslı... Sakın gözünü kapatma.. Bende kal bak sakın kapatma gözünü.. '' dedi korkuyla. Aslı" Ferhat ben iyi değilim... "diyebildi sadece. Ferhat aslıyı belinden tutarak" İyisin aslı yok bişey.. Yok bişey korkma. "diyerek kanayan burnunu sildi. Aslı hayır der gibi başını iki yana salladı. Ferhat aslıyı bir hamlede kucağına alarak" Aslı gözlerini kapatma bak... Bana bak aslı kapatma tamam mı?.. Bende kal "dedi. Başını tamam der gibi sallasa da çok geçmeden Ferahtın kucağında gözlerini kapattı. Ferhat hemen taksiye atlayıp aslıyı hastaneye getirmişti. Çok geçmeden de aslıyı müşahede odasına alıp uyanmasını beklemişlerdi. Aslı gözlerini açtığında Ferhat yanına oturuyordu. Yavaşca etrafa göz gezdirdi. Ferhat aslının uyandığını görünce yanına oturarak "Aslım.... Nasıl hissediyorsun?" diye sordu. Aslı boş boş etrafa bakarak "İy... İyiyim..." dedi. Ferhat aslının elini okşayarak ah ah der gibi baktı. Aslı gözlerini devirerek "Bakma öyle nolur." dedi. Ferhat başını tamam der gibi sallayıp "Ben doktorla konuşayım sonra çıkarız." diyip aslının yanından ayrıldı. Doktor kendisini odasında bekliyordu. İçeri girince doktor hemen karşısındaki sandalyeyi gösterip oturmasını işaret etti ve söze başladı "Ferhat bey durum sandığımızdan daha ciddi. Aslı hanımın bu sefer gözünü açmış olması bir daha açabileceğini garantilemez. Zaman git gide daralıyor. Aslı hanımda bunun farkında bir an önce bir karar vermeniz gerekiyor. Ama şunu sakın unutmayın bir sonraki atakta bu kadar şanslı olmayabilir. " dedi. Ferhat ne diyeceğini bilemiyordu. Sevdiği kadın ellerinden kayıp gidiyordu ve o hiçbir şey yapamıyordu. Fehat bişey demeden doktorun yanından ayrılıp aslının yanına gitti. Ferhata çaktırmamaya çalışsa da canı çok sıkkındı. Ferhat içeri girdiğinde aslı düşüncelerinden sıyrılıp ferhata döndü. Ferhat aslının saçını okşayarak "İyiyisen çıkalım mı?" diye sordu. Aslı başını evet der gibi sallayıp "İstanbul'a dönelim ama eve gitmek istiyorum." dedi. Ferhat gülümseyerek "Tamam istediğin gibi olsun" diyerek aslının toparlanmasına yardımcı oldu...

siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim Where stories live. Discover now