17. ~ KARAGÜL ~

34.3K 1.5K 371
                                    


..................................

Gözlerimi kamaştıran ışık yüzünden yüzümü buruşturarak elimi gözlerime tutup alıştıra alıştıra açtım.

Dün yattığım gibi uyanmakla birlikte hâlâ Ömer'e sarılmış bir vaziyetteydim. Kolumun üstünde ki elini yavaşca itip yataktan kalakarak giyinme odasına girdim.

Beyaz bir gömleğin üzerine mavi kot bir elbise giyip saçıma da bir fular bağladım. Giyinme odasından çıkıp bonyoya girerek dişlerimi fırçalayıp tekrar çıkarak yatakta yatan Ömer'e baktım.

Sırt üstü uzanmış yatıyordu. Bir iyilik yapıp uyandırsamıydım?
Ama onu uyandırdım diye yanlış düşüncelere kapılmasınıda istemiyordum.

Acaba yüzüne su döksem ne yapardı? Bu zamana kadar bana hep Yusuf, yüzünden kızmıştı. Böyle şeyler için de kızarmıydı?

" Ne o, beni izler mi oldun? " diyen Ömer'le düşüncelerimden ayrılıp lanet ettim kendime. Ben bunları düşünürken onu mu izliyordum?

Arkamı dönüp umursamıyor gibi tuvalet masasına yaklaştım.

" Seni uyandırmak için çok cani planlarım vardı ama, neyse artık birdahakine. " dedim parfüm şişesini elime alarak.

Ömer, şakayla karışık lafima kahkaha atıp yataktan çıkarak rotayı bana çevirdi. Nefesini hissedecek kadar yakınıma gelice başını biraz eğip önüme gelen bir tutam saçımı kulağımın arkasına koydu.

" Sen uyandır da, nasıl olursa olsun. " diyince adımlarımı ondan uzaklaştırıp kapıya yaklaştım. Bana yaptığı hiç bir şeyi unutmamıştım. Onu değil affetmek, hayatımda yer edinmesine dahi müsaade etmezdim.

Ömer, ondan uzaklaştığımı görünce başını başka yöne çevirip yumruğunu sıktı.

" Peki gülüm, peki. " dedi. Sanki şu sesi iyi olmayan oyunculara dublaj yaparlar ve tok bir erkek sesi olur ya onun gibiydi sesi. Bir de yeni uyanmışlığın verdiği mahmur ton bir değişiklik katmıştı benliğine. bonyoya doğru gidince böyle ayakta beklememek için telefonumu alıp aşağı, Zeliş'in odasına girdim.

" Gü.nay.dınnnnnn " iki dakika boyunca uzatarak söylediği iki saniyelik kelimeyi büyük bir sabırla dinleyip koltuğa oturdum.

Üzerinde yine çocuksu bir kıyafet vardı. Nerden buluyordu şu kıyafetleri? Resmen pijamasının üzerinde tom ve jerry'nin resmi vardı.

" Insan bir günaydınıma karşılık verir." Diyip yanıma oturdu.

" Günaydın. "

" Yüsra telefonunu verirmisin iki dakikalığına? Kerim'i görüntülü arayacağım. " diyince telefonu verip rahat konuşsun diye salona indim.

Meyem ve Ayşe hanım oturmuş el işi yapıyorlardı. Sabah sabah bu ne hevesti böyle? Ben merdivenleri inmeye üşeniyordum...

Kahvaltı saati yaklaştıkça ev halkı masaya teşrif ediyordu. Merve dışında herkes tam olunca masaya oturulmuş yine büyük bir sessizlikle kahvaltı yapılmıştı.

Kahvaltıdan sonra Ömer'le birlikte babamın kabrine gelmiştik. Ben yalnız kalmak istediğim için Ömer'de kendi babasının kabrine gitmişti. Şimdi de yaklaşık bir saattir babamla konuşuyordum. Yani ben söylüyordum babam da dinliyordu heralde. Zaten o beni hep dinlerdi. Diğer babalar gibi değildi. Bütün arkadaşlarımı anneme değil babama anlatırdım. Hatta Yusuf'u bir ara çok anlattığım için şüphelenmişti ama bir şey dememişti.

" Gidelim mi? " arkamdan Ömer'in sesini duyunca yavaşca dönüp başımı salladım. Bu taşlı yolda kendini belli etmeden nasıl sessiz gelmeyi başarmıştı?

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin