51. ~BEYAZGÜL~

19.6K 891 184
                                    


Bu Bölümü Benim İçin Çok Değerli Olan Okuyucularıma İthaf  Ediyorum.       ftmmerve34 ,snmkzlkn ,HeraHira . Bu değerli üç kişi, Yapma'nın ilk üç okuyucusuydu. Daha; 0 takipçi, 0 okunma ve 0 yorum kapasitesindeiken yanımda olan en değerli okuyucularım. Yaklaşık bir yıl önce Yapma Karagülü yayınlamış olmama rağmen bir yıldır bağlantılarını koparmamış olmamalarına da ayrıca minnettarım. Ne demişler, ilkler ne olursa olsun unutulmuyor, finale bir kaç bölüm kalmışken sizide yâd etmek istedim.🖤

Not: 49. Bölümün devamı niteliğinde olacaktır bu bölüm.

.......................

YÜSRA BAYRAKTAR...

Orta yaşlarının sonuna doğru gelen kısa boylu kadın, minik bir erkek çocuğunun elinden tutmuş kaldırımda yürüyordu. Çocuk kadının elini iterek hızla koşup kaldırımın kenarındaki yeni ekilmiş güllerin yanına gitti. Kısa boylu kadın çocuğun gülü kopartacağını anlayınca küçük adamın yanına gidip elinden tekrar tutarak  kaldırıma sürükledi. Muhtemelen büyükannesiydi ve kadın yaşı gereği çocuğa bakarken bir hayli zorlanıyordu. Gözlerimi camdan çekip elimi karnıma koydum. Hastanede doktorun dedikleri iyi bir şey gibi durmuyordu. Ne kadar da değerlerim yükselmiş olsada düşük tehlikesi kendini göstermekten alıkoymuyordu.

Sıkıntılı bir hamilelik süreci geçirecektim ama bu hiç olmamasından daha tatlı bir heyecandı " Başka bir şey ister misiniz?"

Garsonun sesiyle, elimi karnımdan çekip Ömer'e baktım, oda bana bakıyordu başka bir şey istiyor muyum diye. Başımı hayır der gibi iki yana sallayınca garson, benim ve Ömer'in servis tabaklarını özenle masaya bırakıp gitti. Hastane dönüşü arabadayken Dilan aramıştı Ömer'i ve her ne dediyse Ömer o andan beri konuşmuyordu. Tek yaptığı şey sakince işlerini yapmaktı.

Çatal ve bıçağı elime alıp köri soslu tavuktan biraz alarak ağzıma attım. Lezzeti beni ve karnımdaki minik canavarı doyuracak derecedeydi. Dudağımın kenarını silmek için peçeteye uzanacakken Ömer'in hâlâ yemeğine başlamadığını fark ettim. Abi kardeşin özeline girmek istemiyordum ama Ömer'in hali hâl  değildi, Dilan telefonda her ne dediyse devri dönmüştü. 

" Ömer," Ömer ona bakan gözlerime suçlu bir çocuk gibi bakıp çevirdi hemen gözlerini. " Niye yemeğini yemiyorsun?"

Tabağını öne doğru itekleyip sandalyeye yaslanarak elllerini karnında birleştirdi. " Aç değilim. " deyip baştan savma bir yanıtla beni geçiştirerek telefonunu aldı eline.

" Dilan'a bir şey mi oldu?" Dedim konuya bodoslama girerek. Bunun başka bir açıklaması yoktu heralde. En son Dilan'la telefonda konuştu ve o konuşmadan sonra Ömer'in tavırları değişmişti.

Cevap vermeden gözlerini az önce benim yaptığım gibi cama çevirip dışarıdaki insanlara bakmaya başladı. Ne doğruyu, ne de yalanı söylemeyecek kadar cevapsız kalmıştı. " Kadir'e mi bir şey olmuş, niye aradı Dilan seni?"

" Kimseye bir şey olmamış Yüsra!" Deyip sesini normal desibelden biraz daha yükselterek  başını hiç bana çevirmeden konuştu. " Düşük tehlikesi var diye bir şey söylemiyorsun ama bu şekilde de en kötüsünün olma ihtimalini düşünüyorum. " Ömer sözümün bitmesini bile beklemeden derin bir nefes bahşedip of'lar gibi yüksek bir ses çıkarttı. Susuyordu, cevap vermiyordu ama gerginliği, sinirliliği üzerindeki her zerresine yapışmıştı.

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin