25.Bölüm ~ Arkadaş

882 49 1
                                    

Multimedya: Dilem & Barlas

Keyifli okumalar...


"Dileeemm!" Çağrı'nın bağıran sesiyle göz devirdim. Beni restorana çağırmış şimdi de adımı söyleyip söyleyip duruyordu. Ne olduğunu sorsam da hala bir cevap alamamıştım.

Restoranda gözümü gezdirdim. Burası Barlas'a mail attığım yerdi. Şimdiki zamanı gördükçe iyi ki o gün o mesajı atmışım diyordum.

"Dileem!" Çağrı'nın sesiyle ona döndüm. O ise iki masa ötedeki boş masaya bakıp duruyordu. Masada göz gezdirdim. Hayır yani bir özelliği de yoktu ki masanın. Ne diye bakıyordu bu çocuk. Tekrardan Çağrı'ya baktım. Resmen gözünü kırpmadan masaya hüzünlü hüzünlü bakıyordu.

"Çağrı iyi misin?" Başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

"Değilim. Hem de hiç iyi değilim." Bakışlarını bir kere bile bana çevirmemişti. Ben de masaya bakmaya başladım.

Bir çift masaya yaklaşıyordu. Adam sandalyeyi oturmak için çekmişti ki yanımdan büyük bir bağırtı geldi.

"OTURMA!" İrkilerek Çağrı'ya baktım.

"Orası dolu." Adam garip garip Çağrı'ya baktı.

"Beyefendi iyi misiniz? Boş burası."

"Hayır dolu. Başka yere oturun." Adam ters ters Çağrı'ya bakıp karşısındaki kadının elini tuttu ve restorandan çıktılar.

"Çağrı salak mısın acaba? Resmen müşteriyi kovdun."

"Kovmadım. Başka masaya oturun dedim."

"Ama gittiler."

"Kendileri bilir." dedi omuz silkerek ve tekrar hüzünle masaya bakmaya devam etti.

"Sen böyle giderse iflas edersin."

"Benim kalbim iflas etmiş, ben iflas etsem ne olacak!" dedi acıyla. Kaşlarımı çattım. Ne saçmalıyordu bu?

"Çağrı?"

"Bana artık yıkık de." dediklerine gülmek istesem de kendimi tuttum.

"Yıkık bey?" dedim onun istediği gibi.

"Efendim?"

"O masada ne var?"

"Ah ah! Ne yok ki! Kalbim paramparça o masanın üzerinde." dedi parmağıyla masayı işaret ederek. Ardından yeri gösterdi.

"Bak gururum da yerlerde sürünüyor." Bu çocuk resmen kafayı yemişti.

"Anlatacak mısın artık?"

"Of of!" dedi sadece. Gözümü devirdim ve ayağa kalktım.

"Nereye?"

"Beni buraya çağırdın aceleyle. Bir saattir yanında oturmuş masayı izlemeni izliyorum. Soruyorum bir şey de anlatmıyorsun. Gidiyorum ben!"

"Sen de git, tamam! Herkes gidiyor zaten. Ben yalnız başıma acı içinde kıvranırım burada. Tek başıma. Yapayalnız." Yaptığı ajitasyona karşı kaşlarımı çattım.

"Ne oldu anlat hadi!"

"Ah ah!" Anlatmak yerine tekrar efkar yaptığında gözlerimi devirdim.

"Gidiyorum ben!" dedim ve lavaboya ilerledim. Hayır ne olduğunu söylese yardım etmeye çalışacağım ama geldiğimden beri aynı şeyleri tekrar edip duruyor bir de bakışlarını kaçırmadan boş masaya bakıyordu.

DİLEMWhere stories live. Discover now