71. Bölüm

672 12 15
                                    

     Aslının eli usulca ferhatın gömleğine gitti. Bir-kac düğmesini açmıştı ki ferhatın telefonu çalmaya başladı. Aslı mızmızlanarak "Kim arıyor " diye sorup ferhatın üstünden kalkarak telefona uzandı. Ekrana bakarak ferhata uzatıp "Yiğit arıyor aç istersen " dedi. Ferhat telefonu alarak yiğiti dinledi, ardından başını tamam der gibi sallayıp "Tamam çocuklara söyleyin yeri göstersinler  " diyerek telefonu kapatıp aslıya döndü. Tekrar dudaklarına yapışarak uzunca öpüp "Hadi giyin artık bizimkiler geliyor " dedi. Aslı "Hmmm iyi tamam " diye mırıldanarak üstünü giymeye başladı . Ferhatta ortalığı topluyordu. Aslı üstünü giydikten sonra dışarıda bir hareketlilik fark etti. Ekip kendilerine doğru yürüyordu. Aslı el sallayıp tam ferhata döndüğü sırada ferhata bakarak güldü. Ferhat aslının neye güldüğüne anlam veremeyerek noldu der gibi baktı. Aslı eliyle ferhatın dudağını silerek "Kırmızı sana çok yakışıyor " diyerek gülmeye devam etti. Ferhat  anlayarak "Doktor ! diye mırıldandı. Aslı gülmeye devam ettiği sırada kapı açıldı .  Teker teker içeriye girdiler. Ferhat" Ne oldu sıkıldınız mı çok eğleniyordunuz ? " diye sordu. Yiğit  "Abiciğim Orası öyle ama ne bileyim işte insan garip geliyor biraz .  Ben eski yılbaşlarında özledim soba üstünde kestane pişirdiğimiz zamanları, masa etrafında toplanıp Tombala oynadığımız zamanları . Ne bileyim işte İnsan özlüyor biraz" dedi iç çekerek. Herkes gibi oda çok özlemişti o buram buram aile sıcaklığını . Insan paris gibi bir yere de gelse , eyfele kaşı da yeni yıla girse yinede o soba etrafındaki sıcacık aile sohbeti özleniyordu. Gülsüm araya girerek "Değil mi ya Ben de çok özledim Keşke o günlere geri dönsek çok isterdim" diye mırıldandı içli içli. Ferhat masanın yanına oturarak" E hadi toplayın bakalım" deyip masanın altındaki kutuyu çıkarttı. Herkes şaşırarak  Ferhat'a  dönüp önündeki kutuya baktı . Aslı şaşırarak  " Hadi canım Ciddi misin sen?" diye sordu. Ferhat "Hadi hadi ne bekliyorsunuz oturun bakayım şuraya!"  diyerek masayı gösterdi Sevda gülerek "Yılbaşı için Paris'e gelip tombala oynayan tek ekip "dedi. Aslı Ferhat'ın yanına oturdu hep birlikte sohbet etmeye  başlıklar eski günlerdeki gibi .Işte yılbaşı şimdi yılbaşı olmuştu onlar için. Ferhat şöyle bir düşündü de uzun zamandır kardeşleriyle böyle güzel vakit geçirmemiş, yıllardır onlarla yıl başı kutlamamış hatta aynı masa etrafında güle eğlene sohbet etmemişti. Aslı ve suna da bunu bildiği için ikisi de sevdikleri için çok mutluydu. Onları yine bir arada görmek çok güzeldi. Bunda aslının payı çok büyüktü tabi . Ferhat birden yerinden  kalkıp hemen şöminenin  yanına oturdu. Aslı  kestaneleri görünce" Hadi canım kestane de mi var" diye şaşırdı. Ferhat "Ne sandın doktor Birazdan çay da demlenir Oh mis "diye karşılık verdi o sırada kapı açıldı iki görevli ellerinde tepsilerle gelip masanın üstüne bıraktılar .Ferhat her şeyi düşünmüştü masanın üstü çerezlerde dolup taşmıştı Tıpkı çocukken evde geçen yılbaşı akşamları gibi masanın üstü çerezlerle dolup taşmıştı. Abidin "Ee böyle sohbetle gün bitmez beyler bayanlar " dedi . Aklından bi şeyler geçiyordu yine .
Sevda "Tabu oynayalım mı?" diye ortaya fikir attı. Abidin "Yanlız bu oyunun kazananı çoktan belli ben diyim size " diyerek çıkıştı. Yiğit "Niyeymiş o ?" diye sordu. Abidin "E ferhatla asli yenge hiç konuşmuyorlar ki konuşmadan da anlaştıkları için hemen bilirler " dedi. Gülsüm elindeki bardağı masanın üstüne bırakıp "Abidin doğru söylüyor " dedi. Aslı gülerek "Ya of mızıkçılık yapmayın tamam biz oynamayız o zaman " dedi. Gediz "Yok öyle hadi bakim çift şeklinde mi olucak ?" diye sordu . Sevda gedizin kulağına yaklaşarak "Biz açıkta kalıyorsuz o zaman " dedi imali bir şekilde. Gediz her ne kadar bozulsa da çaktırmamaya çalıştı. Aslı sevdanın dediğini duyarak "Tamam o zaman öyle olsun. Bu durumda da siz de beraber olursunuz oyun başlar " dedi. Herkes ikna olmuş gibiydi . Ilk abidin ve gülsüm başladı. 10/3 yapmışlardı. Sıra suna ve yiğite geçince onlar da 10/5 yapıp sıra gedizle sevdaya geçti. Aslı ise onlara gülmekten neredeyse gözünden yaş gelicekti. Diyerlininde aslıdan kalır bir yanı yoktu . Kavgaları o kadar komikti ki , kendileri fark etmese de saçma sapan şeylere kızıyorlardı. Sonunda sevda sinirlenip altındaki minderi gedizin kafasına atmasıyla oyun 10/7 bitmişti. Sıra ferhatla aslıya gelince asli "Sen anlatmak ister misin ?" diye sordu. Ferhat "Sen anlat sen . Senin çene hiç yorulmuyor " diyerek bıyık altından güldü. Aslı "Bak ya terbiyesiz " diyerek omuzuna vurdu . Ferhat gülerek omzunu tutup "Off çok acıdı " diyerek asliyi daha çok sinirlendirmeye çalıştı. Aslı Of çekerek masum bir bakış atıp "Kıyamıyorum napiyim " diyip eline kağıtları aldı "Neyse hadi dinle beni ." diyip sevdaya işaret etti. Sevda süreyi başlatınca Aslıda başlattı anlatmaya "Hanı biz seninle ilk nerde karşılaştık? Hatta kucağına düşmüştüm? " diyince herkes birden "Ooooo" diye fısıldadı. Ferhat "Tamam oğlum gevşemeyin hemen " diyip aslıya döndü "Ambulans " diye cevap verdi. Aslı "Eveeettt... 2. Hmmmm" diye durup biraz düşündükten sonra "Bunu bilirsin. Hani seni böyle canını sıkmak için zarar vermeye çalışan inanalar varya .... Hani hep beni onlardan korumaya çalışısyorsun . Hatta şey diyorsun ya benim dostum kadar nokta nokta var " dedi. Ferhat "Düşmanım çok" dedi. Aslı parmağını şıplatarak"Heh işte çok kelimesini at " dedi heycanlı bir şekilde. Ferhat gayet sakin bir şekilde "Düşman " dedi. Aslı "Evettt. 3. " diyip kağıda baktı. Birden yüzü düşmüştü. Bu kelimeyi istese çok iyi anlatırdı ama boğazı düğümlenmişti birden . Elindeki kağıdı masanın üstüne firlatarak "Pas" dedi. Ferhat aslının bir anda durgunlaşmasına anlam veremeyerek pas dediği kağıda baktı. Kâğıtta katil yazıyordu. Aslı hemen kendini toparlamaya çalışarak "Ben sana ne diyorum genelde? Bu bir sıfat... Hani bazen çok sinirimi bozuyorsun ya. " diye sordu. Ferhat biraz düşündü. Aklına birçok şey geliyordu . Ilk geleni söyleyerek "Çirkin?" diye sordu . Aslı yok der gibi kaşını kaldırdı. Ferhat "Canavar? " diye sordu. Aslı yine kasını kaldırdı. Ferhat "Pislik, duygusuz , vicdansız?  daha sayayım mı?" diye sordu. Aslı "Say hadi say zaman geçiyor " dedi. Abidin "Yanlız yenge helal olsun demediğini bırakmamışsın " dediğinde herkes kahkahaya boğuldu. Ferhat "Ne kaldı doktor?.... Acımasız, kalpsiz ?" diye devam etti. Aslı "Ya ferhat of hatırla taş evi.... konuşmayanından " dediğinde ferhat hemen hatırlayıp "Odun" diye cevap verdi. Gülsüm "Yanlız asli helal olsun abime bunları söyleyip hayatta kalan ilk insansın " dedi gülerek. Aslı "O dursun bakalım. Daha ona neler söylicem" diyerek göz kırptı. Derken 4...5..6... hepsini tek tek bildiler . Son karta gelince asli kartı okuyup "Haa bak bunu aşırı kolay bileceksin " dedi heycanla . Sevda "Sanki diyerlerinde çok zorlandı ya " diye mırıldandı. Aslı "Söylüyorum .... Bizim ufaklığın adını ne koymayı düşünüyoruz? " diye sordu.  Gülsüm birden ayağa kalkarak "Ya ama bu çok kolay . " diye çıkıştı. Aslı "Napiyim kartları siz seçtiniz " diyerek söylendi. Gediz "Hadi hadi süre geçiyor " diyince ferhat hemen "Masal " diye cevap verdi . Abidin "Ben dedim size kazanan belli diye " diyerek mırıldandı.  Aslı "E ama böyle çocuklar gibi mızıkçılık yapacaksanız başta oynamicaktik " diye gülerek ferhatın yanına oturdu. Ferhat elini aslının omzuna atarak "Doktor haklı. Aglicaksanız oynamicaktik " dedi . Suna "Yanlız yiğit sana da aşk olsun o kadar yıllık evliyiz bildiğimiz kelime sayısına bak " diye çıkıştı. Abidin "O yenge tamam sakin ya . Ortalık fena karışacak" diyerek tombala kutusunu alıp masanin üstüne koydu. Herkes kağıtlarını seçerken gediz de çayları tazeliyordu. Ferhat kızarttı kestaneleri masaya bırakarak tekrar aslının yanına oturdu .  Herkesin keyfi yerindeydi . Kahkahalarla oyuna başladılar. Bir yandan sohbet edip bir yandan da oyuna konsantre olmaya çalışıyorlardı koca şehrin gürüntüsünün içinde. Ilk eli abidin  kazanmıştı. Tekrar oyuna devam ettiklerinde saat baya geç olmuştu.  Sevda elini torbaya atarak tekrar bir sayı çekip "23" dedi. Kimseden ses çıkmayınca Ferhat "Doktor ayakta uyuyorsun." diyerek sevdanın elinden sayıyı alıp aslının kağıdana koydu. Aslı "Ha fark etmemiş " diyerek başını ferhatın omzuna koydu . Ferhat kabuklarını soyduğu kestaneyi aslının avcuna koyarak "Uykun mu geldi senin ?" diye sorarak anlına öpücük kondurdu. Aslı başını evet der gibi sallayıp "Saat çok geç olmuş güneş doğmak üzere " diye mırıldandı. Sevda elindeki sayıya bakıp "78 tombala " diyerek zevkle çayından bir yudum aldı. Gediz "Aşka kaybetsem de kumarda kazanırım diyorsun yani " diyerek göz kırptı. Ferhat sevdaya göz kırpıp "Ben daha senin bisey kaybettiğini görmedim" diyip gedize dönerek "Bir yanlışın var herhalde kardeşim " dedi. Aslı bıyık altından gülerek karışlık verdi. Sevdanın yankıları kızarmaya başlamıştî. Ferhat daha fazla uzatmayarak "Neyse biz kaçar aslının uykusu geldi " diyerek ayağa kalktı. Herkes de onlarla beraber ayaklanıp odalarına çekildi. Bugün herkes için çok güzeldi. Paris herkese iyi gelmişti. Normal insanlar gibi coşup eğlenmiş , güzel vakit geçirmişlerdi. Hemde birine bisey olmicak korkusu olmadan , sadece eğlenip güzel vakit geçirmişlerdi. Aslının yüzü gülüyordu , gülsümün de öyle. Gece yarısından sonra hep birlikte oyun oynayıp kestane yemeleride ayrı güzeldi. Tıpkı eski günlerdeki gibi, çocukken yani . Ferhat bunları düşünürek duştan çıktı. Odaya girdiğinde hava hafiften aydınlanmaya başlamıştı. Yatağa doğru yaklaştığında aslının uykuya daldığını fark etti. Bir eli yastığın altında bir eli karnında, saçları yastığın üstüne dağılmış bir şekilde öylece masum uyuyordu ki . Bir süre öylece asliyi izlemeye devam etti. Sadece masallarda gerçek olabilecek kadar güzelliğe sahipti . Daha fazla dayanamayıp yanağına minik bir buse kondurarak yanina uzandı. Aslı ferhatın geldiğini anlayınca ufak ufak biseyler mırıldandıp FFerhata dönerek sarılıp uykusuna devam ettim

siyah beyaz aşk - Var mı eksiğim Where stories live. Discover now