7.Bölüm ~ Mesaj

1.8K 159 57
                                    

Multimedya : Barlas Karahan

Keyifli okumalar...


Karşımdaki mavi gözlerin sahibi elini uzatmıştı ama o gözlere öylesine dalmıştım ki bunu fark etmemiştim. Sadece o mavi gözlere bakıyordum. Sanki etrafımdaki her şey silinmiş, sadece ben ve mavi gözlerin sahibi olan adam vardı.

"Alin?" Çınar'ın sesiyle kendime geldim. Etrafıma baktığımda herkesin bana baktığını görmek utanmama neden olmuştu. Yanaklarımın ısındığını hissetmiştim.

"Kusura bakmayın." dedim ve uzatılan eli tuttum.

"Ben Alin Çetin." dedim tebessüm etmeye çalışarak.

"Barlas Karahan." Bir adamın ses tonu nasıl bu kadar etkileyici olabilirdi? Kısa süre birbirine temas eden ellerimiz ayrıldı. Kalbimin göğüs kafesime vurduğunu hissediyordum. Daha fazla dikkat çekmemek için bakışlarımı adamdan çektim ve önümdeki kağıtlara diktim. Ancak gözümün önüne mavi gözler gelip duruyordu. Daha da heyecanlanırken başımı iki yana sallayıp görüntüden kurtulmaya çalıştım.

Çınar'ın sesiyle ona döndüm.

"Barlas Bey sizi buraya almak istediğiniz yer için çağırdık. Belki biliyorsunuzdur o alanı biz çok önceden kararlaştırmış ve çevresindeki alanları almıştık. O alan için de ikna aşamasındaydık. Ancak dün öğrendik siz de o alanı istiyormuşsunuz. Biz de bu konuda konuşarak uzlaşmak istiyoruz."

"Toplantıyı ayarladığınızda bu konudan bahsedeceğinizi tahmin etmiştim zaten. Teklifiniz nedir?"

"Sizin burayı almaktan vazgeçmenizi istiyoruz." Adamın mavi gözleri kısıldı ve dikkatle Çınar'a bakmaya başladı.

"Peki benim bu işten çıkarım ne?" Çınar konuşacakken adam elini kaldırıp durdurdu.

"Ya da dur! Az çok tahmin ediyorum. Para teklif edeceksiniz. Ancak şu da bir gerçek ki ben orayı satın alıp istediğim projeyi gerçekleştirdiğimde sizin vereceğiniz paranın çok daha fazlasını kazanacağımı biliyorum Çınar Bey. O yüzden hiç boşuna teklif etmeyin." dedi ve yüzünde alaylı bir gülümsemeyle arkasına yaslandı. Adamın bu hali beni şaşırtmıştı. Şirket toplantısına ilk defa katılsam da babam ve Çınar'ın konuşmalarını dinlediğimden az da olsa bir şeyler biliyordum. Genelde de şirketler bizim şirketle anlaşma yoluna gitmeyi tercih ediyorlardı. Bu adam ise Çınar'ın konuşmasına fırsat vermeden her şeyi reddediyordu. Bu nedenle ister istemez şaşırmıştım.

Çınar'a baktığımda bu sefer dikkatlice bakanın Çınar olduğunu gördüm.

"Peki siz ne istiyorsunuz Barlas Bey?" Ses tonundan Çınar'ın yavaş yavaş sinirlenmeye başladığını anlamıştım.

"Rakip şirketi yenmekten başka ne isteyebilirim ki?" Adamın dediklerini duyunca hayretle baktım. Bu adam yürek mi yemişti yoksa sahiden güçlü bir şirket miydi?

"Barlas Bey, sizinle anlaşma yoluna gitmek istiyoruz ama siz bunu reddediyorsunuz. Size bu işten vazgeçmeniz için ne istediğinizi sordum." Tane tane ve sözcüklerin üstüne basarak konuşmuştu Çınar.

"Çınar Bey, ben de ne istediğimi söylediğimi hatırlıyorum. Ben orayı satın almazsam bir şey kazanmam ama bir şey de kaybetmem. Ancak siz almazsanız çok şey kaybedersiniz. Böylece istediğim şey gerçekleşmiş oluyor." dedi özgüvenle gülümseyerek. Adamın gülümsemesi beni heyecanlandırmıştı. Bu hissettiklerim neydi?

Çınar'ın masaya yumruğunu vurmasıyla yerimde sıçradım. Adamın gözleri ilgiyle kısıldı. Mavi gözler göz kapakları arasında kaybolduğunda bu hoşuma gitmemişti. O gözleri görmek için içimde büyük bir istek oluşmuştu. Adam yavaşça kıstığı gözlerini açtığında rahatlayarak derin bir nefes verdim. Bu hissettiklerim neydi bilmiyordum ama ilk defa bu kadar güçlü duygular hissediyordum.

DİLEMWhere stories live. Discover now